Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
En Yeni Seray Şahiner Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Seray Şahiner sözleri ve alıntılarını, en yeni Seray Şahiner kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Bu kitabı okurken, okuyup hemen çevirdiğimiz üçüncü sayfa haberlerinin sebeplerini, olayların o noktaya gelene kadarki gelişim sürecini hiç düşünmediğimizi fark ettim.
Seray Şahiner, Antabus'ta bu okuyup hemen çevirdiğimiz, üstünde hiç durmadığımız üçüncü sayfa haberlerinden birinin kahramanıyla tanıştırıyor bizi.
Leyla Taşçı.
Leyla, gazetelerden tanıdığımız, her gün her yerde duyduğumuz; yapılan baskılardan, şiddetten, yok sayılmaktan, görülmemekten, duyulmamaktan dolayı artık hayattan vezgeçmiş bir kadın.
Gazeteye haber olmadan önce neler yaşadı, neler hissetti, ne istedi, ne istemedi, hepsini Leyla'nın ağzından dinliyoruz.Ağzından dediysem öyle kalkıp kimseye anlattığı yok.Kim dinleyecek ki?!
Leyla yıllardır içine attıklarını yine kendine anlatıyor.Nasılsa insanlar ona yapılan şiddeti de zulmü de görmüyor, duymuyor!
Ne ailesinin ne sevdiğinin, ne de kocasının sevip sahiplendiği Leyla'nın başından geçenleri okuyunca artık üçüncü sayfa haberlerini okuyup hemen çeviremeyeceksiniz.
Leyla'nın hikayesine bir kulak verin derim.
Kadınlara yapılan her türlü şiddetin, kadın cinayetlerinin son bulması dileğiyle.
Herkese iyi okumalar.
Bu yılı Antabus ile açmıştım; gerek baş karakteri, gerek konusu, gerekse hikâyenin ağırlığına karşın samimi üslûbu ile çok sevdiğim, bana çok dokunan bir kitap olmuştu. Kul ise Seray Şahiner'den okuduğum ikinci kitap oldu. Yılın son kitabı da oldu aynı zamanda, hoş bir denk geliş. Ne var ki ben Kul'da Antabus'da sevdiğim o derinliği bulamadım.
Mercan ilgi çekici bir karakter aslında, fikir olarak çok güzel ama sanki fikirde kalmış gibiydi. Kendini tekrar eden cümlelerle Mercan'ın hayatındaki tekdüzeliği hissettirmeye çalışmış yazar fakat bana okurken zevk vermedi. Sanırım konusunu sevmeme rağmen ana karakterin yeteri kadar derinleştirilmemiş olduğunu hissettiğim için tam olarak içine giremediğim bir kitap oldu. Yine de akıcı ve eğlenceli üslûbu ile okunmaya değer bir kitap, beklentisiz okunursa sevilebilir de.
Seray Şahiner kitapları bir çırpıda okumalık, tadı damakta kalmalık, okurken sürekli tebessüm etmelik, içten yanmalı hisler taşımalık... Antabus kitabında da bu kitabında da bir kadın üzerinden anlattı kadınların tüm gamını kederini. Neleri tiye aldı, neleri irdelerken suyunu çıkardı... Bizden hikayeler sunuyor bize Şahiner, bana hep doksanlar tadı veriyor anlattıkları da, günümüzden uzak olduğu için değil de onun anlattığı insanları o yıllarda daha çok gördüğümden. Kalemi kıvrak. Kendine has, özellikli ve başarılı. Ben nerede görsem tanırım artık yazarın kalemini dediğiniz türden. Kitaplarını okudukça hakkında daha çok fikir edineceğimi biliyor ve bunun için de sabırsızlanıyorum.
Seray Şahiner'i dergilere yazdığı yazılarıyla tanıdım. İlk okuduğum kitabıysa birkaç kez okuduğum Antabus romanı.
Samatya'da geçimini temizlik yaparak sağlayan yalnız bir kadının, Mercan'ın hikayesi Kul. Yıllarca çocuğu olmayan Mercan'ı kocası da terk edince geri kalan hayatı doğmamış çocuğunun ve terk eden kocasının hasretiyle geçer. Artık yalnızlığıyla bile dertleşen bir kadındır Mercan.
Hikaye Mercan'ın üzerinden anlatılıyor Kul romanında. Onun gözüyle Samatya'yı, İstanbul'u, kadınları okuyoruz. Antabus romanındaki Leyla karakteri acılarını mizahi bir dille anlattığı için aynı beklentiyle Kul romanını okudum. Seray Şahiner Mercan'ı anlatırken de aynı yolu izlemiş ancak bu karakterin yalnızlığı, yalnızlığıyla başa çıkmaya çalışması daha ön planda gibi geldi bana.
