10.0/10
4 Kişi
22
Okunma
0
Beğeni
362
Görüntülenme

Yücel Namal Sözleri ve Alıntıları

Yücel Namal sözleri ve alıntılarını, Yücel Namal kitap alıntılarını, Yücel Namal en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Enver Paşa yazısı, ordu elifbası harflerin ayrı ve sessiz harf arasına sesli harf yerleştirilerek oluşturan alfabedir. Resmi genelgelerde bu yazı tercih edilmiştir.
Sayfa 26
Yazının ıslahı hakkındaki görüşler
Yazının ıslahı konusundaki düşünceler iki gruba ayrılır: Birincisi Arapça ve Farsça olan kelimelerin yazımın kendi dillerindeTürkçe kelimelerde ise düzenleme yapmaktır. Bu görüşe göre Arapça'daki "hareke-i resmiye" Türkçe'ye uymadığı için "hareke-i harfiye" denilen sesli harfler kullanılmalı ayrıca Arapça-Farsça kelimeler olduğu gibi yazılmalıdır. İkincisi Türkçe, Arapça ve Farsça kelimelerin yazımını aynı kurala bağlamaktır. Bu grup Latin harfi taraftarı değildir ancak bazı işaretlerle ve sesli harfleri çoğaltarak yazı problemini çözme düşüncesindedir. Bir başka çarede harflerin ayrı şekilde yazılmasını öneren içerisinde Dr. Milaslı İsmail Hakkı, Prof. Dr. Necmeddin Arif, Cihangirli M. Şinasi, eğitimci İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) gibi kişilerin bulunduğu huruf-ı munfasıla grubudur.
Sayfa 22
Reklam
Münif Paşa
Alfabe konusunda ilk sistemli düşünceyi kuran Münif Paşa 12 Mayıs 1862 tarihinde kurucu üyesi olduğu "Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye" de konferans vermiştir. Konferansta Arapça sesli harfler ve büyük harf kavramının olmadığını sesli harflerin yokluğundan birçok kelimenin farklı şekilde okunduğunu ifade etmiştir. Ayrıca özel isimler ayırt edilemediğinden bu alfabeyle matbu eser basımı zordur...Münif Paşa bu sıkıntılara çözüm için iki mesele üzerinde durmuştur:Birincisi Arap harflerinin harekeli olması okunması kolay, yazımı zorlaştırıyor. İkincisi "huruf-ı munfasıla" yani harflerin ayrık şekilde yazılmasıdır. Münif Paşa ikinci görüşte ısrarcıdır ama Latin harflerinin alınmasından yana değildir. s. 18-19.
Sayfa 18
Latin harflerinin dünyadaki gelişimi
Latin harfleri Eski Yunan alfabesinin kollarından biridir. Eski İtalya'dan Roma İmparatorluğu topraklarına girmiş ve resmi yazısı olmuştur. Sonra İspanya, Fransa ve Portekiz ülkelerine uzanmış ve sömürgecilikle birlikte denizaşırı topraklarda kullanılmıştır. Osmanlı topraklarına ise III. Selim zamanında gelmiştir. Daimi elçiliklerde görev yapanların yabancı dil öğrenmesiyle Osmanlı topraklarında Latin yazısı da kullanılmıştır.
Sayfa 17 - Dr. Sinan Ateş, Doç.Dr. Yücel Namal, Muhibbe Erdoğan, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2019.
Atatürk’e minnet duyguları ifade edilerek şu ifadeler yazılmıştır:
“ ... Arap harflerine veda edip yeni harflerle intişara başlarken gözümüzün önünde bu saadetli bu şerefli neticeler şimdiden beliriyor. Cehaletin karanlık çehresini nurlu parmaklarıyla yırtan ve Türklüğe ebedi irfan yolunu gösteren büyük dahi halaskara bin minnet ve şükran. “
Sayfa 69 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Harf inkılabı hakkındaki görüşler çerçevesinde 1928 Mayıs ayında Dil Encümeni kurulmuştur...Encümenin karşılaştığı sorun hangi alfabenin alınması meselesidir. Osmanlıcada yabancı seslerin hakkını veren alfabe veya yalnızca Türkçe seslerden oluşan alfabe tartışmaları oldu. Bu tartışmaların ışığında iki görüş ortaya çıktı: Birincisi Arap sesleri aynı olmalı,ikinci görüşün sahibi ve tartışmada baskın gelen milliciler Türkçenin sadeleşmesi için harf inkılabı yapılması gerektiğini savunur. Bir diğer sorun "q" meselesidir. Arapçadaki k'nın ka kalın seslileri ke ince seslileri okuttuğundan q alfabeye alınmadı...Türkçe'de yeri olmayan j ve c harflerinin alınması bir diğer noktadır... Komisyon çalışmaları sırasında Kur'an-ı Kerim'i Türkçe yazılığu yazılmaması meselesi Kılıçzade Hakkı Bey'in önerisi ile sakınca olarak görülmemiştir. s. 30-31.
Dr. Sinan Ateş, Doç.Dr. Yücel Namal, Muhibbe Erdoğan, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2019, s. 30-31.
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.