Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turan M. Türkmenoğlu

Turan M. TürkmenoğluOsmanlıca'ya İlk Adım yazarı
Yazar
Derleyen
0.0/10
0 Kişi
22
Okunma
1
Beğeni
796
Görüntülenme

Turan M. Türkmenoğlu Gönderileri

Turan M. Türkmenoğlu kitaplarını, Turan M. Türkmenoğlu sözleri ve alıntılarını, Turan M. Türkmenoğlu yazarlarını, Turan M. Türkmenoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
633 syf.
8/10 puan verdi
Çoğu kez özellikle yolumu düşürdüğüm , yıllardır içinden gelip geçtiğim ve ortamında bulunmak istediğim bu çarşıyı oluşturan insanları ve hikayelerini öğrenmek oldukça hüzünlüydü.. Kültürümüze yön veren bir kaynak olan bu mekandan beslenmiş bilinen bilinmeyen onlarca kitapseverin hayatından kesitlerde çok şey bulacaksınız...
Sahaflar Çarşısı'nda Görüp İşittiklerim
Sahaflar Çarşısı'nda Görüp İşittiklerimTuran M. Türkmenoğlu · Ötüken Neşriyat · 202319 okunma
Prof.Dr. Kâzım Çeçen'in vefât ettiği gün, Hoca'nın ömür boyu su ile olan ünsiyetini sanki te'yid edercesine, üç gün boyunca gökten öyle bir yağmur yağdı ki İstanbul ve civarı sular altında kaldı. Hoca'nın cenazesi vefâtının 4. günü Şişli Câmii'nde öğle namazını müteakip kılınan cenâze namazından sonra kaldırıldı. Gök, sanki Hoca'nın dostlarının tâbutunun başında buluşmalarını teşvik etmek ister gibi, o gün faaliyetine ara vermişti.
Reklam
633 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okumak en büyük zenginliktir.
Sahafları ve Sahaflar çarşısını okurken yabancı kalamıyorsunuz adeta içinde yaşıyorsunuz. #hatırat olarak yazılmış kitabı okurken kimi zaman tebessüm kimi zaman şaşkınlık yayılıyor yüzünüze. Sayfa sayısı fazla olmasına rağmen hiç bitmesin dediğim kitaplardan biri oldu benim için ve tekrar okunacak lar rafında yerini aldı.
Sahaflar Çarşısı'nda Görüp İşittiklerim
Sahaflar Çarşısı'nda Görüp İşittiklerimTuran M. Türkmenoğlu · Ötüken Neşriyat · 202319 okunma
Şifahi olmayın; duyduklarınızı, öğrendiklerinizi not edin.
Süheyl ÜnverKitabı okudu
Hikmet Anne ile ilk tanıştığımızda elini öpmek istemiştim: - Katiyen olmaz! Erkeklerin eli öpülür çünkü onlar babadır, diyerek elimi öpmüştü de çok mahçup olmuştum.
İbrahim ağabey ne kadar cömertse İsmail ağabey de o kadar eli sıkıydı. Yere düşersen bir avuç toprak almadan kalkma, derdi.
Reklam
Eski Kitap ve Kartpostallar Sahaflar Çarşısı'nda bugün litografi baskı taşları ve matbaa gereçlerinin teşhir edildiği vitrinin bulunduğu yerde Burhan Tezergil'in sergi açtığı barakası vardı. Bu sergide her dilden ve konudan kitap, dergi, risale bulunurdu. Hülasa Burhan Tezergil ne bulursa alır ve satardı. Eline geçen eski
İstanbul'da dükkânlara tabela asma geleneği Balkan Savaşı sonrasında başlamış. O günlerde yabancılar, iktisadi nedenlerle kimliklerini saklıyorlarmış. Buna göre de azınlıklar ve yabancılar, firma sahip ve/veya ortaklarının isimlerini "A. ve Mahdumları" veya "A. ve Şürekâsı" şeklinde yazdırıyorlarmış. Enver Paşa'nın emriyle dükkânlara asılan tabelalar değiştirilmiş ve standart tabelaların asılması talimatı verilmiş. Buna göre tarif edilen tabelaların zemini kırmızı olacak, üzerine de beyaz renkle isimler yazdırılacakmış. İsimler de kısaltma yerine "Ahmet mi, Agop mu, Andon mu, Arşak mı?" her ne ise açık olarak belirtilecekmiş. Savaş sırasında tabela asmak zorunlu olunca da herkesin dini ve milliyeti ortaya çıkmış. Bu arada halk, cezalandırılma korkusuyla yabancılardan alışverişi kesmiş. Bu uygulamanın da Enver Paşa'nın emri ile yabancılara karşı bir nevi boykot olduğu söylenmiş.
Kitap düşkünlüğü, ifah olmaz bir hastalıktir. Dünyanın belki de en faydalı hastalığı... Dedemden tevarüs ettiğim bu hastalığı aslında dört kuşaktır taşıyoruz. İstanbul'un orta yerine, Sahaflar Çarşısi'na ve kitaplara bir ömür verdim. Ne keyifli bir ömürdü. Ne kütüphaneler geçti elimden, her biri muazzam bir kütüphane kymetinde olan ne insanlar tanıdim... Nadir bulunan bir kitabın sayfalarını varaklayip koklamayı, onu bir evlat gibi sevmeyi, bir kitabı ehline ayirıp onunla buluşturmayı, kitaplarda yazılmayan ve asla yazılamayacak olan bazı matbuat dedikodularını birinci ağızlardan dinlemeyi ve hatta bazen bu olayların öznesi olmayı kitap denen hastalığa borçluyum. Hatıralarımı okuduğunuzda belki dağınık bulabilirsiniz. Bu kitapta mekân (Sahaflar Çarșısı), nesne (kitap) ve kahramanların (hatıralarımda andığım șahsiyetler) bir düzlemde ilerlemesini beklemeyiniz. Ben, bir çarşının tarihini yazmaktan çok yaşadıklarımı işittiklerimi yazdım ve inanın yazdıklarım, yaşadıklarımın ve işittiklerimin zekatı nispetinde bile değildir. Belki başka kitaplarda, başka vesilelerle hatıralarıma devam ederim. Bu kitabı alip okuduysanız anlaşılan o ki sizde de kitap hastalığından var. Dilerim ki deva bulmayasınız...
Sayfa 593Kitabı okudu
Bir gün akşama kadar köy köy dolaştım, hiçbir şey bulamadım son uğradığım köyde bizi bir eve götürdüler, ufak tefek bir şeyler çıktı. Uygun fiyatla aldım ve eh günü kurtardık, diye düşünerek parasını ödedim. Ev sahibine, ikindi namazını kazaya bırakmayayım kible nerede, dedim. Seccadeyi yaydi, namaza durdum; kahvede bizi duyanlar eve gelmişler. Buralarda âdettir, yabancıya hos geldine gidilir. Ne yaptınız, diye sorduklarında ev sahibi kitaplarını sattıiğını söylemiş. İçlerinden biri kitaplara baktıktan sonra ucuza gitmiş, benim tanıdiğım biri var, o daha fazlaya alırdı, demez mi? Selam verdim, kalkarken ev sahibi parayı elime tutușturdu ve vazgeçtiğini söyledi. Nuh diyor peygamber demiyordu. Yolda kendi kendime söz verdim: "Kadir, kitabı bu köyden alacak; namazı karşı köyde kılacaksın.
Sayfa 568Kitabı okudu
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.