Yaşar Kaplan Gönderileri
Yaşar Kaplan kitaplarını, Yaşar Kaplan sözleri ve alıntılarını, Yaşar Kaplan yazarlarını, Yaşar Kaplan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâm'ın bulunduğu yerde, insanların dinî baskıdan kurtarılmaları için şu veya bu isim altında ayrıca birtakım tedbirler almaya hiç gerek yoktur, çünkü gerekli tedbiri İslâm almıştır. İslâm'da esas olan "Senin dinin sana, benim dinim bana." ilkesidir.
Sayfa 250 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Bir insan birşeye inanıyorsa, bir düşünceyi inanç halinde benimsiyorsa, hayatını ortaya koyarak benimsiyordur. Zorla kimseyi düşünce ve inançlarından vazgeçiremezsiniz.
Sayfa 248 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Hakimiyet Kimin?
Kuşkusuz ki, Hakk ve Bâtıl'ın, doğru ve yanlışın, helâl ve haramın ne olduğunu belirlemekte geçerli olan tek hüküm Allah'ın hükmüdür. Bu anlamda hüküm ancak Allah'ındır ve bu anlamda Allah'ın hakimiyet hakkı hiçbir şekilde bir başkasına devredilemediği gibi, bu hakimiyet hakkına kimse ortak da edilemez. Bütün hükümlerin üstünde
Sayfa 224 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
İslâmî ortamlarda hak alınmaz, verilir; ama gayr-i İslâmî ortamlarda hak verilmez, alınır.
Sayfa 220 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Müslüman her yerde müslümanlık kimliğini kullanmak durumundadır, ama müslümanlık kimliğini kulanmaya dikkat ettiği kadar vatandaşlık kimliğini kullanmaya da dikkat etmek zorundadır. Hatta bazı kapıları müslümanlık kimliği açmazken vatandaşlık kimliği daha kolay açabilir. İnsanın bir müslüman olarak fazla bir hakka sahip olmadığı düşünülse bile, bir vatandaş olarak birçok haklarının olduğu da muhakkaktır.
Sayfa 219 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Düşünce hürriyetinin en iyi şekilde kullanılacağı ortamların kurulmasından korkanlar, resmî ideolojilerinin uzun süre yaşayamayacağı endişesini taşıyanlardır.
Sayfa 219 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Bu rejime yeni bir isim yakıştırmak gerekirse, teklifim, "Teokratik Hipokrasi" denilmesidir. Bu düzen, bazı kişi, ilke ve vecizeleri tabulaştırmış, bunların eleştirilmelerini ve tartışılmalarını yasaklayarak adeta nass haline getirmiş olduğundan demokratik olmaktan çok, teokratik özelliklere sahip hale gelmiştir.
Sayfa 217 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Bizi değerlendirecek olanlar kendi devirlerinin şartlarıyle değil, bizim devrimizin şartlarıyle değerlendirmek zorundadırlar.
Sayfa 212 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu
Allah insanı yaratmakla kalmadı, aynı zamanda insanı sevdi de. Allah insanı sevdi ve onun iyiliğini diledi. Yolumuz Yüce Allah'ın insana sevgiyle teklif ettiği iyilik ve güzellik yoludur. Demokrasi denilen renksiz ve kokusuz nesne, hakikat arayışındaki insan için nihayet bir vasıta durumundadır ve bu vasıta insanları bir yerde Hakk'a da götürebilir, Bâtıl'a da götürebilir. Hakk'a götürdüğü yere kadar o yolun işlemesine çalışırız, Bâtıl'a götürdüğü yerde ise karşısında oluruz. Mesele bu kadar basittir.
Sayfa 209 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okudu