Yurtsever ve fedakâr Trakyalılar dâvanın kaybedilmedigini ve Atatürk'ün emrinde, Millî Mücadelenin muvaffakıyeti için, kendilerine verilecek yurt vazifesini yapmak gerektiğini düşünüyorlardı. Bu müşterek duygu, bütün yurtsever Trakyalılar arasında, yeniden bir bağllık yaratmış ve çeşitli kanaatte olanları bile birbirine yanaștırmıştı. Memlekette, gerektiği gibi dövüşememiş ve hizmet edememiş olmak
üzüntüsü içinde idiler. Herkes, Atatürk'ün etrafinda, Anadolu'nun muvaffakiyeti için çalışmanın, her düşüncenin üstünde geldiğini anlamıştı. Șimdi, ne yapmalı, nasıl çalışmalı idi? Bu yolda, fikir alanıda, ilk hareket ve kımıldamanın, Bulgaristan'dakiler arasıda belirdiği anlaşılıyor. Dürüst ve temiz ahlâkı, yurtseverliği ile Kasım Efendi, bütün Trakyalılar üzerinde en çok tesir ve nüfuzu olan bir şahsiyetti. Çalışkan, yurtsever, anlayışlı ve iddiasız görünüşlü olmak gibi birçok meziyetleri şahsında toplayan Şakir Bey, Ankara ile temas ederek Bulgaristan'daki arkadaşlarını, yeniden, Atatürk'ün emrinde çalıştırabilecek bir durumda idi. Şakir Bey bașta olmak Üzere, bütün Trakyalılar, Kasım Efendi'yi, "Trakya cemiyetinin ve Trakyalıların mânevi reisi" tanımakta birleşmişlerdi.