Kendinize bir eğlence edininiz, her yolcuyu kendi öyküsünü anlatmaya çağırınız; ve içlerinden yaşama sık sık lanet etmeyen, sıklıkla kendi kendine insanların en mutsuzu olduğunu söylemeyen birini bulursanız, bacaklarımdan tutup baş aşağı atın denize beni!
Arzularımızın dünyadan kazanılarak yerine getirilişi, yalnızca dilenciyi yarın yine aç kalabilsin diye bugün canlı tutan sadakaya benzer. Oysa tevekkül, miras edinilmiş mülk gibidir; sahibinin tüm kaygı ve kuruntudan ebediyen kurtarır.
“Sağlıklı insanlar özgürlük yitimini yaşamın yitirilmesinden daha büyük bir dehşet olarak görür. Sağlığın kendisi de doğanın bir parçasıdır ve uygarlık, beraberinde sağaltamayacağı hastalıklar getirir.”
Jean-Jacques Rousseau
Dünyanın adalete ya da anlama sahip olmadığı gerçeği, hem dünyada eylemde bulunma hem de onu anlama yeteneğimizi tehdit eder.Dünyanın anlaşılabilir olması istemi, pratik ve teorik aklın bir istemidir, felsefenin sağlaması istenen düşünce zeminidir.
Yaşam, büyük küçük her meselede, kendini sürekli bir aldanış olarak sunar. Eğer söz verdiyse, istenmeye pek değmediğini göstermek dışında, sözünü tutmaz; böylece, kâh umutla, kâh umut edilmiş olanla oyalanıp dururuz.
Eğer vermişse, almak için vermiştir.