İsmiyle müsemma bir kitap ‘cebimdeki taşlar’. Dökülen,bağıran,paramparça olup dört bir yana dağılan öyküler.Eksik parçadan bahsedip tüme tamamlayan.Eksik görülenle birlikte sapasağlam ilerleyen.Gri koridorlarıyla karşımızda dikiliyor gerçekler.Kimi zaman resmî dairelerde kimi zaman aklın içinde kırk takla atan tilkilerde.
Mesela şu alıntının doğruluk payını tartışmaya gerek var mıdır?
“Biliyorsunuz biz isyanları çıkartır,sonra bunun değerlendirmesini tarihçilere bırakır,sorumluluğumuzu ömrümüzle kısıtlarız.”
Yazarın ikinci öykü kitabı ancak benim ilk okuduğum kitabı.En yakın zamanda ilkindeki öyküler ile de tanış olmak istiyorum.