Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

V. İ. Dobrenkov

Marksizm Ve Psikanaliz yazarı
Yazar
9.5/10
3 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
1.430
Görüntülenme

V. İ. Dobrenkov Sözleri ve Alıntıları

V. İ. Dobrenkov sözleri ve alıntılarını, V. İ. Dobrenkov kitap alıntılarını, V. İ. Dobrenkov en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Marx açıkça göstermiştir ki, insanlık konumu, tarihsel koşulların dışında, soyut bir olgu olarak ele alınmaz. Çünkü toplumsal olma özelliği tüm hareketin genel özelliğidir.
Her birey toplumsal ve biyolojik yapısına bağlı olan şu ikilemi taşır: doğumdan başlayan “hayvanlık ve insanlık” ilkeleri aynı anda ve birlikte insanı etkileri altında tutarlar. Bu iki ilke, insan ve doğa arasında varolan çelişkinin ürünü ve insanlık konumunun sonucudur.
Reklam
Görülüyor ki birey, toplumdan soyutlanmış bir varlık değildir. Daima şu ya da bu sınıfın temsilcisidir ve bağlı bulunduğu sınıfın gelişimini sağlayan bir araçtır. Marksist kurama göre bir bireyin, insan olarak kendi toplumsal ve sınıfsal özünü kapsamlı şekilde özümleme derecesini, her bireyin kendi kişiliği belirler, insanın kendi özünden kaynaklanan istemlerini korumaktaki becerisi ve gücü, Fromm’un bizi inandırmak istediği gibi bireyin kendini toplumun şuurlarının üstüne yükseltmesi ve dünya yurttaşı olmayı başarmasıyla gerçekleşmez. Birey; egemen sınıfın istemlerini önemsemediği, kendisini yanıltmacalardan kurtardığı, kendi toplumsal-tarihsel özünü kavradığı zaman, ezilen sınıfın gerçek evrensel insanlık ilkelerinin toplamı olan çıkarlarının koruyucusu olmayı başarabilir ve bu çıkarların gerçekleşmesini sağlayabilir.
Insan; kendi doğasından kaynaklanan öz ihtiyaçların bilincine vardığı an, "yabancılaşma" ortadan kalkacaktır.
Sayfa 128Kitabı okudu
Yaşamını; gerçekçi, aktif ve pratik devrimci hümanizme dayanan sosyalist devrim ilkesine bağlamayan ve diyalektik materyalist görüşünü benimsemeyen birisine gerçek hümanist denemez.
Sayfa 143Kitabı okudu
Ezilen sınıfın kapitalizme karşı yönelen yarı bilinçli eylemi, kendi içinde henüz bir devrim yapamamıştır. Bir işçi hareketi, ancak proletarya kendi sınıf çıkarlarının bilincine vardığı zaman gerçek bir devrimci hareket özelliğini kazanacaktır.
Reklam
Yeni Freudcular Freud’un saldırganlık ve cinsel dürtüler kuramını reddederler; bilinç ile bilinçdışı arasındaki ilişkiye, insanın akıl gücünün, zihin yapısının ne olduğu konularına yeni bir bakış açısı getirirler ve aynı zamanda klasik psikianaliz ilkelerinin eleştirel bir değerlendirmesini yaparlar. Yeni-Freudcuların çoğu, insan davranışlarının özünün yalnızca insanın evrensel biyolojik yapısına bakılarak değerlendirilmeyeceğini, aynı zamanda toplumsal etmenlerin ve bunların kişiliğini ve karakterin oluşması üzerindeki etkilerinin de incelenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Freud insan doğası ile toplum arasındaki çelişkiyi, etkileşim içindeki karşıtların diyalektik bütünü olarak değil, birbirine bağlı olmayan iki ayrı öğenin karşılaşması olarak tanımlamış, dış toplumsal koşulların, kişinin zihinsel ruhsal etkinliğinin belirlediğini dikkate almadan, bu koşulların, kişinin bu etkinliğinin gerçekleşmesini engellediğini, bir yandan da kişinin kendi dürtülerinin farkına varmasını sağladığını söylemiştir.
Freud’a göre, toplum içinde güçlü içgüdülerin doyurulması için insanın önünde üç yol vardır. İçgüdüler hiçbir şekilde denetim altında tutulmazsa, kişi suç işler; baskı altında tutulursa nevrotik olur; ve ancak toplumsal açıdan yararlı eyleme kişi içinde bulunduğu toplum ile sürtüşmeden yaşayabilir. Toplumsal yaşantıda huzursuzluğa neden olan ilk iki ihtimali yok etmek için, Freud’un önerdiği iki tedavi yöntemi şöyledir. Birincisi; toplum hangi yoldan olursa olsun, bireyden beklediği taleplerini azaltmak zorundadır. Ancak böylelikle kişi, içgüdülerinin ve dürtülerinin güçlü baskısından bir derece kurtulabilir. İkincisi; insanın içgüdüleri ve dürtüleriyle olan mücadelesinin bilincine varması ve geliştirilmiş akılcı denetim mekanizmaları yardımıyla dürtüsünü kültürel etkinliğe dönüştürme yeteneğini arttırmasıdır.
Freud, nevrotik bir kişiye olduğu gibi topluma da tedavi uygulayabileceğimize inanır. Kişilerin davranışlarının çözümlenmesinden çıkardığı yasalarının incelenmesinde de kullanılır. Freud’a göre patalojik olguların bu şekilde evrenselleşmesi, tarihi oluşturur. Freud, tarihi tüm insanlığın artan nevrozu olarak görmektedir.
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.