Felsefe, hizmet ahlakçısını oynamak, hileyi yakalamaya çalışmak, çıkar gözetmeleri ortaya çıkarmak zorunda değildir; o temel olarak kişinin kendiyle barışmasına, eleştirel bir zihne sahip olmasında, dünyaya ve ötekilere açılma yetkisini her zaman güçlendirmeye yardımcı olur.
"Yürümek düşünmektir" diyordum. Belki de "hiçbir şey olmamış gibi" sözünü eklemeliydim buna, çünkü yürüyüş görüşlerin, düşüncelerin, düzenlemelerin uçarılığıyla birleşir.
Gereksizin gerekliliğini ne reklamlar, ne tanıtım ilanları, ne de bir yakınınızın düşüncesi gösterebilir. Kanıt ancak deneyimle elde edilir ve başkasına aktarılamaz.
"Yaşamı doğal biçimde kullanmak yaşamakla olur. Yaşamak doğal sevincin ardında koşmak demektir. Sevinç ne bir toplumsal ürün, ne de teknik bir üründür. O bireysel bir üründür; doğal zenginliklerle zengin birey, cisminin uzamı işgal ettiği tüm o zamanı, bir insan ömrüne sahip çıktığı ve koruduğu ölçüde bir başkasından daha nitelikli olacaktır. İnsan özgür yüceliklerde yaşar."
Her bireyin kurtuluşunun mal edinme yetisine bağlı olduğunu düşünen tüketim toplumu ruhunun tersine, maddi olmayan malların, "bedeli olmayan şeylerin" , pazardan kaçan önemsiz şeylerin bana engin hazlar yaşattığını fark ediyorum.
Siz belki içten içe, lüksü, yapmak istediğiniz şeyi, istediğiniz zaman yapma özgürlüğüyle ilişkilendiriyorsunuzdur. En azından ben öyle hissediyorum ve o durumda, lüksün gerçek anlamda bir bedeli kalmıyor, maddi bir görünümü bile olmuyor, her şeyden önce bir duruşu yansıtıyor.