Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yonca Anzerlioğlu

Yonca AnzerlioğluKaramanlı Ortodoks Türkler yazarı
Yazar
8.0/10
2 Kişi
11
Okunma
2
Beğeni
1.649
Görüntülenme

Yonca Anzerlioğlu Gönderileri

Yonca Anzerlioğlu kitaplarını, Yonca Anzerlioğlu sözleri ve alıntılarını, Yonca Anzerlioğlu yazarlarını, Yonca Anzerlioğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
432 syf.
·
Puan vermedi
Evvela belirtmeliyim ki dünya üzerindeki Türk halklarının tamamını bildiğimi hepsi hakkında az çok bilgi sahibi olduğumu düşünürdüm fakat Urumlar konusunda ilk kez bu kitapta doyurucu bazı bilgiler bulabildim. Karamanlıca okuyabiliyorum bu yüzden bu eser çok dikkatimi çekmişti ve başlangıç için güzel oldu. Urumca, Karamanlika, Karayca, Kırımçakça bunlar unutulmaya yüz tutmuş kayıt altına alınması gereken konuşan kişilerin her geçen biraz daha azaldığı talihsiz diller. Anzerlioglu çok kıymetli bir eser hazırlamış inşallah başlı başına Urumlardan Karaylar ve Kırımçaklardan oluşan eserleri de görürüz.
Karamanlı Ortodoks Türkler
Karamanlı Ortodoks TürklerYonca Anzerlioğlu · Phoenix Yayınları · 201012 okunma
Diğer taraftan, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemin­den itibaren Osmanlı azınlıkları arasında milliyetçilik fikirleri­nin Rum toplumu üzerindeki etkisi ve yabancı müdahaleler sonucunda bağımsız bir Yunanistan devleti'nin kurulması ve sonrasında yaşanan gelişmeler Anadolu'nun orta yerinde dışa kapalı birçok Ortodoks Karamanlı köyünde her hangi bir etki yaratmamıştır. Bunun tam aksine, ilerleyen zaman içerisinde gerçekleşecek olan Milli Mücadele dönemi boyunca kendisi de bir Karamanlı Ortodoks Türk olan Papa Eftim'in liderliğinde Anadolu'nun orta yerinde kurmuş oldukları Türk Ortodoks Patrikhanesi çatısı altında Milli Mücadele safında yer almışlar­dır. Ancak, her ne kadar kendilerinin Türk olduklarını dile geti­rip bunu sahip oldukları kültürel varlıkları ve tarihi verilerle ortaya koymaya çalışmışlarsa da, 1923 yılında gerçekleşen Türk­Yunan nüfus mübadelesine dahil olmaktan kurtulamamışlardır. Kendilerine yabancı topraklarda ve yabancı bir topluluk içinde yaşamaya mecbur kalan Karamanlılar, Yunan toplum yaşantısı­nı bugün dahi tam anlamıyla benimseyememişlerdir. Zaten, Yunan toplumunun da genel bir ifadeyle Anadolulu mübadilleri benimsememesi gerçeği dahilinde her zaman Türk tohumu (Türkosporoi) nitelemesiyle toplum dışına itilen ve geçmişte Türk olduklarını açıkça telaffuz edebilen bu insanların çocukları ve torunları bugün Türkiye' de, yalnızca aile üyeleriyle sınırlı olsa da, bağımsız bir Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin varlığından ve bir Türk' ün Müslümanlık dışında da bir inanca sahip olabileceği gerçeğinden habersiz ve kendilerinin Türk olabilecekleri düşün­cesinden uzaktırlar.
