En Eski Uğur Doğan kitaplarını, en eski Uğur Doğan sözleri ve alıntılarını, en eski Uğur Doğan yazarlarını, en eski Uğur Doğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu bir inceleme yazısı değil; kitabı ben yazdım :)
Bugüne kadar kitapla ilgili görüş belirten kişilerin tamamı kitabı beğendiğini, çok sürükleyici bulduğunu ve bir solukta okuduğunu söyledi. Ama birçoğu doğrudan tanıdığım insanlardı. Dolayısıyla beni mutlu etmek için de böyle söylemiş olabilirler.
Umarım buradan birileri de kitabımı okur ve inceleme yazar da objektif değerlendirmeleri görmüş olurum...
Aslı, telefonu beresinin altından sokup kulağına dayayarak bizden uzaklaştı. Birkaç adım ötemizde, bizimle aynı hizada yürümeye devam ediyordu. Gözlerimi ondan ayırmıyordum. Caddenin bu kalabalığında birkaç adım uzaklaşmak bile birbirimizi kaybetmemize neden olabilirdi. Aslında, sadece onu seyretmekti niyetim. Arkadaşlarla birlikteyken ya da ikimiz yalnızken bu kadar rahat bir şekilde, uzun süre gözümü ayırmadan ona bakamıyordum. Şimdi çok gerçekçi olmasa da bir sebebim vardı ondan gözlerimi ayırmamak için. Gözlerimi ondan ayırırsam, bu kalabalıkta kaybedebilirdik onu. Oysa, İstiklal Caddesi’nin o kalabalığında ben ondan başka kimseyi görmüyordum ki. Beresinin iki yanından çıkarak yüzünü çevreleyen ve çenesine doğru kıvrılan siyah saçları, dünyayı görüş açımın sınırlarını oluşturuyordu.
Beş yaşında bir kız çocuğunun karşısındaki babası da olsa, telefonda böyle çekingen ve kararsız bir sesle konuşması normaldi. Bir baba ise küçük kızıyla konuşurken aynı duruma düşmemeliydi. Ben düştüm.
En hızlı okuduğum kitap olabilir.
Kitabı ve yazarını burada gördüm, yazarın inceleme yazısını okudum ve bir şans vermeye karar verdim. Gerçekten bu şansı hak eden bir kitap.
Öncelikle konu çok enteresan. Ana karakterin hafıza kaybı üzerine odaklanıyor hikaye. Ancak normal bir hafıza kaybı değil. Adamın hafızası belli bir yerden itibaren
Gerçekten aşkımdan emin miydim? Yoksa öyle olması gerektiği için mi yazmıştım bunları? Bu aşka kendimi inandırmak mıydı yoksa asıl amacım? Kimsenin okumadığı mektupları yazarken, kendime telkin mi ediyordum bunları?
Kitabın ana karakteri hafızasını kaybetmiştir ve arkadaşı mutlaka hatırlayacağını düşündüğü bir sözle onu tedavi etmeye çalışmaktadır:
“Tamam, şimdi sana daha sonraki yıllardan bir şey söyleyeceğim ve bunu kesinlikle hatırlayacaksın.”
Pınar, belki de içinde bir umut ışığı ile dikkat kesilmişti ama ben de Sinan da Kerem’in bir muziplik peşinde olduğunu biliyorduk. Kerem ses tonunu biraz yükselterek konuştu:
“Sergen attı, şampiyonluk geldi.” Hemen ardından ses tonunu değiştirerek ve cümlenin ortasında biraz daha duraksayarak tekrar etti:
“Sergen attı, Şampiyonluk geldi!”