Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zafer Yılmaz

Zafer YılmazYeni Türkiye'nin Ruhu yazarı
Yazar
Editör
5.7/10
8 Kişi
25
Okunma
7
Beğeni
2.015
Görüntülenme

Zafer Yılmaz Sözleri ve Alıntıları

Zafer Yılmaz sözleri ve alıntılarını, Zafer Yılmaz kitap alıntılarını, Zafer Yılmaz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'de siyasetin merkezi görevi kanaatleri, duyguları ve imgeleri organize etmek ve tanımlamaktır.
Sayfa 32
Hiç kuşku yok ki bugün ana muhalefetin en önemli eksikliği her şeyden önce demokratik ve adil bir toplum tahayyülüne ve programına sahip olmaması.
Sayfa 46
Reklam
"Despotizmin ufkunda her zaman için bir tek tanrıcılık vardır"
Bir anlamda herkesin liderin hayata geçirdiği performansa katılarak parçası haline geldiği ve kendisini bizzat liderin ta kendisi "kıldığı", içerisinde hem özdeşleşmenin hem de sahteliğin ortaklaşa icrasının yarattığı coşkuyu barındıran, tam da bu nedenle "gerçek olmamasının" bir kusur haline gelmediği bir "sahte fanatiklik" söz konusu.
Sayfa 34
Türkiye siyasetinin, aşırı bir biçimde "şehitlik" kavramı ve ölüm mefhumu etrafında yapılanmasının altında da bu tür bir siyasal topluluk anlayışı ve bu topluluğu dinç tutmak, ona yaşam vermek için "her bir öznenin kimliğinden arındırılmasını" talep eden bir tür grup fantezisi yatıyor.'
Sayfa 30
Reklam
Amazon Ormanlar'ndaki bir kelebeğin kanat çırpışları, yerkürenin çok uzaklardaki diğer coğrafyalarında fırtınalar koparabiliyordu.
Her çöküş, entelektüel ve ahlâki bozukluğu da beraberinde getirir. Dehşetin karşısında umutsuzluğa düşmeyecek, ama en ufak şeyden de heyecana kapılmayacak sabırlı ve temkinli insanlar yaratmamız gerek. Aklın karamsarlığı, iradenin iyimserliği.
Sayfa 211Kitabı okudu
Yürütmenin imtiyazı ilkesi ve ona eşlik eden olağanüstü yasal düzenlemeler, Erken Cumhuriyet döneminden itibaren, dönüşümler geçirerek devletin kurucu aklı ve temel yönetim paradigması haline gelmiştir. Fakat bu paradigma, sivil toplumu yönetebilmek, siyasal muhalefeti disipline edebilmek ve her kritik siyasal kriz anında askeri, ekonomik ve siyasal elitlerin hakimiyetinin temeli olan siyasal otoriteyi sağlayabilmek için, hukuki ve siyasal yapıya müdahelelerle dönüştürülmüştür. Bu yönetim paradigmasının dönüşümünün soykütüğüne atılacak kısa bir bakış, toplumsal çatışmaların bu iktidarın kuruluşunda nasıl kurucu bir rol oynadığını, Türkiye’de bu politikaların tarihsel açıdan nasıl “sıradan” bir karaktere sahip olduğunu ve “her türden olağanüstü karakterde yasa ve düzenlemenin ihtiyaç duyduğu koşulların” devletin idare aygıtının her parçasında nasıl yaygın bir şekilde bulunabileceğini bizlere gösterecektir.
“Coğrafya kaderdir” lafı, ne kastettiği üzerine pek düşünülmese de, Türkiye’de çok sevilir. Bu sevginin altında sözün düz anlamının biraz kaçınılmazlığı anımsatması ve biraz da kendi isteğimiz dışında bu kaderin parçası olduğumuzu ima etmesi yatıyor sanırım. Oysa ibn Haldun, kuramını tarihin kaçınılmazlıkları üzerine kurmaz. Aksine tarihin gelişimini, siyasal topluluğun örgütlenişinin coğrafyayla ilişkisi etrafında şekillenen kuvvetli eğilimlere demirler. İnsanlar coğrafyayı siyaset ile kader haline getirirler ve kendilerine onun içerisinde hayatlarına hükmeden bir yönetim dokurlar.
Sayfa 197Kitabı okudu
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.