Reklam
Bu çerçevede, Bizans İmparatorluğu tarihi ile ilgili birçok kronikte sözü geçen ve Balkanlar dışında Anadolu'da Fars ve Araplardan sonra Selçuklulara karşı Bizans sınırlarını savunmak amacıyla aileleriyle birlikte iskan edilmiş Hıristiyan Türk asker­lerinin Bizans İmparatorluğu ve Selçuklu Sultanlığı döneminden sonra Osmanlı imparatorluğu döneminde yok olduklarını söy­lemek ne derece doğrudur. Bugün Balkanlarda yaşamakta olan ve köken olarak yukarıda sözü geçen Hristiyan Türk toplulukla­rına dayanan, sadece dini inanç yönünden Anadolu Türklü­ğü'nden farklı bir yapı sergileyen Gagauzlar varlıklarını koru­yabildiklerine göre benzer bir durumun Anadolu için de söz konusu olabileceği göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. Dolayısıyla, Ortodoksluk mezhebini benimseyerek yüzyıl­larca Osmanlı İmparatorluğu idaresi alhnda Fener Rum Orto­doks Patrikhanesine bağlı kalmalarına rağmen, Rum olarak değil de Karamanlı olarak adlandırılmış ve ibadet dili olarak Türkçeyi kullanabilecek kadar Rum diline uzak olan ve Türkçe isimler taşıyan, sahip oldukları düğün, folklorik kıyafetler, oyunlar, türküler, manilerle gelenek görenekleri açısından da Müslüman Türk toplumundan bir farkı olmayan Karamanlılar ile Anadolu'ya iskan edilen bu Hıristiyan Türk boyları arasında da tarihi ve sosyolojik bağlar bulunmaktadır
. Balkanlar'daki Türk boyları bu şekilde Hıristiyanlaştırılarak Bizans'ın düşmanlarına karşı sınır bölgelerinde iskana tabi tutu­lurken, 11.yy.'da Anadolu'ya doğudan girerek zamanla Bizans imparatorluğu aleyhine olacak şekilde batıya doğru genişleyen Selçuklu Sultanlığı bünyesinde yaşanan siyasi çatışmalar sonucu birçok Selçuklu Türkü de saf değiştirerek öncelikle Hıristiyanlığı kabul ile Bizans hizmetinde görev yapmaya ve Türkopoller ola­rak tanınmaya başlamışlardır. Yine bu bağlamda ele alınarak değerlendirilebilecek olan Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus ile kardeşi IV. Kılıç Arslan arasındaki taht mücadelesinde İzzeddin Keykavus'un maiyetindeki askerleriyle birlikte Bizans topraklarına sığındığı ve zaman içerisinde Konstantin Melik, Lizikos, Sultan Dimitrios gibi aile mensupları ve Tatikios, Aksukhos, Sergios Türkopoulos, Maniakes, Kutlumuş gibi isim­ler taşıyan birçok Selçuklu ve Türkmen'in Hıristiyanlığı kabul ile Bizans topraklarına yerleştikleri ve hatta önemli askeri ve idari görevlerde bulundukları da bilinmektedir
Tarih boyunca varolmuş Türk toplulukları arasında İslamiyet haricinde Budizm, Maniheizm, Musevilik ve Hıristiyanlık gibi farklı inançları benimseyenler olmuştur. Genel olarak, bütün Türk topluluklarında dini hoşgörü vazgeçilmez bir politika ola­rak korunmuşken bu hoşgörü ortamında Hıristiyan, Müslüman, Yahudi, Budist veya Gök Tengri inancına
Tarih boyunca varolmuş Türk toplulukları arasında İslamiyet haricinde Budizm, Maniheizm, Musevilik ve Hıristiyanlık gibi farklı inançları benimseyenler olmuştur. Genel olarak, bütün Türk topluluklarında dini hoşgörü vazgeçilmez bir politika ola­rak korunmuşken bu hoşgörü ortamında Hıristiyan, Müslüman, Yahudi, Budist veya Gök Tengri inancına mensup insanlar bir arada yaşayabilmişlerdir. Benzer şekilde bugün dahi temelde, Şamanist gelenekleri devam ettirmekle birlikte Gagauz, Çuvaş, Kreşen Tatar, Hakas, Saha, gibi Türk toplulukları Rus misyoner­lerinin etkisiyle Hıristiyanlık dinini benimsemişken, Karaylar, Kırımçaklar Museviliği, Tuvalar ve Sarı Uygurlar da Budistliği benimsemiş durumdadırlar
Reklam
Romeyika konuşan Müslümanlar Türkçe konuşan Hıristiyanlar
Yunanistan'da bulunulan süre boyunca yapılan gözlemler­den elde edilen bilgilere dayanarak evlerinde Türkçe Türkü dinleyip özel televizyon düzenekleriyle Türk televizyon kanalla­rını takip eden bu insanların her ne kadar Türk olabilecekleri ihtimalini düşünemeseler de, Yunanistan'a ve Yunan toplumu­na da tam anlamıyla adapte olduklarını söylemek oldukça güç­tür. Nitekim, kendi aralarında oluşturdukları derneklerin çatısı altında birinci ikinci ve hatta üçüncü ve dördüncü kuşak Kara­manlıların bir araya gelerek Anadolu'ya ait Türküler, şarkılar söyleyerek oyunlar oynamaları bu insanların asimilasyonlarının tam olarak başarılamadığının bir göstergesidir denilebilir. Bu bağlamda, Yunan toplumu için: "Bıktık artık sizden 75 senedir bıktık artık sizden, yeter artık, biz orada doğduk, orada büyüdük, bir kardeş gibi büyüdük" diyen Anastasia Hacıteodoriou, Selanik'te kurmuş olduğu demek çerçevesinde genç mübadil torunlarına gelenek, görenek ve adetlerini öğretirken benzer bir uygulama Larissa'da Dimitrios Katsikas tarafından yürütülmektedir. Larissa'lı Karamanlılar belirli günlerde bir araya gelerek eski gelenek ve görenekleri yaşatmaya çalışmaktadırlar. Yine Karditsa' da Kapadokiko köyünde yaşamakta olan Kayseri Çu­kur ve Rum Kavaklı Karamanlılar da benzer faaliyetler yürüte­rek sahip oldukları kendi kültürlerini yaşatmaya çalışmaktadır­lar.
