Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

William Plank

William PlankNietzsche ve Varlık yazarı
Yazar
7.0/10
1 Kişi
9
Okunma
2
Beğeni
457
Görüntülenme

William Plank Sözleri ve Alıntıları

William Plank sözleri ve alıntılarını, William Plank kitap alıntılarını, William Plank en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jarret’in de son derece özlü bir biçimde özetlediği gibi, “İçinde yaşadığımız dünyâyı açıklamak için hiçbir gerçekçi kuramın doğru olmadığına dair elimizde güçlü ampirik kanıtlar -tekrar ediyorum güçlü ampirik kanıtlar- bulunmaktadır. (Cushing ve McMullin, 68)
Sayfa 106 - 107 - PdfKitabı okudu
Nietzsche, Spinoza'yı akılcılığa ontolojik bir konum verdiği, ilahi bir özün mantık mekanizmasını kullanarak evreni yarattığını ileri sürdüğü için eleştirmişti. Moles, bu noktada Nietzsche'nin Spinoza'ya adil davranmadığını düşünür. Nietzsche güçlerin etkin olduğu bir evrende akılcılığın ve mantığın sıradışı bir durum olduğunda ısrar eder. Fakat, bu noktada Spinoza'ya karşı çıkmasına karşın, kendi gereklilik kavramının içinde de bir mantıksal unsur bulunmaktadır. Nietzsche'nin iddiasına göre, herhangi bir noktadaki güçler öylesine bir konfigürasyon içine girerler ki, bu derhal yeni bir konfigürasyon yaratılmasına neden olur; ayrıca, güç istencinin doğası hatırlanacak olursa, bu yeni konfigürasyon o anda olası olan yani otaya çıkabilecek tek konfigürasyondur. Özellikle de Nietzsche'nin bütün olayların gerekli olduğu genellemesi hatırlandığında buradaki olasılıkta mantıksal bir durum olduğu görülmektedir (Moles, 217).
Sayfa 48 - PdfKitabı okudu
Reklam
Eğer Nietzche modern ampirik astrofizik kuramlarından haberdar olsaydı, bunları tamamen kabul edeceğinden eminim. Özellikle de bir süpernova evriminin ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Astrofizikçilerin keyifle belirttikleri gibi, bedenlerimiz bir tarihte bir süpernovanın parçası idi. İnsan, yıldız tozundan yapılmıştır, yani yaşam Güç İstenci, dönüşüm itkisi, kozmik döngüsel oluşum ve yeniden oluşum sürecinin bir parçasıdır.
Sayfa 411 - PdfKitabı okudu
Las Vegas'ta uyduruk bir masanın başında zar atan kumarbaz tüm parası bitinceye dek her zar atışında kaybettiği halde başka bir bakıma da kazanmaktadır, çünkü zar atmak kumarbazın hayatı olduğu için sadece zar atmanın muhteşem ve bağımlılık yapan bir mutluluğu vardır. Tekrar oyunun başına döndüğünde oyunun verdiği mutluluğa, kaybetmenin üzüntüsünün karşısında kazanmanın verdiği oyunun mutluluğuna geri dönmüştür; çünkü kazansa da kaybetse de tekrar oynamak için oyuna geri dönecektir. Güç İstenci oyununa katılan her birey, kazansa da kaybetse de, sevinse de üzülse de oyunun kendisi için her şey demek olan bu kumar bağımlısı gibidir. Bu adamın “erdemi aynı zamanda bağımlılığı ve çöküşüdür."
Sayfa 368 - PdfKitabı okudu
Nietzche'nin babası ve büyükbabası da birer Protestan din adamı idi. Hem Blake, hem de Nietzche, bu türden bir nefret üzerine kurulu bir kafa yapısında bir şeylerin yanlış olduğunu görebilmişlerdi ve biri bu kafayı Güç İstenci adına reddederken diğeri daha kabul edilebilir kılmak için değişikliğe uğratmıştı.
Sayfa 288 - PdfKitabı okudu
Her tarihin sürmesini sağlayan bir ataleti vardır.
Sayfa 78 - PdfKitabı okudu
Reklam
Michael Ruse'un yaptığı biçimler açısından savurgan davranan bir Doğa kavramı karşısında Nietzche düşüncesini benimsemiş bir kişi kendisini zaten tanıdığı bir kavramla karşı karşıya bulur: "Doğa gibi, sınırızca savurgan, inanılmazcasına kayıtsız, hiçbir amaç ve kaygı gütmeyen, merhamet ve adalet kavramlarından yoksun, aynı zamanda hem
Sayfa 184 - PdfKitabı okudu
Şimdi sorabiliriz: Neden maymunlar daha önce dili kullanmamışlardır? Hemen çok basit ve çok dar görüşlü bir yanıt vereyim: Çünkü kimse daha önce onlarla konuşmayı denememişti.
