Semih Erelvanlı 1975 yılında İzmir’de doğdu. Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisansını A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, yüksek lisansını Texas A&M University’de tamamladı.
Erelvanlı’nın öyküleri, Evrensel Kültür, Dünyanın Öyküsü, Öykü Gazetesi, Mühür, Patika, Askıda Öykü gibi dergilerde yer aldı. Yazarın yayımlanmış üç kitabı bulunmaktadır: Bebek Arabasında Ayvalar (öykü, Evrensel Basım Yayın, 2014), İki Bacaklı At ya da Dört Bacaklı İnsan (İran Yeni Sineması üzerine denemeler, Evrensel Basım Yayın, 2014), Tahtakuruları’nın Evreni (öykü, Evrensel Basım Yayın, 2015). Ayrıca Öyküden Çıktım Yola’da bir minimal öykü, Haziran’da Bir Fidan’da bir ortak öykü ve Kısa Film Öyküleri’nde bir kısa film öyküsüyle yer almıştır.
Erelvanlı, Ankara’da yaşıyor.
"Hayvanat bahçesindeki tutsaklığına dayanamayıp boğulmak için suya giren ayı kadar, can yoldaşı öldü diye yemeyi içmeyi reddederek ölüme yatan köpek kadar, zorda kalınca kendini sokan akrep kadar da mı onurlu olmayalım?"
2059 yılında Üçüncü Savaş çıkmış ve toplam yirmi dört saat sürmüştür.Savaştan on yıl sonra, Kuzeybatı Birliği’ne bağlı Jilmaya topraklarında hükümet, vatandaşlarına büyük bir baskı uygulamaktadır. Yoksul, kimsesiz ve mülteci insanlar yok edilmelidir. Bu nedenle halkın alt tabakası sokaklarda polisler tarafından gizlice ya da açıkça öldürülmektedir. Bu duruma dayanamayan, isyan eden polisler, hükümeti protesto etmek için halka açık yerlerde bildiriler okuyup toplu intihar etmektedir.
.
Kitabın sonuna geldiğimizde ise ister istemez arkasındaki boş sayfaları çevirip 'eee devamı?' diyorsunuz. Bana göre konusu muhteşem. Ama Cımbız Argon'a, Ülgen Serbay'a ne olduğu merak konusu. İdolüm Metin ve Atlas oldu. Onlar da harcandı.
Not: Kitabın üç sayfasının birinde intihar var. O yüzden karakterlerle bağ kurabilir ve onlar ölünce, yarım saat üzülebilirsiniz.
Not2: Eğer ZTS sistemi günümüz Türkiyesinde olan bir sistem olsaydı 'gençlik' diye bir kavram olmazdı ya da çoğumuz Elek3'e düşerdik.
Not3: Yazarın diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. 2021'in en favori yazarım oldu.
KülleriSemih Erelvanlı · Hep Kitap · 201855 okunma
Kitabı alırken Türk bir yazardan distopya eseri okuyacağım için çok heyecanlıydım. Gerçekten heyecanıma da değdi, hem siyasi bir eleştiri, hem de distopya türünde bir kitap, gerçekten çok güzeldi. Toplumun sesini çıkarmadığı konulara çok güzel değinmiş yazar, kadınlara, çocuklara yapılan şiddetlerin bu denli arttığı bir dönemde bu kitabı okumuş olmak beni bir yandan da çok üzdü.
Kitabın konusu günümüzden 70 80 yıl sonrasında Üçüncü Dünya Savaşının ardından kurulan bir korku imparatorluğunu konu alıyor ve bu imparatorluk halkı ZTS isimli bir sistemle denetliyor. Bu sistem insanların düşüncelerini okuyor, baskıdan sıkılan insanlar intihara yelteniyor fakat ZTS bunlara bile izin vermiyor.
Ana fikri çıkarmak çok zor, çünkü kitapta çok fazla fikir var. Fakat ana fikir sanırım ki özgürlük diyebiliriz.
Teknik açıdan kitap biraz farklı, 2 3 sayfalık bölümler ile ayrılmış, sürekli farklı birinin gözünden okuyoruz. Bunun sebebini de okurken öğreneceksiniz zaten. Teknik benim çok hoşuma gitti. Yazarı gerçekten tebrik ediyorum, harika bir eser ortaya çıkarmış.
KülleriSemih Erelvanlı · Hep Kitap · 201855 okunma
( Spoiler içerir.)
Çok akıcı bir kitap. Konu olarak oldukça ilginç ve farklı. Okurken gerçekten keyif aldığım bir kitap oldu.
24 saatlik bir 3. Dünya Savaşı'nın ardından yeni bir düzenin kurulduğu bir ortamda geçiyor kitabımız. İlk sayfalarda intihar etme fikriyle silahını alnına dayayan bir polis memurunun, intihar edemeden bir keskin