Mahir ; senelerdir aradığı çocukluk arkadaşının haberini gazetenin üçüncü sayfasında gördüğünde şok olmuştu. Nasıl olabilirdi, yıllardır aradığı kan kardeşi intihar etmişti...
Kan kardeşine son görevini de yerine getirdikten sonra evine gelen Mahir ; senelerdir içinde saklı kalmış ne varsa eşi Aylin'e anlatır ve kitabımız da böyle başlar.
Daha küçük bir çocukken annesini kaybeden Mahir'in babası da sanki annesi ile birlikte o toprağın altına girmişti. Yaşadığı kayba dayanamayan Mahir'in babası memleketi Gaziantep'e taşınır. Artık Mahir ve kızkardeşi Gülcan'a nineler can yoldaşı olacaktır.
Mahir bu yeni hayatın da yan komşunun oğlu Umut ile tanışır ve bu iki çocuk birbirlerinin yaralarına derman olup, candaş olurlar zamanla.
Ta ki o korkunç olaya kadar... Sonrasında yolları ayrılır bir daha hiç birleşmemek üzere...
Tüm bu süreci Mahir'in anlatımı ile kaleme almış Yunus Emre Altınbaş. Onun gözleri, onun aklı, onun gönlü ile bakıyoruz, şahit oluyoruz yaşananlara.
Komşuluğun, paylaşmanın, mahalle kültürünün henüz yok olmadığı zamanlar... Radyoların popüler olduğu, sokaklarda kasetçilerin, kaset sattığı, çocukların mahallede top koşturup, misket oynadığı zamanlar...
Sizi çocukluğunuza alıp götürecek ; biraz hüzünlü, çokça keyifli bir hikâye aslında Umut Gözyaşları demek isterdim. O beni ters köşe yaptıran, şoka sokan son olmasaydı eğer...
Sizi yormayacak bir kitap arıyorsanız, kesinlikle aradığınız kitap "Umut Gözyaşları"
Okuyun, okutun, Okumak Özgürlüktür!