Turgut Akaslan sözleri ve alıntılarını, Turgut Akaslan kitap alıntılarını, Turgut Akaslan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocukluğunu, Öykü'nün gözlerinde görmüştü, yaşadıklarını... Yaşadıkları sonrası gözlerine pusu kurmuştu; ölüm, gözlerinde intiharla gerçekleşecek ölümü görmüştü; bir içgüdüydü bu, bir his... Güçlü bir his... Yazdıklarının çok ötesinde... Kendisini yanıltmayacak bir iç sesti...
İnsanların karşılaştıkları mecburiyetler, insanı muhteşem bir kabule gebe bırakıyordu. İnsan; desinler ve demesinler denkleminde boğulurken hayatını bir türlü şekillendiremiyor; hayatına yön veremiyordu. Sadece hayatın sunduklarıyla kendisini avutuyor; mutlu olduğunu sanıyordu. Boynundaki zincirden habersiz bir köpeğin özgürlüğü gibi... Oysaki zinciri boyutunu başkaları belirliyordu; insanlara yüklenen sorumlulukları başkalarının belirlediği gibi...
Öykü'nün ne lokanta, ne de yiyeceği yemek umurunda bile değildi. Sadece Hasan Fermi'nin yanında olmak, onun huzurunu hissetmek, sorduğu soruları cevaplamak, anlatmak, sürekli anlatmak istiyordu; çünkü kendisini anlayan birisi vardı...
Mesela babasız büyüyen birçok çocuğun büyüklere karşı sürekli bir ilgisi vardı; bu ilgi masumdu., özledikleri baba sevgisini tadabilmek içindi... Ama o büyükler çocuklar kadar masum değillerdi; çocukların hayallerini kirletecek kadar pisti elleri...
Cam kenarı. Sahi neydi bu cam sevdası bizde? Ne çok seviyorduk toplum olarak otobüste uçakta veyahut trende cam kenarına bilet alıp oturmayı? İnsanın isteklerindeki acizlik ve doyumsuzluk bu cam sevdasıyla açığa vuruluyor!
Mavi gözlerinde umut, mavi gözlerinde insanlığın hala o el değmemiş masumiyeti, mavi gözlerinde insanları bir nebze olsun hayata bağlayan insanlığın o tertemiz parıltısı, mavi gözlerinde kirlenmemiş bir dünyanın aydınlığı, mavi gözlerinde gelecek...
Mavi gözlerinde güneş...
Mavi gözlerinde hayat...
Mavi gözlerinde yaşamak vardı...
“Yaşamak güzel be kardeşim…” diye bağırdım. Bu mesaj Nazım Hikmet’ten bana, benden de gittiğimden haberi olmayan bütün dostlaraydı, belki de bütün insanlara…