Mercan. Denizlerin diplerinde kendisine verilen adla yaşayan zorlu şartlarda bulunup çıkarılan canlılardan tek farkı onların etrafının kalabalık olmasıdır. Hatta mercanlar en nihayetinde bir insan tarafından bulunup çıkarılabilir.
Bir apartmanın bodrum katında tıpkı denizlerin diplerinde yaşayan mercanlar gibi dipte yaşayan Mercan ise kocası tarafından terkedilmiş, çocuğu olmayan yalnız bir kadın. Kocasına resti çekip onun gitmesine ve geri dönmemesine neden olmuş ama bu yaptığının bir blöf olduğunu da gün geçrikçe yalnızlığından anlar Mercan. Önceleri çocuğu olsun diye camilerde duaya el açarken git gide türbelere, kiliseye hatta falcılara kadar götürür işi ama isteğinr kavuşamaz. Sonraları bu dileğine kocasının dönmesini de ekler ama işler yine istediği gibi sonuçlanmaz.
Tanrıyla sohbet eder, kendiyle sohbet eder, korkar, cesurlaşır, alışık olmadığı şeyler yapar ama Mercan hayattan istediğini alamaz. Mercan a göre yalnızlık bir Allah'a bir kendine mahsus kılınır.
Gün geçer Mercan apartman silmeye devam eder. Gün geçer Mercan iyice umutlarını tüketir. Gün geçer...
152 syf.
9/10 puan verdi
Temizlikçi,eşi tarafından terkedilmiş, çocuk sahibi olamayan bir kadının psikodram yaşamıntan bir kesit sunuyor. Yalın bir dil, akıcı bir anlatımı sadece Mercan üzerinden onun iç sesinden okuyoruz. Sıradan bir yaşamın ıstıraplı sıkışmışlığını anlatan, derman bulmak için müneccimlere giden, türbelerde niyaz eden ama postmodern bir olamama durumunun devamlığı. Biçare insanın sığınmak için çocuk arayışı, yalnız kalmamak için katlandığımız vasat ilişkiler...bunlar gündelikçi bir emekçinin "Mercan"ın basit hayatından kendimizi okutturuyor yazar. Okunulası ve tavsiye edilesidir kitap.
Seray Şahiner’den okuduğum ilk kitap antabus oldu. Kitabın konusu son zamanlarda ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan kadına şiddet. Seray Şahiner bu konuyu o kadar içten bir üslupla işlemiş ki kitabı okurken Leyla karakteri senmişsin, hiç olmadı yakın bir arkadaşınmış gibi geliyor. Olayın seyri tam da bu noktada değişiyor çünkü Leyla karakterinin başına gelenler, empati bile yapmak istemeyeceğin türden olaylar olunca insanın kanı donuyor. Kitabı ağlasam mı gülsem mi şeklinde okudum, olan olaylar sinirimi bozacak kadar gerçekti. Leylanın çaresizliği kadınların çaresizliğiydi. Antabus benim için her yetişkin insanın okuması gereken eserlerden biri oldu. Böyle eserler yayıldıkça kadına şiddet 3. sayfa haberi olmaktan çıkar bizler için.
• Antabus ne yazık ki bir “Türkiye gerçeği” romanı. Türkiye’de kadın olmanın ne anlama geldiğini çok iyi bilen Leyla’nın, hayat mücadelesini kendi ağzından anlattığı bir hikaye. Hem de öyle çok uzak değil, her an gazetelerde veya haberlerde görebileceğimiz türden bir hikaye. Bazen kitabın bir kurgu olduğunu ve bu kadar da
Kadının ağzını aşırı sevdim
Başka kitabında da aynı ağız yoksa, okumam
Anlatış dilini çok sevdim
İyi bir kinaye kullanıyor
Tokat etkili iğneyicileri var
Trajikomediyi çok iyi kullanmış
Zor bulduğum ama bir o kadar kolay okuduğum bir kitap oldu. Dili akıcı evet ama asıl hızlı okuma nedenim bizi anlatması. Evet evet bizi anlatıyor. Kör olan elalemci toplumun parçalarını. Namus hastalığına yakalanmış ve bu hastalıktan kurtulamayan bizleri… Keşke bu bitmek bilmeyen namus hastalığının bir ilacı olsa! Fazla doz namus isteyenleri bu