Sayfa 233 - :) - PdfKitabı okudu
Evrenimizin ontolojik parametrelerini kendi vücutlarımızın boyutları ve bir bireyin hayatının uzunluğunu esas alarak belirlediğimizi, uzay ve zamanın apaçık ve tam gerçekliğini ve bunların niceliklerinin bizim fizyolojik önyargılarımız tarafından belirlenmekte olduğunu kuantum fizikçilerinin bize cidden sundukları ana dek çok az kişi sorgulamıştı.
Sayfa 151 - 152 - PdfKitabı okudu
Güç İstenci'nin Gücü ve Zayıflığı Güç İstenci kavramının güzelliği basitliğinde yatar. Zayıflığı ise dikkatle incelendiğinde neredeyse her şey için geçerli olduğu gibi muazzam bir genelliğe sahip olmasındadır; bu genellik, ister cam bilyeler, ister toplumsal ya da biyolojik organizmalar, isterse de kültürel fikirler ya da değerler, ya da gelişmekte olan bir bilimsel kuramın kendi aralarında ilişkili ve evrilmekte olan iç fikirleri olarak alalım, tüm sistemlerin iç mekanizmalarını ve içsel tutarlılıkları için geçerli olan Eigen'in cam bilye oyunlarında görülen genelleme gibidir. Nietzsche'nin Güç İstenci kavramı, cevher ve ruh arasındaki ontolojik farklılıkları ortadan kaldırarak, yani akışı ve etkin bir evrimi engellediği için cevheri elinin tersiyle itip, (a) geleneksel Sokratçı Yahudi-Hıristiyan metafizik cevher ve ruh fikirleri, (b) olgu ve yan-olgu, (c) genetik ve epigenetik, (d) biyolojik ve etik-ahlaki-estetik, (e) madde ve enerji arasındaki ontolojik ayrımları ortadan kaldıran geniş kapsamlı bir tanım sunar.
Sayfa 131 - PdfKitabı okudu
Reklam
Nietzche inanılmaz derecede geniş-görüşlü bir insandır. Bu yönteminin bir parçasıdır. Biyoloji eğitimi almadan biyolojik makromoleküler dönüşüm ilkesini öngörebilmiştir. Nietzche'nin hayaletiyle karşılaşsaydık, acaba şunlar hakkında ne derdi? Periyodik tablo, atom kuramı, olasılığın temel ilkeleri, atomaltı fiziği, süpernovalar, madde ve enerji arasındaki ilişki, kendisi yaşayan hemen her şeyle organik bir bütün olduğunu düşünen Lewis Thomas'ın Bir Hücrenin Yaşamları kitabına mistik bir hava vermesine neden olan rekombinant DNA, ki eğer böyle bir şey varsa bu tam olarak Nietzche'nin Bengi Dönüş üzerine olan derin düşünce sürecinin ta kendisi olmaktadır! Ne diyeceği belli; "Size söylemiştim. Hepsi kitaplarımda var.” Ölçülebilir güç, değerlik ve rekombinasyon yasaları tarafından yönetilen atom ve atomaltı parçacıkların gerçekliğine dikkat çeksek, bizlere atomaltı parçacıkların da açıkça başka parçacıklardan yapılmış olduğunu ve adına “tanrı-parçacığı” denen şeyin hâlâ bulunmadığını söyleyecektir. Hatta, David Bohm'u göklerdeki laboratuvarından indirip bize daha alt düzeyde bir açıklamanın mümkün olmadığını da söyletebilir. Olasılık yasalarına göre konfigürasyonlar Nietzche'nin tekrarlılık düşüncesine zarar vermedikleri gibi destekliyor da olabilirler.
Sayfa 412 - 413 - PdfKitabı okudu
Nietzche, Darwin ve Lamarck Güç İstenci, Nietzche'nin Darwin'e saldırmasına karşın açıkça kabul ettiği gibi, modern evrim kuramları ile son derece uyum içinde bir modern evren görüşüdür (Gİ, 647). Nietzche'nin Darwin'i anlamadığı kesindir ama o zamanlar kimse ve hatta Darwin'in kendisi bile tam anlamamıştı. 1859'da Türlerin Kökeni'ni yayınladığında, nasıl çalıştığını hiç anlayamadığı ama yaptığı kapsamlı gözlemlerden çıkardığı sonucu anlatmak için "doğal seçilim" terimini kullanmıştı (bkz. Ruse, 1979, 160). “Bu malzemelerden çıkardığı ilke bir soyutlamadan ibaretti ve ancak çok sonra, özellikle de nüfus genetiği üzerinde çalışan John B. S. Haldane, Ronald A. Fisher ve Sewell Wright tarafından daha somut biçimde açıklanabildi" (Eigen, 54). Nietzche'nin biyolojik evrime temel itirazı, bunun arkasında bir telos varmış gibi, yani organizmanın Güç İstenci'nin yapısı gereği içsel bir doğal güç tarafından değil de, uyum sağlamaya çalıştığı bir dışsal bir güç tarafından yönetiliyormuş gibi gözükmesiydi.
