Dünyanın yerine geçen sembollerin temsili düzeni vasıtasıyla düşünür, konuşur, hatırlar, hayal kurar, ibadet eder, sanat yaparız. Dolayısıyla dil, din, sanat ya da bilim her türden sembolik formun temelinde görünen dünyanın varlığı (presence) değil yokluğu (absence) esastır.