Hastanede Cinayet yazarın bir önceki çalışmasıydı. Ve Cinayet Malikânesi'ne kıyasla çok daha iyi bir hikâyeydi. Cinayet Malikânesi ise ne yazık ki oldukça kötü bir eser.
Bu kitap esprili, mizah ve gizem dolu yapısını olayların akışındaki hızı tutturamaması bir yana, bir çok olayı doğa üstü bazı gelişmeleri de içine alacak şekilde bir arada kullanınca ortaya kötü bir bulamaç çıkıyor.
Bir yazar yazıp hikâye anlatabildiği için takdir edilmeli mi? Türk polisiyesi söz konusu ise, evet. Çünkü bunu yapamayan yazarlarımız da var. Acaba polisiye seçilmesinin sebebi ben bunu anlatırım diye kendini rahat mı hissetmek? Evet ama senelerce edebiyatla kitapla iç içe olan yazarların başka yazarları okumadığını düşünemeyiz, okuyorlardır herhalde. İnsanlar neleri anlatabiliyor hikâyelerinde, romanlarında; polisiye de kolay olduğu için değil, iyi olduğu için okunuyor olsa gerek. Kötü edebiyat her yerde kötü edebiyattır. Bu kitap da basılmadan önce birileri tarafından okunmuş olsa gerek. Ama nasıl oldu da bu kitap tekrar tekrar gözden gecirilmedi, yeniden yazılmadı? Çünkü sonuç hakikaten kötü.
Sema Fener kitabın sonunda doğa üstü ve fantastik ögelere fazlasıyla yer verdiği için ikinci kitabında muhakkak bu fantastik ögeleri akla uygun şekilde izah edeceğini söylüyor, ama bu doğru bir yöntem mi bilmiyorum.
Fantastik ögelerin bulunmadığı bir cinayet Malikânesi daha iyi bir sonuç verebilirdi, bunu da iyimser bir şekilde söylüyorum.