Ey elest meclisinin kendinden geçmiş sarhoşu! Elini bu dünya meclisinin kadehine sürme! Yine elest meclisine talip ol,dünyada serseri ve başıboş gezme! Ama nasıl bir meclis! Ruhların bir araya geldiği,tecellinin sâkî ve yolun aşk olduğu bir meclis.
"İnsana büyük âlem derler, bütün alemlerden daha yücedir. On sekiz bin âlemde olan her şey insanda da görünür. O âlemi dikkatli bir gözle seyredecek olursan içinde neler var neler....
...
Dışarıda görmek istediğin ne varsa hepsini insanın iç aleminde görürsün. Vahdet tılsımı orada düzülmüş, hazineler oraya konulmuştur. O tılsımı açmak istersen Allah'ı can u gönülden anman gerekir. "
Can u gönülden Allah'a âşık ol; zira maşuğa ulaşanlar âşıklardır. Çizilse dolunay gibi bir daire, ok gibi çizgi çekilse iki yaydır: İşte onun biri âşık, biri maşuktur.
"Ömrüne güvenme! Ömür geçicidir, binası sağlam değildir, sakın o binaya dayanma! Bu dünya sofrası, sonunda safayı bitirecektir. Bu gökkubbe insanda elbise bırakmaz. Bu vefasız ömrün devamı yok, ecel habercisi hayat tacını kapıverir. Bu ömür nüshası sağlam değildir, o nüshayı okuyanın da aklı yoktur."
"Dünyanın dimağında şeker ezecek kadar tatlı şiirler yazarsan o şekeri andıran şiir nerede olursa olsun kimseyi şeker şerbetine muhtaç etmez. Bunu yazan şeker kamışından kalemle yazmış, mürekkepte şeker ezmiş derler."