Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Suret Dergisi

Suret DergisiSuret - Sayı 10 dergisi
Dergi
4.3/10
3 Kişi
6
Okunma
3
Beğeni
906
Görüntülenme

En Eski Suret Dergisi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Suret Dergisi sözleri ve alıntılarını, en eski Suret Dergisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Freud'a göre tekinsiz basit ve bilişsel belirsizliğin yadırgatıcılığından fazlasıdır; "tekinsiz, korku yaratan şeylerin eskiden beri bilinen ve yabancı olmayan bir şeye geri uzanan türüdür". Dolayısıyla, "unheimlich şu ya da bu biçimde heimlich'in bir alt türüdür".
Freud'un bastırılanın geri dönüşü ile oluşan 'tekinsiz'inde arzular ve korkuların geçişmesi çok belirgindir. Arzu dolaysız ifadesini bulamamış, ancak bu engellenmeye neden olan korku da özneyi bütünüyle ele geçirmemiştir: Göstergesi 'bastırma'nın varlığı ve işlevselliğidir. Bastırılanı anıştıran bir yaşantının benlik savunma bariyerlerini aşacak şiddette etkisiyle, ya da benliğin, savunma mekanizmalarını canlı tutamayacak ölçüde zayıflamasıyla 'gizli' (heimlich) içerik sahneyi tutar. Bu durumda tehlike çanlarının çalmasının nedeni, arzunun ve korkunun çiğ halleriyle bir arada kendilerini dayatmalarıdır.
Reklam
'Tekinsiz'e Dair
Öznenin evini kurması, zaman ve mekan içinde anlamlı sürekliliğini ve bütünlüğünü aradığı öykülemede yatar. Öyküsü İnsanın evidir.
Her ne kadar çelişkili görünse de, yeni öteki'yi ancak kendi öykümüz üzerinden tanıyabiliriz, kendimizin tanıdık bir parçası olarak. Dolayısıyla hiçbir zaman tam bilemeyiz; ama bilir-miş gibi yapmaktan başka çaremiz yoktur ve bu da çoğunlukla yeterlidir. Yani hep evimizde (kendi kapalı mitimizde) kalmaya veya evimizi genişletmeye gayret ederiz. Evin dışarıya eşiğinin tepesinde tekinsiz'in hâlesi yüzer.
Benliğin gerçeği denetleme gücü herhangi bir nedenle zayıflamışsa ve/veya ortak gerçekliğin kalibre edici uyarıları olumlayıcı, tutarlı veya yeterli değilse, özne, öznel sistemin derinliklerinde kaybolabilir. Özne-nesne sınırlarının, arzu-korku duygularının mutlaklığında erimesiyle özne için zihinsel belirsizlik baskın olur.
Tekinsiz'e Dair
Freud'un "Kum Adam" öyküsüne getirdiği yorum, Oidipus karmaşası üzerinden ilerler: Çocukların psikoseksüel gelişim çizgisinin üçüncü (fallik) aşamasında yaşadıkları, ancak bilâhare bastırdıkları (represyon), anneye yönelik cinsel arzuya eşlik eden, rakip baba tarafından iğdiş edilme (kastrasyon) korkusu, tekinsizin kaynağıdır.
Sayfa 16 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Reklam
Tekinsiz'e Dair
Tekinsizlik duygu olarak 'ara' duygudur, ön duygudur; gelecekte özneyi bekleyen bir hâlin habercisidir. Özne -artık/henüz- kendi kendinin hakimi değildir. Neyin nasıl gelişeceği bilgisi mevcut değildir: Her an, her şey olabilir! Ürperti içinde bekleyiş ve maruz kalma hâli özneyi tanımlar.
Sayfa 16 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Tekinsiz'e Dair
Tekinsiz, mecazlayamamaktır. Sebebi, -prepsikotik yaşantılarda olduğu gibi- öznenin zayıflığı, yetersizliği, ya da -travmatojen yaşantılarda olduğu gibi, nesnenin aşırı şiddetidir: Sonuç, tekinsizden öteye öznenin, yabancı şiddetin nesnesi olmasıdır.
Sayfa 30 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Tekinsiz'e Dair
Zıt duyguların, arzunun ve korkunun cennet-cehennem kutupsallığında yoğunlaşması, bu iki temel yaşantının sürekli birbirine dönüşmesine, dolayısıyla hangisinin sahneyi belirleyeceği konusunda bilinmezliğe götürür. ‘Tekinsiz’ bu mutlak –karşıt, yaşantıların iç içeliğinde sahnededir. Benliğin gerçeği denetleme gücü herhangi bir nedenle zayıflamışsa ve/veya ortak gerçekliğin kalibre edici uyarıları olumlayıcı, tutarlı veya yeterli değilse, özne, öznel sistemin derinliklerinde kaybolabilir. Özne-nesne sınırlarının, arzu-korku duygularının mutlaklığında erimesiyle özne için zihinsel belirsizlik baskın olur. Şu sonuca varıyoruz: ‘Unheimlich'/tekinsiz ontik belirsizliğin yansımasıdır. Ve özne-nesne geçişmesi ara-alanındadır. Eylemi boğar.
Sayfa 37 - M. Bilgin SaydamKitabı okudu
Var Olan Yokluklar, Ne Ölü Ne Diri Canlar... Tekinsizlik, Yas ve Şiddet
"Ben" ve "sen"i (yani ötekini) nasıl algıladığımız, kayıp ve yas duygularını nasıl yaşantıladığımızla da ilişkilidir. "Sen" öldügünde, "ben"im de içimde seninle ilişkilenen parçamda bir şeyler kaybolur. Dolayısıyla senin yokluğunla ve seninle birlikte kendi içimde yok olanla yüzleşmem, buna göre kendimi yeniden tanımam, tanımlamam ve dönüştürmem gerekir. Sen öldüğünde kendimde neyin kaybolduğunu bilemem; bunu öğrenme sürecinde neyle karşılaşacağımı, neye dönüşeceğimi de bilemem. Belirsizdir. Bildiğim hâlimden farklı bir hâldeyimdir ve olacağımdır. Kaçınılmazdır. Bu belirsizliğe, öngörülemezliğe, bilememezliğe ve kaçınılmaz dönüşüme, kontrolün elimde olmayışına kendimi bırakmam ("submission") gerekir (Butler, 2003).
Sayfa 116-7, Berrak KarahodaKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.