Yezîd, kendisine isyan eden Medinelileri isyandan vazgeçirmek için pek çok teşebbüste bulunmuştur. Bu teşebbüslerinin bir fayda vermemesi sebebiyle isyanı dindirmek üzere ordu sevk etmiştir. Kendi akrabalarının da içerisinde bulunduğu Medine'de isyanı durdurmayı hedefleyen Yezîd'in savaş esnasında gerçekleşen yağmalamadan memnun olmadığı, çünkü bunda bir menfaatinin bulunmadığı söylenebilir.
Çekilen sıkıntılara birlikte göğüs germek isteyenakrabalar , asabiyet gereği ; Müslümanlarise imanları gereği birbirleriyle kenetlenmişler , böylece maruz kaldıkları sıkıntılı durumun üstesinden gelebilmişlerdir. Çekilen sıkıntılar karşısında sergilenen bu dayanışma ileride karşılaşılabilecek daha başka ve büyük meşakkatlerin üstesinden gelebilme noktasında Müslümanlar için iyi bir tecrübe olmuştur. Zira küçük birlikteliklerin başarılı dayanışması ileride büyük bir toplum oluşturabilmek için gerekli toplumsal yardımlaşma için örnek teşkil edebilirdi.
Hz. Peygamber'in Ebû Eyyûb'un Evinde Kaldığı Günler
Sevgili Peygamberimizin devesi evinin önünde çökünce Ebû Eyyûb, büyük bir sevinçle bu kutlu misafirin eşyalarını evine taşımaya başladı. Peygamberimiz Ebû Eyyûb'dan yol yorgunluğunu atıp biraz istirahat edebilecekleri bir yer göstermesini istedi. Gerek yol şartları gerek sıcak hava Peygamberimizi ve Hz. Ebû Bekir'i hayli yormuştu. Ebû Eyyûb misafirlerinin biraz dinlenip ferahlamaları için evinin önündeki gölgeliğe buyur etti. Onlar burada kısa bir süre istirahate çekilirken kendisi de Hz. Peygamber'i misafir etmek üzere evinde birtakım hazırlıklar yaptı. Bu küçük istirahatin hemen akabinde Hz. Ebû Bekir Sunh mevkiinde, Evs kabilesinden Hubeyb b. İsaf el-Ensârî'nin evine gitmiş ve kendi evine taşınana kadar orada kalmıştır.
Sevgili Peygamberimiz gölgelikte biraz dinlendikten sonra asıl ikamet edeceği yer olan Ebû Eyyûb'un evinin alt katına yerleşmiştir. (Hz. Peygamber'le birlikte azatlısı Zeyd b. Hârise de vardı. Semhûdî, I, 260-261; Şâmî, II, 389-390) Böylece Ebû Eyyûb Allah Rasûlünü misafir etmeye başlamış ve yedi ay sürdüğü tahmin edilen bu durum onun mihmandâr-ı nebî ünvanıyla anılmasına vesile olmuştur. Mescid-i Nebi'nin ve mescidin yanındaki Hz. Peygamber'e ait kısımların inşası işte bu sürede gerçekleşmiştir.
İman edip hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenlerle bunları barındırıp yardım elini uzatanlar, işte onlar birbirlerinin gerçek dostlarıdır.