Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şerafettin Özdemir

Şerafettin ÖzdemirSevgilim Güzel Hasine'm yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
4
Okunma
0
Beğeni
404
Görüntülenme

Hakkında

Şerafettin Bey, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşamış; Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’na katılmış; birçoğu yayımlanmamış şiirleri, şarkıları, piyesleri ve öyküleri olan bir tıp doktorudur. Şerafettin, 1889'da (Rûmi 1305), Abdurrahman Bey ve Hatice Hanım’ın dört çocuğundan ikincisi olarak Bolu'da doğmuştur. Babası Abdurrahman Bey (doğ. 184?- öl. 190?) Erzincan-Kemaliye (Eğin) yakınındaki Apçağa köyündendir. Annesi Hatice Hanım (1858-?) Bolu doğumludur. Babası Abdurrahman Bey sıbyan mektepleri ile medreselerde öğrenim görmüş, telgrafçılık öğrenmek için Tarsus'a gitmiş, sonra İstanbul'da Telgraf Nezareti Mektebinde okumuş, telgrafçı olarak Karamürsel, Yalova, İzmir, Geyve, Bolu gibi birçok yerde görev yapmıştır. Bolu'dayken 1882'de Hatice Hanım'la evlenmiş, bu evlilikten 4 çocukları olmuştur. Firuze 1884'te, Şerafettin 1889'da ve Mustafa 1890'da Bolu'da doğmuştur. Abdurrahman Bey, eşi ve 3 çocuğuyla 1895 yılında Beyrut'a Kudüs Düyun-ı Umumiyesi müdürü olarak atanmış, son çocuğu Ahmet 1901'de Kudüs'te dünyaya gelmiştir. 1889'da Bolu'da doğan Şerafettin, 6 yaşındayken ailesiyle 1895’te Osmanlı Devleti sınırları içindeki Kudüs’e gider. Babasının görevi dolayısıyla gittikleri Kudüs’te ilk ve orta öğrenimini, Beyrut'ta da yedi yıllık idadiyi tamamlamıştır. İstanbul'da 1908 yılında başladığı Mülkiye Tıbbiye-sinden 1914’te doktor olarak mezun olur. Tıp öğrenimi görürken o yılların başkenti İstanbul’daki Türkçülük ve ulusalcılık akımını benimser. Tıp okulunun son sınıfındayken Balkan Savaşı’na gönüllü olarak katılır. Doktor olunca da I. Dünya Savaşı seferberliği nedeniyle, yeniden orduya alınarak yüzbaşı rütbesiyle Edirne Jandarma Fırkası Başhekimliğine atanır. Sonra, Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinde başhekim olarak Doğu Anadolu’da Bitlis ve Van’da görev yapar, Ruslara karşı savaşırken ağır yaralanır. Osmanlı imparatorluğu ile 30 Ekim 1918’de yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması’nda terhis olunca, İstanbul’a döner. Şerafettin Bey'in kendi yazdığı mektuplarından öğrendiğimize göre, daha tıp okulunda öğrenciyken, 1911 yılında İstanbul’un Avrupa yakasındaki bir kırda Hasine adlı kızı görür ve ona âşık olur. Ekim 1918’de, Hasine Hanım’la Kırklareli’nde evlenir. Çok geçmeden Bolu hükûmet tabipliğine atanınca eşiyle birlikte oraya taşınır. Şerafettin Bey, Bolu'da avukat arkadaşı İlyaszâde Şükrü ile birlikte ‘Dertli’ adlı gazeteyi çıkarmaya başlar. Gerek yazıları gerekse yaptığı konuşmalarda Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı ülküsünü güttüğü için Bolu’daki gerici grupların öfkesini toplar. “Bolu Vak'ası” diye bilinen, 4 Mayıs 1920’de Hamdi Birgören ve yandaşlarının Düzce-Bolu hilafetçi kalkışması sırasında Şerafettin Bey güçlükle hayatta kalmıştır. Daha sonra, eşi Hasine ve 8 aylık kızı Tomris’i İstanbul’a götürüp yerleştiren Şerafettin Bey, yeniden Anadolu’ya dönerek çeşitli yörelerde doktorluğunu sürdürür: Amasya’nın Gümüşhacıköy hükûmet hekimliği, Sivas merkez hekimliği, Doğu Karahisar Livası Sıhhiye Müdürlüğü merkez hekimliği gibi. Bu gittiği yerlerde de doktorluk görevi yanında konuşmaları, şiir ve yazılarıyla yöre halkında ulusal duyguları yükseltmeye çalışır, gençleri coşturur. Şerafettin Bey, bu heyecanla 27 Temmuz 1922 sabahı erkenden teftiş için Mesudiye ilçesine gitmek için yola çıkacağı sırada, jandarma ve sivil milis gücünden küçük bir birliğin hareket hâlinde olduğunu görür. Bu birliğin o yörenin azılı eşkıyalarından Soytarıoğlu çetesiyle savaşa gittiğini ancak bu askerî birlikte doktor bulunmadığını öğrenince, askerî birliğe gönüllü olarak katılır. Şerafettin Bey’in katıldığı birlik, Ordu ili ve Suşehri jandarma birlikleriyle iş birliği için Karagöl yaylalarına doğru yol alır. Çambaşı yöresine yakın Murtaz Yaylası’ndan Orta-Oba Yaylası’na kadar bir iki yerde ufak tefek çarpışmalar olur. Bu birlik Yassıyurt Yaylası’nda pusuya düşürülünce, yapılan çatışmada Şerafettin Bey şehit düşer. 4 saatlik çarpışmadan sonra birlik teslim olur. Doktor Şerafettin Bey şehit olduğu Yassıyurt Yaylası’na gömülür. Mezarının nerede olduğu hâlâ bilinmemektedir. Şerafettin Bey ölümünden önce daha soyadı olmasa bile kendisi için “Özdemir” lakabını seçmişse de defterlerdeki şiirlerinin yalnızca birinin altına “Doktor Şerafettin Özdemir” yazmış, kalanlarında ise çoğunlukla yalnızca “Şerafettin” yazmıştır. Buna karşılık ‘Dertli’ gazetesindeki bir şiirinde “Ş. Mazlum”, bir şiirinde “Şerafettin Abdurrahman”, ikisinde ise “Orhan Kaya” adını kullanmıştır. ‘Dertli’ gazetesinde, başyazar olarak da “Doktor Şerafettin Abdurrahman” adıyla karşımıza çıkmaktadır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
1889
Ölüm:
1922