Sayfa 404 - PdfKitabı okudu
Üstinsan, aksiyosfer'in bir evrimsel gelişmesi, bir biyolojik geri-bildirim mekanizması ve doğrusal-olmayan bir kategoridir; bu kategori içinde kozmolojik bir kendini-bilme durumu yaşamını sürdürme yönündeki kaçınılmaz evrimsel açmazın farkına varıp, bizim üst beyinsellik dediğimiz özelliğin kendi soyumuzun tükenmesine yol açmasını istemiyorsak binlerce yıldır evrim geçirdiği kuralları değiştirmek zorunda kalır. Güç İstenci, kendinde değişiklik yapmak için Üstinsan'da somutlaşıp beden bulur. Bir kendini-bilme durumu olan Güç İstenci, değerlerimizin bizler için koruyucu olduğu kadar zarar verici de olduğunu, değerlerin sadece tepkici olduğunu, tepkici bir organizmanın ortaya çıkardığı toplumsal insan ilişkilerinin biyolojik ilkelerinin başarısız olduğunu ve bunların olgucu bir yaklaşım ve insanın geleceğinin nasıl olacağı yönünde verilecek bir karar ile değiştirilmesi gerektiğini görür. Evrimsel kendini-bilme hissi, Nietzche ve diğer insanlarda gördüğü tepkici değerler ve ahlak sisteminin bizleri yokoluşa mahkum ettiğini farkeder. Bu kendini-bilme hissi, bizzat kendini ortaya çıkaran kuralları değiştirmek için eyleme geçmek zorunda olduğunu farkeder. Bir biyolojik olgu olan bu değerler sistemi kendini değiştirmek zorunda olduğunu farkeder ve bu kendini ve kuralları değiştirme Üstinsan'ın en yüksek anlamlarından biridir ve bizzat Nietzche'nin olguculuğunun ve değerlerin yeniden değerlendirilmesi kavramının ne anlama geldiğini göstermektedir.
Sayfa 457 - PdfKitabı okudu
Kuantum mekaniği, nesnelerin ölçülmeden önce var olamayacaklarını, evrendeki gerçekliğin dışarıdan ve "tarafsız" bir gözlemci tarafından ölçülen nesnelerden ibaret olmadığını söyler; fakat evrenin doğasına göre, bir olay, aynı zamanda, gözlemlenen nesne, gözlemci ve gözlem aletinin kaçınılmaz birlikteliğinin de bir sonucudur. Bu olaya bir kuantum olayı, yani kuantum durumu denir. Gerçeklik, bir kuantum durumları meselesidir. "Einstein aya bakmadığı zaman, Ay orada değildir” şeklindeki ifadede bir anlamda doğruluk vardır. Fakat, Ay gökyüzünde ışıldarken Einstein'in var olmadığını söylemek de aynı derecede mantıklıdır.
Sayfa 111 - PdfKitabı okudu
Güç İstenci'nin en kapsamlı haliyle bakılacak olursa, değerin pek bir anlamı yoktur, çünkü Nietzsche'nin kullandığı anlamıyla, değeri güçten ayırmak zordur. İnsan hamamböceklerine kıyasla dinozorlara, balıklara kıyasla selenterelere ya da kuyruklu yıldızlara kıyasla asteroidlere değer atamakta zorluk çekecektir. Burada da, biz Nietzsche'nin reddettiği şekilde, basit ve pragmatik bir anlayışla kendi varlığını sürdürmeyi değer kavramının temeli olarak seçmedikçe, Güç İstenci'nin on kere gogolpleks üssü sayıdaki konfigürasyonları içinden değer tespit yapmak en zor şey olduğu için, Nietzsche'nin değerin anlaşılması ve yaratılması anlamında neden felsefenin rolüne büyük önem verdiğini görebiliyoruz. Nietzsche, kendi bilimsel konumundan değerin nasıl inceleneceği açık olarak görülemediği, fakat insanın ve hatta sadece insanın değil, (Nietzsche'nin vurguladığı üzere) insan bir hayvan olduğu için Homo Sapiens'e ek olarak tüm akıllı canlıların karşısında duran en büyük sorun olduğu için, değerin en büyük felsefi sorun olduğunu son derece yerinde bir saptamayla görmüştü.
Sayfa 138 - PdfKitabı okudu
72 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.