Sinan Oza Gönderileri
Sinan Oza kitaplarını, Sinan Oza sözleri ve alıntılarını, Sinan Oza yazarlarını, Sinan Oza yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...evet, bir gün mutlaka döneceğiz!...
....
Sayfa 200 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...türkiye'de, ne tek işkence odağı ''dal'', ne de tek acımasız toplama kampı ''mamak'' değildi kuşkusuz;
tüm ülke ve özellikle doğu, her bucağında, giderek her devriye arabasında işkence düzeneği kurulan kocaman bir toplama kampına dönüştürüldü...
....
Sayfa 198 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...umut kesilmez, can henüz çıkmamışsa...
...
Sayfa 194 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...mahkemenin girişinde yeniden tepeden tırnağa arandılar. çoraplarını bile çıkardılar. aradıkları silâh değildi kuşkusuz; üzeri yazılı kağıt parçacıkları. yazıdan, gerçeklerin yayılmasından öcü gibi korkan bir yönetimin mahkemesine çıkıyorlardı...
...
Sayfa 184 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
....mamak'ta günler hızla akıp gidiyordu. yazdığı şiirleri, her defasında büyük bir korkuyla, dışarıya sızdırmayı başarmaya başladı. bu onu ayakta tutan neredeyse tek eylemdi...
...
Sayfa 182 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...odadan çıkardılar, asansörle yedi kat alttaki arşiv bölümüne indirdiler. orada gözlerini bir an için açtılar. cellatlarını gördü, dosya dolapları arasında ilkel işkence gereçleri ilişti gözüne;
askı, halatlar, teller, sopalar, manyeto...
...
Sayfa 180 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...''dal''daki işkencelerden sonra bende gizli bir şey kaldı mı sanıyorsunuz?''
''sanmıyoruz, eminiz. hem ''dal''dakiyle iş bitti mi sanıyorsun?''
(bunlar kesin amerika'da eğitilmişlerdir)
''her şey açığa çıkmış ya daha ne istiyorsunuz benden?''
''şu adları söyle bakalım!''
''bilmiyorum...''
....
Sayfa 180 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...bir gün, idamlığı götürmek üzere geldiler. üçü de kucaklaşarak helâlleştiler. devrimciler neyse de, o; kendi adamları tarafından öldürülmeye gidiyordu. iktidarı ele geçiren; ona iktidar yolunu açan sıradan bir halk çocuğu olan faşisti öldürüyordu, ihtiyacı kalmamıştı artık ona....
....
Sayfa 174 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
....bu cellatların eline ne kadar az insan geçse o kadar iyidir.
hem kendileri hak ve özgürlük isteyenlerin üzerine faşistleştirdikleri zavallıları örgütleyip saldırttılar, namuslu insanları savunma durumuna zorladılar;
hem de suçlu gösterip yükleniyorlar...
....
Sayfa 168 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...gözlerini hafifçe gözbağından kurtardığında, arkadaşının ve yoldaşının sırtlarına birer kağıt iliştirilmiş olduğunu gördü: ''ysy''
''yemek ve su yasak'' demekti bu...
....
Sayfa 167 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...devrimcilerden, sınıfsal köken açısından ve başka birçok bakımdan tek farklılıkları zekâ düzeyi olan faşist tutuklular,
bireysel olarak rahatsızlık duymalarına karşın örgütlerinin egemen sınıflarla ve devletle her zaman gönüllü işbirliği hâlinde olan, faşist örgütlerinin buyruğuyla gönüllü bir boyun eğme durumu gösteriyorlardı. bu, devrimci-demokrat tutuklular üzerindeki baskının kolaylaştırılmasını sağlıyordu. devrimcileri katilleriyle yanyana tutmalarının asıl nedeni de buydu zaten...
....
Sayfa 156 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...bundan bir süre önce girişilen açlık grevinin nasıl işkence ve eğitilmiş alman köpeklerinin saldırısıyla, otomatik silâhla taramayla bastırıldığını, direnenlerin ''cennet'' denen buz gibi yeraltı hücrelerine atılıp ıslatıldıklarını,
yine de grev girişiminin ardından göreceli bir yumuşamanın geldiğini; ve bundan boyuneğmeği ilke edinen faşistlerin de yararlandıklarını, hiç bir karşı koymaya kalkışmadıkları halde elde edilen bazı haklar nedeniyle devrimcilere gizli bir hayranlık beslediklerini anlattı arkadaşı...
...
Sayfa 151 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
dal grubu...devletin işkence merkezlerinden biri...ankara
...dal...
....
(derinlemesine araştırma laboratuvarı ya da derin araştırma laboratuvarı (kısaca dal), 12 eylül darbesi sonrası dönemde ankara emniyet müdürlüğü içinde "d grubu" olarak anılan siyasi şubeye verilen ad. d grubu daha sonra, d'nin arapça okunuşuyla ''dal'' olarak anılmaya başlanmıştır. hasan fehmi güneş’in içişleri bakanlığı sırasında kurulduğu iddia edilen şube, 12 eylül darbesi'nde gözaltına alınan kişilere yönelik sistematik işkence ve kötü muamele suçlarıyla gündeme gelmişti.
birçok kişinin yaşamını yitirdiği ve onlarca kişinin sakat kaldığı dal'da daha sonra istanbul emniyet müdürlüğü ve ordu valiliği yapacak olan kemal yazıcıoğlu da görev almıştır. o dönem ''komiser kemal'' olarak tanınan yazıcıoğlu'nun bizzat işkencelerde bulunduğu da iddialar arasındadır. yazıcıoğlu, 12 eylül dönemiyle ilgili bir savcılık soruşturmasında "dal grubu operasyon ve sorgu şeflerinden" olarak şüpheli konumunda yer almıştır.
sırrı süreyya önder, ali asker, orhan taylan, murat çelikkan gibi isimler o dönemde bir müddet burada kalmıştır. dal’dan geçmiş ama travmayı atlatamamış binlerce insan olduğu tanıklar tarafından ifade edilmektedir. bu merkeze getirildikten sonra kendisinden haber alınamayanlar da mevcuttur)....
....
Sayfa 150 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu
...çaylar geldi, sigaralar yakıldı. iki sağcı kendi aralarında sessizce satranç oynamaya durdular. diğer birçok şey gibi, devrimcilerden öğrendikleri bu oyunu, yasak olduğu için, gizlice ve kağıtlar üzerinde kurşun kalemle çizip silerek oynuyorlardı...
...
Sayfa 148 - amaç yayınları ağustos 1989 birinci basımındanKitabı okudu