Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Suret Dergisi

Suret DergisiSuret - Sayı 3 dergisi
Dergi
4.3/10
3 Kişi
6
Okunma
3
Beğeni
910
Görüntülenme

En Beğenilen Suret Dergisi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Suret Dergisi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Suret Dergisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her ne kadar çelişkili görünse de, yeni öteki'yi ancak kendi öykümüz üzerinden tanıyabiliriz, kendimizin tanıdık bir parçası olarak. Dolayısıyla hiçbir zaman tam bilemeyiz; ama bilir-miş gibi yapmaktan başka çaremiz yoktur ve bu da çoğunlukla yeterlidir. Yani hep evimizde (kendi kapalı mitimizde) kalmaya veya evimizi genişletmeye gayret ederiz. Evin dışarıya eşiğinin tepesinde tekinsiz'in hâlesi yüzer.
Tekinsiz'e Dair
Tekinsiz, mecazlayamamaktır. Sebebi, -prepsikotik yaşantılarda olduğu gibi- öznenin zayıflığı, yetersizliği, ya da -travmatojen yaşantılarda olduğu gibi, nesnenin aşırı şiddetidir: Sonuç, tekinsizden öteye öznenin, yabancı şiddetin nesnesi olmasıdır.
Sayfa 30 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Reklam
Freud'a göre tekinsiz basit ve bilişsel belirsizliğin yadırgatıcılığından fazlasıdır; "tekinsiz, korku yaratan şeylerin eskiden beri bilinen ve yabancı olmayan bir şeye geri uzanan türüdür". Dolayısıyla, "unheimlich şu ya da bu biçimde heimlich'in bir alt türüdür".
Var Olan Yokluklar, Ne Ölü Ne Diri Canlar... Tekinsizlik, Yas ve Şiddet
Tekinsiz olana, sahip olmadığı zannedilen gözlerinin içine bakılabilmesi, incinebilirliğe ve acıya bakılabilmesidir…
Sayfa 120-1, Berrak KarahodaKitabı okudu
Tekinsiz'e Dair
Tekinsizlik duygu olarak 'ara' duygudur, ön duygudur; gelecekte özneyi bekleyen bir hâlin habercisidir. Özne -artık/henüz- kendi kendinin hakimi değildir. Neyin nasıl gelişeceği bilgisi mevcut değildir: Her an, her şey olabilir! Ürperti içinde bekleyiş ve maruz kalma hâli özneyi tanımlar.
Sayfa 16 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Tekinsiz'e Dair
Freud'un "Kum Adam" öyküsüne getirdiği yorum, Oidipus karmaşası üzerinden ilerler: Çocukların psikoseksüel gelişim çizgisinin üçüncü (fallik) aşamasında yaşadıkları, ancak bilâhare bastırdıkları (represyon), anneye yönelik cinsel arzuya eşlik eden, rakip baba tarafından iğdiş edilme (kastrasyon) korkusu, tekinsizin kaynağıdır.
Sayfa 16 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Reklam
Var Olan Yokluklar, Ne Ölü Ne Diri Canlar... Tekinsizlik, Yas ve Şiddet
"Ben" ve "sen"i (yani ötekini) nasıl algıladığımız, kayıp ve yas duygularını nasıl yaşantıladığımızla da ilişkilidir. "Sen" öldügünde, "ben"im de içimde seninle ilişkilenen parçamda bir şeyler kaybolur. Dolayısıyla senin yokluğunla ve seninle birlikte kendi içimde yok olanla yüzleşmem, buna göre kendimi yeniden tanımam, tanımlamam ve dönüştürmem gerekir. Sen öldüğünde kendimde neyin kaybolduğunu bilemem; bunu öğrenme sürecinde neyle karşılaşacağımı, neye dönüşeceğimi de bilemem. Belirsizdir. Bildiğim hâlimden farklı bir hâldeyimdir ve olacağımdır. Kaçınılmazdır. Bu belirsizliğe, öngörülemezliğe, bilememezliğe ve kaçınılmaz dönüşüme, kontrolün elimde olmayışına kendimi bırakmam ("submission") gerekir (Butler, 2003).
Sayfa 116-7, Berrak KarahodaKitabı okudu
Kaygı nedir?
Kaygının psikanaliz kliniğinde sıklıkla ortaya çıktığı yer aşk hayatıdır. Çünkü aşk hayatı kesin olmayanın alanıdır. Büyük Öteki'nin gerçek niyetini bilememenin yarattığı belirsizlikte özne şunu sorar: Benden ne istiyor? Ya da che vuoi? Özne Öteki için hangi nesne olduğunu bilemese de deneyimlediği kaygıyı şüphesiz bilir. İşte kesinlik buradadır. Öteki'nin kendisiyle ilgili arzusunun belirsizliği karşısında özne kaygılanır. Lacan bu noktada Freud'un teziyle hemfikirdir ve kaygının partnerin aşkını kaybetmekle ya da kaybetme ihtimaliyle ilgili olduğuna katılır. Fakat bazen bu kayıp daha önce gerçekleşmiş de olabilir ve özne yine kaygı duyar. O zaman kaygı Öteki’nin arzusu yorumlanamadığında ya da Öteki'nin arzusundan geçerek bir yoruma ulaşılamadığında ortaya çıkar. Fakat kaygı sadece bu durumla sınırlanamaz. Özne başlı başına arzu karşısında da kaygılanır. Öteki’nin arzusu ona yöneldiğinde, onun arzusunun nesnesi hâline geldiğinde de kaygı duyar. Bunu analizde analizanın duyduğu kaygı ile örnekleyebiliriz. Analizan analistin ondan ne istediğini bilemez ama onun arzusuna maruz kalır. Freud'un “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözüne dönersek burada öznenin deneyimlediği ateşi yangın olarak düşünmek yerinde olur.
Sayfa 128-9, Ceren KorulsanKitabı okudu
Kaygı nedir?
Lacan bunu 10. Seminer'de, “Kaygı” seminerinde ele alır ve "Kaygı nesnesiz değildir” der. “Kaygı nesnenin tezahürlerinden birisidir" diye de ekler. Burada bahsedilen hangi nesnedir? Bu ifadenin muğlaklığına rağmen Freud ile Lacan arasında bir fark olduğu da aşikârdır. Kaygı fobide olduğu gibi bir gösterenle simgesele kaydolmuyor olsa da özne kaygının nedenini daima bilmek ister ve nedeniyle de ilgilenir. Hatta daha fazlasını bilmek istediğinde kaygı onu analize getirebilir. Lacan Freud'un tezine döner ve kaygının neyin sinyali olduğunu sorar. Bu soruya cevabı kaygının “arzunun sinyali" olmasıdır. Arzu sadece gerçekleşmek üzere olan ve özneyi çıkmaza sokan bir olgu değildir. Kaygıyı uyandıran arzu özne için kaçınılması gereken bir arzu da olabilir, geçmişe dönük de olabilir. Öznenin kendi arzusuna doğru gitmesi ne kadar gerekliyse, her zaman o sorumluluğu almak istemediği de o kadar aşikârdır. Bu yüzden kaygı kesinliktir ve yanılmaz, ama afektler, duygular, deneyimleyeni de muhatap aldığı kişiyi de yanıltır.
Sayfa 128 - Ceren KorulsanKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.