Okurlar

4 okur okudu.
6 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hâkime-yi ruhum (ruhumun hâkimi), "İnsan sevdiği için her meşakkate katlanır ve katlanıyormuş" diyorsun. Pek doğrudur. Demek ki sen de aşkı hissetmişsin.
Sayfa 27
4.Mektup ﴾8 Ağustos 1918﴿
“Seninle tatlı *hasbihâl-i garâm ettiğimiz köşeyi, orada geçen neşeli dakikaları öleceğim dakikaya kadar unutamayacağım. Sen de unutmayacaksın değil mi Hasine’m?”
Sayfa 64 - Cümle Yayınları ﴾*aşk sohbeti﴿
Reklam
7.Mektup ﴾16 Ekim 1918﴿
“Bazı mektuplarında: “İnsan sevdiği için her meşakkate katlanır ve katlanıyormuş” diyorsun. Pek doğru. Demek ki sen de aşkı hissetmişsin.”
Sayfa 74 - Cümle Yayınları
1.Mektup ﴾3 Mayıs 1911﴿
“Size bütün kalbimi dolduran şeyleri yazmak istesem, kocaman bir roman olur.”
Sayfa 42 - Cümle Yayınları
7.Mektup ﴾16 Ekim 1918﴿
“Evet Hasine’m, biz kalplerimiz, fikirlerimiz, ruhlarımız birleşmiş iki vücuduz. Vücudumuz iki ise de bu iki vücudu idare eden kalp, fikir, ruh birdir. Onun için senin de tıpkı benim hâlimde olduğuna kanaatim vardır. Sen de artık bu ızdıraplardan kurtulmak, sen de artık mesut günlere kavuşmak istersin değil mi?”
Sayfa 77 - Cümle Yayınları
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
143 syf.
10/10 puan verdi
Genç Şerafettin’in Acıları
Doktor
Veli Behçet Kurdoğlu
Veli Behçet Kurdoğlu
, ‘
Şair Tabibler
Şair Tabibler
’ adlı eserinde kendisinden şöyle bahseder: “Henüz 32 yaşında iken şehit düşen doktorun bütün meslek hayatı, 1912’de Balkan Savaşı’na katılmasından başlamak ve 1922 yılının 27 Temmuz gününe kadar devam etmek üzere yalnız 10 yıllık kısa bir süredir. Fakat bu kısa süre içine giren, vatanın mukadderatiyle ilgili birçok
Sevgilim Güzel Hasine'm
Sevgilim Güzel Hasine'mŞerafettin Özdemir · Cümle Yayınları · 20175 okunma