...
Devlete bu kadar karşı gelmek dinde yoktur. Hoşgörülü olması gereken tarikatta da yoktur. Bizler tasavvuf ehliyiz. Bizlere göre yaratma ve yaratılma diye bir şey yoktur. Evren ve Tanrı birdir. Tanrı evren biçiminde görülmüştür. Bu dünyadaki her şey Tanrı'dan bir parçadır.
Sana gönderdiğim Nurbanu, gelmiş geçmiş cariyeler içinde güzellikte misline az rastlanır cilve edada mümtaz, naz ve niyazda serefraz bir afettir.
~Hürrem Sultan'ın oğlu Selim'e yazdığı mektuptan.
Öncelikle kitabın adı ile içeriğinin uyuşmadığını düşünüyorum. 360 sayfalık bir kitapta Nurbanu ile ilgili kısımlar 30 sayfayı belki zor bulur, o da çok kayda değer değil.
Genellikle Şehzade Bayezid ile Şehzade Selim arasındaki taht mücadelesini işliyor. İçerisinde Bayezid ve Selim'e ait gerçek mektuplar yer alıyor. Bu mektuplar kısa olsa da günümüz Türkçesine çevrilmediği için kitabın akışını bozuyor çünkü anlamakta zorlanıyorsunuz.
Tarihi gerçeklik ile harmanlanmış kurgusu ise fena değildi.
-"Bozdağ'a niye Tmolos diyorsunuz ?"
-"Şu aşağıda sütunları toprak üzerinde gördüğün yerde büyük bir kent yatar.Bu kent Lidya devletinin başkenti idi. Adı Sarttı. Lidya Kralı Tmolos, şimdi senin ders aldığın, av yaptığın,koşuşturduğun, bu dağlara ava çıkmış bir gün.Şimdi senin su içtiğin, pınar başlarında su perisi ile karşılaşmış Adı Arripe imiş su perisinin.Ölümsüz Arripe ile ölümlü kral Tmolos arasında ilk görüşte bir aşk doğmuş.Buna Tanrıça Artemis bozulmuş.Kral bile olsa ölümlü ile ölümsüzün aşkını aklı almamış. Tmolos'un üzerine bir boğa salmış; Tmolos boğanın boynuzlarında can verince oğlu babasını bu dağa gömmüş ve dağa da babasının adını vermiş. Biz onun için Bozdağ'a Tmolos diyoruz."
Osmanlı Sarayı'nın atmosferi romancıları büyülemeye devam ediyor. Teoman Ergül harem entrikalarının yanında siyasi atmosferi de veren bir tarihi roman yazmış. Şehzadeler kenti Manisa bu kez romanının mekanı. II. Selim ve Hürrem Sultan'ın ona İstanbul'dan gönderdiği cariyesi Nurbanu'nun Manisa'daki yaşamlarını anlatıyor yazar. Taht kavgalarının merkezi değil orası. Tahta çıkma ihtimali en zayıf şehzadelerden biriyken birden tahtın adayı olan II. Selim ve cariyesinin yaşadıkları tutkulu aşk ve bu aşkın iktidar yolunda onu yönlendirmesi. Aşk ve iktidar atmosferini vermesi bakımdan da benzerlerine göre daha başarılı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminin büyük bir bölümünü tarihi bir belgesel tadında anlatan bir roman.Açıkcası romana ilk başladığımda osmanlıca kelimelerin fazla olması biraz sıktı. Anlamadığım her kelime için nete bakmaktan sıkıldım. Sonra bu akıcı kitabı bitirince sonunda sözlük olduğunu farkettim.Yazarın emeğine sağlık .