Taha Cabir Alvani

Birlikte Okumak yazarı
Yazar
8.4/10
8 Kişi
49
Okunma
5
Beğeni
1.170
Görüntülenme

En Eski Taha Cabir Alvani Sözleri ve Alıntıları

En Eski Taha Cabir Alvani sözleri ve alıntılarını, en eski Taha Cabir Alvani kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neden bilginin islamileştirilmesi?
İnsanoğlunun insanlığını fark etmesi ve tüm insani algılarının uyum içinde olmasını sağlamak için her Müslüman bireyin vicdanında güven duygusunun inşa edilmesidir.İnsanlar bu yolla fikirler,kanaatler ve duygular arasındaki kafa karışıklığı,kargaşa ve çatışmalarını giderebilecekler,akıl yoluyla ulaşılan hakikatlere sözlü veya yazılı gelenek yoluyla aktarılan hakikatler arasında çatışma yerine uyum ve barış hakim olacaktır.Böylece insanoğlunun idrak güçleri,eskiden olduğu gibi yeryüzünde serbestçe dolaşacak ve sınırsız bir özgürlükle kâinatı okurken,maddi ve manevi hakikatler arasında bilinçli bir uyum doğacaktır.O zaman, eğer eşyanın gerçek maksadı ve doğru yolun doğasına ilişkin bir kararsızlık yaşarlarsa,ilahi vahiy doğru yolu gösterecek ve rehberlik edecektir. Bize yön göstermesi ve anlayışımızın gelişmesi için kainat kitabını okumaya çağrılıyoruz.Bu okuma gerçekleştiğinde,iki okumayı birleştireceğiz:İlahi vahyi okuma ve kâinatı okuma.İnsanoğluna yardım ve istikrar sağlayan, kâinatı okumasında güvenilir bir rehber olan, gücünü ve etkinliğini yeniden kazanarak,yeni bir başlangıç yapmasını mümkün kılan,ancak ilahi vahiydir.Bu sürecin içindeki insan ise,bireycilik tuzağına düşmeden,medeniyeti başarmanın şartlarını yerine getiren bir bireydir. O zaman
Sayfa 12 - Islahın başlangıç noktası;
İnsanlar,"Bu ümmetin son zamanlarında ıslahı,ancak ilk devirlerinde ki ıslah usulünün ele alınmasıyla mümkündür."şeklindeki İmam Malik'in ünlü sözlerini tekrarlamalarına rağmen,ilahi vahiy ve kâinatı birlikte okumanın kazandıracağı idrak aracılığıyla,yeniden inşa etme metodolojisine dönüşecek yenilenme (tecdit) ve ıslah girişimlerine hak ettiği önemi vermemişlerdir.Aynı zamanda yenilikçi hareketlerin;Kur'an'ı yeniden okuyarak işe başlaması gerektiğine dikkat çekenler,bir dizi problemle karşılaşmışlardır.Bu problemler arasında;Kur'an ile orijinal İslami söylemin ilişkili olduğu şartlarla vahye muhatap olanlar arasındaki ilişki;Kur'an ile çeşitli metinler etrafında formülle edilen ve Kur'ani bilimler olarak adlandırılan disiplinler(nasih-mensuh,muhkem-müteşabih,sebeb-i nüzul,tefsir vb.) arasındaki ilişki problemi yer almaktadır.
Sayfa 13
Reklam
Belli anlayışlar,tarihsel düşünce biçimleri ve kültürel oluşumlar,kendilerini Kur'an'a yansıtarak,alternatif bir tefsir anlayışına ulaşmış; çoğu hükmü yanlış olarak mecazi veya hiç bir genel hüküm içermeyen, tamamen kişisel bir bakış açısı olmakla suçlamışlardır.Bu yüzden de yenilik hareketleri, başından itibaren Kur'an'ı yalnızca kendilerine ve kendi kuşaklarına vahyedilmiş gibi okuma metodunu benimsemeleri gerektiğini görememişlerdir.Eğer bunu yapabilselerdi; düşünce,metot,bilgi ve yaşamda gerçekleşen; nitelikli ve köklü değişimlerle, doğrudan Kur'an'a ve onun otoritesine başvuran bir yöntemle başa çıkabileceklerdi.Günümüz medeniyetinin karşımıza çıkardığı sorunlar ve meydan okumalara, atalarımızın sözlerine kıyasla hüküm çıkarmaya, o düşünce ekollerinin görüşlerine kıyasla içtihatlar yapmak yoluyla karşılık verilemez.Bu sorunlara cevap verebilmek için Kur'an'ın kendisine başvurmalıyız.Çünkü bu tip bir kozmik cevap, yetkin ve benzersiz çözüm sunma yeteneği Kur'an'da, yalnızca Kur'an'da vardır.
Sayfa 14
HİZİPÇİLİK
Körü körüne takipçilerin ve deneyimsiz kimselerin eline düşen fıkıh ekolleri, hikmet ve yetenek sahiplerinin verdiği fıkhi hükümler ve görüşler, bir tür yarı entelektüel hizipçilik ve yarı fanatizm halinde yozlaştırılmaktadır. Şu yada bu görüşü desteklemek için Kuran ayetleri ve hadisler seçici bir şekilde kullanılmakta ve belli bir hizbin görüşüne uymayan her ayet ya da hadis geçersiz veya nesh edilmiş olarak değerlendirilmektedir. Bu durumun net sonucu, fanatizmin artmasıdır ve böylece yaygın söylemin 'Rabia kabilesinin yabancısı, Mudar kabilesinin doğru sözlüsünden daha iyidir' bir başka ifadeyle ister yanlış ister doğru olsunlar onlar benim insanlarım, olduğu İslam öncesi cehalet dönemine dönülmektedir.
İlk neslin tavrı
İlk Müslümanlar arasında İhtilaf yoktu. Onların görüş farklılıkları vardı ve bunlar yadsıma ve hizipçiliğe neden oluşturmuyordu. Fikir ayrılığı yaşıyor, ama birbirlerinden kopmuyorlardı. Çünkü gönül ve amaç birliği onlar için nefsi değerlendirmelerden daha çok önemliydi.
Sınırlarını aşmamaları, ahlak ve doğru davranışın standart normları içinde kalmaları kaydıyla, görüş ayrılıkları olumlu ve olağanüstü derecede yararlı olabilecek bir durumdur.
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.