Okulda verilen eğitimde Türkler için çizilen portre oldukça ilginçtir; her şeyden önce Türk esmer tenli, kara bıyıklı ve elinde hep kılıcı olup Hıristiyanları kesen birisidir.Okul­larda çizilen bu Türk imajı bir tarafa, 25 Mart'ta Yunanistan'ın bağımsızlığını kazandığı günün anısına yapılan kutlamalarda da Türklerin Yunanistan' dan atıldıklarını sergileyen skeçler oynanırken, Türk rolündeki insanların giyeceklerinin kendile­rinden temin edildiğini belirten Nevşehir Başköy kökenli bir mübadil torunu olan Dimitrios Katsikas, biz Türk değiliz ama neden Türkleri simgelemek için bizim dedelerimizin kıyafetleri­ni giyiyorlar şeklindeki soruların çocukların hafızalarında uzun müddet bir soru işareti uyandırdığına dikkat çekmiştir.
Bugün Yunanistan' da yaşamakta olan Karamanlılar bir Türk'ün Hıristiyan olabileceği ihtimalini düşünmemekte ve her Müslüman'a Türk derken, mübadele öncesinde Müslümanlığı seçen Ortodoks Karamanlılar için de Türk oldu tabirini kullan­maktadırlar. Örneğin, Eleni Haciliadou köylerinden bir kadının Müslüman olduğunu ifade etmek için Türk oldu
Türk tohumu (Türkosporoy)
....belki de en cid­di problem bu insanların Türkosporoi, yani Türk tohumu olarak adlandırılmalarıdır. Mavrogordatos, genel olarak Anadolu kö­kenli mübadillerin Yunanlılıklarının sorgulanmasına bağlı ola­rak Türk kimliğinin yakıştırıldığına dikkat çekse de, bunun bütün Anadolulu mübadiller için ne dereceye kadar geçerli ol­duğu konusunda elde kesin bir bilgi mevcut değildir. Ancak kesin olan şudur ki, bugün Yunanistan' da yaşamakta olan ve hala Türkçeyi akıcı bir şekilde konuşmayı başaran ve kendileri­ne Karamanlı denildiğinin farkında olup bunun sebebini genel­de coğrafi isimlendirmeye bağlayan bu insanlar kendilerine Türk tohumu, Türksünüz dendiğine dikkat çekmişlerdir. İlgili insanların konuyla ilgili oldukça düşündürücü açıklamalarına burada doğrudan yer vermenin yerinde olacağı kanaatindeyiz. Kayseri-Çukur kökenli bir ailenin çocuğu olan Andreas Sarımihailidis kendilerine Türk dendiğini belirtirken ilginç bir şekilde şunları dile getirmiştir: "İsmim Andreas, babam Vasilios, öbürkün ün adı Sokrates ... olur mu . . . Sokrates Türk olur mu Ahmet olsaydı Türk olacağıdı. Amma Sokrates olur mu Türk, olmaz".231 Sarımihailidis'in açıklamasından bir Türk'ün Hıristiyan' olama­yacağı anlaşılmaktadır. Burada bu düşüncenin sadece Sarımihailidis'e ait olmadığını da belirtmek gerekmektedir
Reklam
Dil konusunda yaşanan sıkıntının haricinde belki de en cid­di problem bu insanların Türkosporoi, yani Türk tohumu olarak adlandırılmalarıdır. Mavrogordatos, genel olarak Anadolu kö­kenli mübadillerin Yunanlılıklarının sorgulanmasına bağlı ola­rak Türk kimliğinin yakıştırıldığına dikkat çekse de,230 bunun bütün Anadolulu mübadiller için ne dereceye kadar geçerli ol­duğu konusunda elde kesin bir bilgi mevcut değildir.
Yine benzer şekilde okulda Türkçe konuşmalarının yasak olduğunu vurgulayan Veniamin Gervanidis de zamanla öğretmenlerden korkan çocukların Türkçeyi bırakarak Rumca öğrenmeye başla­dıklarını belirtmektedir.
955 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.