Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selin Berghan

Selin BerghanLubunya yazarı
Yazar
8.6/10
5 Kişi
21
Okunma
3
Beğeni
890
Görüntülenme

Öne Çıkan Selin Berghan Gönderileri

Öne Çıkan Selin Berghan kitaplarını, öne çıkan Selin Berghan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Selin Berghan yazarlarını, öne çıkan Selin Berghan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Senin için insan yaşamındaki en önemli değer nedir ? Ve neden odur ? - Sevgidir bence. Sevgisiz hiçbir şey olmaz.
Sayfa 111 - Metis yayınları, konuşmacı Trans birey Ceylan.Kitabı okudu
- Toplumdan dışlanma ve baskı görüyor musun ? - Baskı her zaman için oldu, olacak. Çünkü toplum bizi bir yara olarak görüyor; ama bu yanlış. Yarın birgün onların çocuklarının da eşcinsel olmayacağının hiçbir garantisi yok. Torunlarının, kuzenlerinin, yeğenlerinin veya kocalarının eşcinsel olmadığını nereden biliyorlar? " Yazar ve trans birey Güneş arasında ki röportaj alıntısı. "
Reklam
288 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Gökkuşağının tüm renklerine ihtiyacımız var.
Lubunya, yazarımızın çeşitli transseksüel bireylerle yapmış olduğu çeşitli karşılıklı konuşmalardan oluşan, bilimsel açıdan mühim, sosyolojik bir belge niteliği taşıyan nadide bir eser bana göre. Bir toplumdaki yasalar ve düzen asla çoğunluğu dikkate alarak kurulmamalıdır. Bir toplumu oluşturan şey yalnızca çoğunluk değildir, aynı zamanda azınlık
Lubunya
LubunyaSelin Berghan · Metis Yayıncılık · 200721 okunma
Toplum bizlere sapık diyor, ama maalesef toplumun kendisi sapık. Biz duygularımızı dışa atarak, biz buyuz diyerek kimliklerimizi elimize alıyoruz. Evet ben sizin gözünüzde bir homoseksüelim, transseksüelim, travestiyim diyebilirim, ama onlar maalesef bıyık altından eşcinseller.
Sayfa 73
Transseksüellik, travestilik ve eşcinsellik farklı eksenlerde tanımlanmalarına ve ataerkillikle farklı biçimlerde "kavgalı" olmalarına karşın sık sık birbirlerinin yerine kul­lanılır. Eşcinseller ve travestiler için biyolojik cinsiyetten rahatsız ol­mak ve değiştirmeyi istemek söz konusu değildir. Yaygın kanının aksi­ne geyler "kadın gibi" ve lezbiyenler "erkek gibi" olmak zorunda değil­lerdir. Travestiler de ameliyat olmamış transseksüeller değil, genelde kadın kıyafetleri giymekten cinsel haz alan heteroseksüel erkeklerdir.
Sayfa 20
Böyle hissettirenler her daim mutsuz ve rahatsız olurlar umarım :(
"Ben kendi kimliğimi yaşadığım için mutluyum; ama böyle bir ülkede yaşadığım için çok mutsuzum ve rahatsızım."
Sayfa 84
Reklam
20 yıl geçti ve Türkiye aynı yerde olmayı bırak, daha da geriledi
(2003) -Bundan on beş yıl sonra, pozitif bakarsan, kendini nerede görüyor­sun? Hangi amaçlarını, hayallerini gerçekleştirmiş olursun, en iyi ih­timalle neredesin? -En iyi ihtimalle on beş yıl sonra asli mezarlıkta olabilirim. Ama ciddi söylüyorum, gerçekten şaka değil; çünkü bugün nasılsa on beş yıl sonra da Türkiye aynı yerde olacak. Emin olabilirsin buna. Bizler yine aynı kuytu köşelerde olacağız. Hep geceyi yaşayacağız, gündüzü asla yaşayamayacağız rahat bir şekilde. Bu yüzden de on beş yıl sonra en güzel ihtimalle, en rahat, en mutlu olacağımız yer herhalde asli me­zarlık.
Sayfa 88
Feminist yaklaşımlar, eşcinsel hareket, queer ve transgender politika­ları artık yalnızca kadın ve erkek kimliklerini sorgulamakla kalmayıp toplumsal cinsiyet kimliklerinin bu iki sınıfın referans alınarak tanım­lanmasına da karşı çıkmaktadırlar. Toplumsal cinsiyet tarışmaları, ırk, kimlik, rol, beden, cinsel yönelim gibi bileşenleri de içererek, "farklı­lıklarla" birlikte "eşitlik"in olanaklarını aramaktadır.
Sayfa 21
Bu kadar ataerkillik şaka gibi doğrusu..
DE transseksüel ameliyatı ise günümüzde halen oldukça zor, daha az yaygın ve sonuçları klinik olarak ED dönüştürme operasyonu kadar tatmin edici değil. Bu durum, tıbbi bir gerçek olduğu kadar sosyo­politik bir gerçektir. Cinsel değişim operasyonunda, üstü kapalı da ol­sa penisin yüceltilmesi durumu söz konusudur. Bu da "gerçek bir pe­nisin" yapılamayacağı, sadece doğuştan var olabileceği duygusuna da­yanır.
Sayfa 24 - DE CDO 1935'te yapılmaya başlamış, bugün halen kullanılan penis yapma yön­temini ise 1953'te Dr. Georges Burou bulmuştur.
"Bu yaşam, bu dünya çocuklara hiç uygun değil. Sa­vaşın olduğu bir dünya, insanların yok sayıldığı bir dünya, işken­cenin var olduğu bir dünya, kısaca çocukların yok edilmesi için elinden geleni ardına koymayan bir dünya. Bir çocuğun yaşayabileceği bir alan olmayan bir dünya..."
Sayfa 140
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.