Stephen Castles

Göçler Çağı yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
11
Okunma
1
Beğeni
438
Görüntülenme

En Beğenilen Stephen Castles Gönderileri

En Beğenilen Stephen Castles kitaplarını, en beğenilen Stephen Castles sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Stephen Castles yazarlarını, en beğenilen Stephen Castles yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
482 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tam adı “Göçler Çağı Modern Dünyada Uluslararası Göç Hareketleri” olan bu kitap, göç alanında araştırma yapan herkesin adını duyduğu ve okumasının neredeyse zorunlu hale geldiği çok önemli bir çalışma. Kitap on iki bölümden oluşmaktaysa da göç kuramları, türleri gibi önemli teorik konuların yanında emek göçü, azınlık hareketleri, savaş sonrası ekonomik ve politik gelişmelere bağlı yaşanan göç olaylarını ele almaktadır. Göç çalışmaları ile ilgili her araştırmanın kaynakçasında mutlaka bulunan bu kitabın, literatürdeki yeri oldukça açık. Bununla beraber kitap çok kalın olmasına rağmen bir bütün halinde okumak zorunda değilsiniz, konular arası geçişler ve bölümler arası bütünlük o kadar iyi korunmuş ki yalnızca ilgilendiğiniz bölümü de okuyabilirsiniz. Kendi araştırmamda da kullandığım sıklıkla hala başvurduğum bu kılavuz niteliğindeki metni, göç olgusuna dair pek çok şeyi kapsamlı olarak bir arada bulmak isteyen herkese gönül rahatlığıyla önerebilirim. (Not: Kitabın baskısı yok bende popüler bir ikinci el kitap satış platformundan piyasasının on katı üzerinde bir fiyata temin ettim, okumak isteyenler bana mail adresini gönderebilir.)
Göçler Çağı
Göçler ÇağıStephen Castles · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 200810 okunma
Savaşın bitişiyle birlikte Almanya'da 1,8 milyonu savaş esiri olan toplam 7.5 milyon yabancı içi vardı. Tahminlere göre, 1944'te sanayi üretiminin dörtte biri yabancı işçiler tarafından gerçekleştirilmişti (Pfahlmann, 1968: 232). Yabancı emek olmasaydı, Nazi savaş makinesi çok daha önce çökebilirdi.
Sayfa 90
Reklam
Roman veya Çigan olarak da adlandırılan Çingeneler, günüm üz Hindistan’ı kapsayan bölgeden göç edenlerinin torunlarıdır. 50 ile 100 arasında topluluklar olarak gezen ve seyyar satıcılık yapan bu topluluk tüm krallığa yayılmıştı. Bu topluluğa karşı açıkça ortaya koyulan bir düşmanlık söz konusuydu. Kral I. François’in kendi krallığına Çingenelerinin girişini yasaklayan fermanından sonra, Angers gibi Fransız kentlerinden 14 9 8 ’de sürgün edildiler. Daha sonraları. Çingeneler geri döndü ve Fransız toplum unun bir parçası oldular, fakat bazı insanlar tarafından asla tam olarak kabul görmediler. Yahudiler gibi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından öldürüldüler. 20. yüzyıl soykırımının kökleri derin bir şe ­kilde Avrupa’ya olan göçlerin tarihine kazınmıştır. Belki de, Yahudiler ve Çingeneler Avrupa ırkçılığının sürekli hedefi konumunda olmuşlardır.
Sayfa 74
İlk sanayileşen ülke olan İngiltere, geniş ölçekli emek göçünü tecrübe eden ilk ülkeydi. Yeni fabrika kasabaları, kırsaldaki emek fazlasını hızlı bir şekilde emdi. Kötü çalışma ve yaşam koşulları, kötü sağlık koşullarını, yüksek oranda bebek ölümlerini ve kısa yaşam süresini de beraberinde getirdi. Düşük çalışma ücretleri, aile için kötü sonuçlar doğuracak biçimde hem kadınları hem de çocukları çalışmaya zorladı. Doğal nüfus artış oranları İngiliz ekonomisinin emek ihtiyacını karşılamada yetersizdi. Böylece, İngiltere’nin en yakın sömürgesi olan İrlanda, İngiliz ekonomisinin başlıca emek kaynağı oldu. Kapatma ve mal sahiplerinin terk etmesi sonucu İrlanda köylü tarımının çökmesi ve İngiliz rekabeti sonucu yerli endüstrinin zarar görmesi İrlanda’ya yaygın bir yoksulluk getirdi.
Sayfa 82
Karayip deneyimi, değişmekte olan sömürgeci emek pratiklerinin yerli ahali üzerindeki etkisini göstermektedir: Bu bölgenin gerçek sahipleri olan Caribler ve Aravvaklar şiddet ve Avrupa’dan gelen hastalıklarla bağlantılı olarak tamamen yok oldu. 18. yüzyılda, şeker endüstrisinin gelişmesi ile birlikte bölgeye Afrikalılar köle olarak getirildi. Bu topluluklar 19. yüzyılda özgürlüğe kavuştuktan sonra, küçük ölçekli üretim yapan çiftçiler oldular ve yerlerini Hindistan’dan gelen sözleşmeli işçiler aldı.
Sayfa 76
Tahmini olarak, 1850 öncesinde 15 milyon köle Kuzey ve Güney Amerika’ya getirildi (Appleyard,1991: 11). Kadınlar genellikle madenlerde, çiftliklerde ve evlerde zor çalışma koşullarına ek olarak cinsel sömürüye de tabi tutuldular. Kölelerin çocukları, ebeveynlerinin sahiplerinin malı olmaya devam ettiler. Kölelik, İngiliz sömürgelerinde 1834’e, Hollanda sömürgelerinde 1863’e, Amerika Birleşik Devletleri’nin güney eyaletlerinde 1865’e kadar kaldırılmadı (Cohen, 1991:9). Köle isyanlarına ve 1807-1815 yılları arasında büyük devletler tarafından Atlantik ticaretinin durdurulmasına rağmen kölelik ekonomik önemini korumayı sürdürdü. Kuzey ve Güney Amerika’da bulunan kölelerin sayısı Amerika Birleşik Devletleri’nin güneybatısında, Küba’da ve Brezilya’da plantasyon tarımı alanlarının büyümesine paralel olarak 1800’den 1860’a 3 milyondan 6 milyona çıkarak ikiye katlandı (Blackburn,1988: 544).
Sayfa 75
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.