Selahattin Tansel Gönderileri
Selahattin Tansel kitaplarını, Selahattin Tansel sözleri ve alıntılarını, Selahattin Tansel yazarlarını, Selahattin Tansel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Winston Churchill'in dediği gibi: "Kötü yönetimin şaşkınlığı, savaşların yorgunluğu, bitip tükenmek bilmeyen savaşların acısı, çevresinde parçalanıp çöken imparatorluğuna rağmen, Türkler hâlâ yaşıyorlardı". İşte bu sıralardadır ki Mustafa Kemal'in dehası işe karıştı.
Sayfa 279Kitabı okudu
padişahı ve onunla birlikte çalışanları, bu kadar çekingen ve korkak olmaya sevk eden sebepler, sadece günün şartları mı idi, yoksa "Galiz bir gafletle, hain bir meskenetle vatanın haklarını müdafaada" gösterdikleri tolerans mı idi? Bu sorunun cevabını vermek hâlâ güçtür. Ancak Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın, değil Türk milletine kendisini işbaşına getiren Osmanlı sultanına bile herhangi bir fayda sağladığı şüphelidir
10 Şubat 1919'da Adana'daki Türk mağazaları, Ermeniler tarafından yağmalandı ve olaylar korkunç bir ölçüde çoğaldı. Bir an geldi ki bu zalim ve kanlı ırkın yaptıklarına Fransızlar bile dayanamamaya başladılar ve "Ermeni lejyonunu" Fas'a göndermeyi düşündüler
G. JaeschkeKitabı okudu
İzmir katliamı
katliam, Müttefiklerin gözleri önünde yapılıyor; insanlar öldürülüyor; cesetleri denize atılıyordu. Kışladan gemilere gidinceye kadar "dokuz subay şehit olmuş, 21 subay yaralanmış, 27 subayın da akıbeti meçhul kalmıştı" Bu tek taraflı öldürüş, bir an geldi ki tüyler ürpertici ve iğrenç bir hâl aldı. Durumu gemilerinden seyreden bazı İngiliz ve Amerikan denizcileri bu hâle insanlık adına dayanamadılar, denize atılarak Türklerin yardımına koşmak istediler. Fakat komutanları buna izin vermediği gibi gemilerin şehre bakan taraflarına tente çekmek suretiyle bu kanlı manzarayı kendi askerlerinin gözlerinden saklamaya çalıştılar.
İzmir'deki kiliselerin çanları çalıyor ve kadınlı erkekli, rıhtımı doldurmuş olan yerli Rumlar, Yunan askerlerinin üzerine demet demet çiçekler fırlatarak ve "zito" diye bağırarak gösterilerde bulunuyorlardı. Bu arada işgal komutanı Zafiriu'nun bir beyannamesi halka dağıtılırken İzmir Metropoliti Chrysostomos da aynı komutana hoş geldin dedikten sonra, elindeki haçı havaya kaldırmış, onu ve onunla birlikte bulunanları takdis etmiş, güzel bir Rum kızının taşıdığı altın bir tepsinin içinden aldığı tuz ve ekmeği komutana sunmuştu. Sadece vatanı kurtaranlar için yapılan bu törenden sonra, Chrysostomos büsbütün coşmuş ve rıhtımda sıralanmış bulunan Yunan askerlerine karşı, onları Türkler aleyhine kışkırtan bir konuşma yapmıştı. İşte işgalcilere karşı ilk kurşun bu sıralarda atıldı ve Osman Recep Nevres (Hasan Tahsin) adındaki gazetecinin silahından çıkan kurşunlar, Konak önüne kadar yürümüş olan Efzun birliğinin bayrak taşıyan iri yarı erini yere yuvarladı. Gerçi, yurdunu savunma uğrunda silahını ateşleyen Hasan Tahsin'i, Yunanlılar hemen parçaladılar. Fakat Hasan Tahsin'in bu örnek hareketine başka Türklerin katıldığı da görüldü. Nitekim adı sanı belli olmayan yağız çehreli bir Türk delikanlısı da bir sokağın başında silahını ateşledi; mermisi bitinceye kadar bu harekete devam eden delikanlı daha sonra kayboldu.
Sayfa 182Kitabı okudu
İstanbul'daki İngiliz elçisi, İngiltere Dışişleri Bakanlığına gönderdiği bir telgrafta Kürtler hakkında aşağıdaki şekilde bir mütalaa beyan ediyordu. "Tarih, Kürtlerin güvenilmez olduğunu göstermiştir. Kürtler de Müslüman'dır; fakat kötü Müslümandır. Kolaylıkla dinsiz sayılabilirler. Hükümetimizin niyeti Türkleri ne olursa olsun zayıf düşürmek ise, Kürtleri onlardan ayırmak hiç de fena değildir ve bu mümkündür. Ancak bunun çok dikkatli yapılması gerekir ki Noel, bunun farkında değildir".
Sayfa 128 - Bak, Taner Baytok.Kitabı okudu