Çok severek okuduğum ve bol bol alıntı yaptığım bir dergi oldu. Bir defa okunup rafa kaldırılacak cinsten değil, belki hayat merhalelerini aştıkça açmalı ve okunmalı. Belki Aşk’a dair yeni bir şeyler kaparız diye...
“Bitti. Ama son değil.”
Tevhid ocağının muhteşem kütüphanesinden çıkan 4 sayı ŞEHVET dergisi ders niteliğinde dinlediğim de aklımda önemli bir bölümü kalmıştı . Oradaki abimiz söylemişti. Eğer bir insanda Şehvetin oluştuğunu öğrenmek istiyorsanız. Bir bebek doğduktan sonra onu dikkatlice izleyin. O bebek büyüdükçe şehvetinin nasıl harekete geçtiğini göreceksiniz.Şehvet deyince herkesin aklına farklı unsurlar gelir. Dergiyi okuyup dinledikten sonra şehvetin sadece belden aşağı olmadığını gördüm.
Muhabbet denilince akla ilk gelen dedikodu yapmak insanların etini çekiştirmek.Şu cümleleri okurken dahi midem kalktı insan eti mi??? İnsanlığın Muhabbet kavramı bu olmuş ama Dergiyi okurken Tevhid ocağının ne kadar güzel işler yaptığını gördüm. Dergileri akıl üstü. İnsanlığının nefsinin kabul etmediği cümlelere denk geldim. Muhabbet kavramını en sıcak en samimi nasıl yapılabileceğini Hakk adına muhabbet yapılabileceğini öğretiyorlar. Karşındaki insana yapacağın konuşmanın nasıl kalıcı olması gerektiğini öğreten bir dergi… ve dinlenmesi gereken sayfasınız
Normal bir şey değil.
Kaderini bilmek onu değiştirebileceğin anlamına gelmiyor.
Kederiniz kaderiniz olmasın.
Her köşe de duyduğumuz bir söz kaderimizle ilgilidir.