Karl Marx, “Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır." diyordu. Bilinç insanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneğidir. Tanıma bilgi ve gerçeklerle oluşur. İnsan edindiği bilgiyi yaşadığı hayattan ve somut, maddi gerçeklikten alır. Elbette bu bilgiyi bir süzgeçten geçirir, önceki bilgileriyle karşılaştırır, yorumlar ve sonuçta ondan yeni, diğer insanların sahip olduğundan farklı bir bilgi çıkarır. Ama bu durum bilginin ve bilincin maddi gerçekliğin,toplumsal koşulların ürünü olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu nedenle bilinci yaratan şey yaşamın kendisidir.