Mehmetçiğin Arap çöllerinde çektiklerinden çok, bir gazetecinin kanal ve filistin cephesindeki gözlemlerini aktarıyor desek daha doğru bir tanım olur.
yani bir tarih anlatımı değil, gazetecilik anılarıdır bu kitap.
yazar, basının hemen hemen hiç özgür olmadığı bir devirde yaşamış olmasından kaynaklı olsa gerek siyasi toplara ve işlerin tarihsel sonucuna mümkün mertebe girmemiş.
kitapta nokta atışı çok güzel tespitler olmasına rağmen yine de kaypak bir tutum gördüm. ermenilerin tehciri konusunda cemal paşa'yı masum gösterecek bir iki anekdot var. neredeyse bütün tehcir, neredeyse enver ve talat paşa'nın işi gibi gösterilmiş.
ayrıca m.kemal'in askeri olarak bir felaket yaşadığı ve biyografilerinde hızlıca geçiştirilen suriye muharebelerinden kesinlikle bahsedilmemiş, "m.kemal, halep'te ingilizleri durdurdu" gibi bir sözle dışında kendisinden hiç bahsedilmemekte.
tüm bunların yanında pozitif yayınlarının baskısında çok fazla imla hatası olduğunu da söyleyeyim.