...insanlara kılavuzluk eden bu kader tanrısı kördür ve keyfidir. İnsanların, ulusların, ülkelerin hayatlarına değişkenlik, belirsizlik, kararsızlık hakimdir ve hayatta kesin olan yegane tek şey belirsizliktir.
Bizanslı (Romalı) Hristiyanların bazı adetlerini ve kullanımlarını Türkler Anadolu ve Balkanlarda benimsediler. Türklerin kuramsal olarak benimsedikleri veya taklit ettikleri Bizans pratikleri bu nedenle üç katmanlı bir yol izler: Hristiyan tebaalardan alarak doğrudan benimsediler; Arapların Suriye ve Mısır'ı fethettiklerinde benimsedikleri daha eski İslami pratikleri benimsediler; Balkanları ve Anadolu'yu yönetirken benzer sorunlarla karşılaştılar ve bu nedenle buldukları çözümler de Bizanslıların çözümlerine benzer oldu. Bu nedenle de benzer kurumlar ortaya çıktı.
Efendi Selahaddin, dedi Rûmi. "Bu inşaat için Rum işçiler tutmalısın. Türk işçiler yıkım işi için tutulmalıdır. Dünyanın inşaası Rumlara özeldir ve aynı dünyanın imhası ise Türklere ayrılmıştır."
Müslüman orucu sırasında yemeklerini Nysa şehri içinde yemekle Müslüman din duyarlılığını öfkelendirerek vali ve kadı önüne getirildiler...Kadı tarafından ölümlerine hükmedildi. Canlı olarak yakılacakları yere yürürlerken bir linç saldırısına uğradıkları noktada, tedhiş edilen tüccarlardan ikisi canlarını kurtarmak için İslam'a geçti.Niketas sonuna dek sebat edip Hristiyanlığını ilan ederek İslam'ı reddetti. Ayaklarından asılıp yanan korların üstünde kavruldu."
Siz müslümanlar Üstadımızın (Rûmî) kendi döneminin Muhammed'i olduğunu söylerseniz, benzer biçimde biz de onu zamanımızın Musa'sı ve İsa'sı olarak tanıyoruz.