Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KÜBİTEM GÜNLERİ: Gazetenin, Atatürk Bulvarı üzerindeki bir kapıcı odasında ne kadar zaman çıkartıldığı hakkında net bir bilgi yok. Ama Sadi Somuncuoğlu'nun önderliğinde üniversite hocalarına bir yer tutulması için yapılan çalışmalar neticesinde Meşrutiyet caddesi üzerinde ama girişi Bayındır Sokakta olan 58/2 numaralı daire KÜBİTEM adına
Hayatının ilk yıllarında sanki her şey onun için bir bilgi ve ısrar anlamını taşıyordu. Parmaklığın direkleri, duvar kâğıdı, günün belli saatlerinde çimenler. Bu şeyler ona dik dik bakar ya da gülümserlerdi. Babasının çalışma odasındaki mavi sallanan sandalye gibi sıradan bir şeyin bile onun üzerinde bir etkisi vardı, yumruklarıyla vurduğu yastıklarından yükselen tozların yepyeni bir boyutta çıkardığı yeni bir fısıltı, örneğin. Her şeyin içinde gizli bir yoğunluk vardı ama bir gün hepsi yok oldu. Mavi sallanan sandalye ittiği zaman ayakları üzerinde pencereye doğru gidiyordu. Yükselen tozlar yükselen tozdan ibaretti. Bu yok oluştan sonra içinde, derinlerde bir yerde, yalnızca bir özlem düğümü kalmıştı, içi boş bir acı: Ergenlik. Can sıkıntısı. İşte bu sebeple âşık oluruz, diyecekti June'a O boyuta, o mucizeye tekrar ulaşabilmek için âşık oluruz,
Sayfa 127 - YKY, 1. Baskı: İstanbul, Şubat 2019Kitabı okuyor
Reklam
Rezonans alan nın etkisi her şeyi kapsıyor. • Varmak istediğin noktada ne kadar çok vakit geçirirsen, oradaki yerini o kadar çabuk alırsın. • Ama eğer kendini ait hissetmediğin bir yerde kalmakta ısrar edersen, seni saran titreşime karşı sürekli savaşmak zorunda kalırsın. Bu da, çevrende hakim olan titreşimden daha güçlü olmak zorunda kalacağın anlamına gelir. • Böyle yaşamaktansa, arada bir mola vererek istenilen titreşimleri bulunduğu yerlerde vakit geçirmek işimizi kolaylaştırır. • Kendini yeni titreşimlerin etkisine bırakıver. O zaman, yaşamındaki değişikliklere alışman, beklerken artan hevesin sayesinde daha kolay olacaktır. • Böylece atman gereken bir sonraki adımı ana gösteren birçok bilgi ve işarete ulaşma imkanı bulacaksın.
Demir Perde, Polonya'yı Batı'ya kapattığı için ailesinden ve arkadaşlarından haber alması zordu ama bilgi kırıntıları ona ulaştı. Binbaşı Rügemer'in Irene ve arkadaşlarıyla ilişkisi nedeniyle ailesi tarafından dışlandığını ve Hallerlerin Mü­nih'te ölene kadar onunla ilgilendiklerini öğrendi. Arkadaş­larının çoğu yeni hayatlar kurdukları İsrail' e göçmüşlerdi. Ne yazık ki annesinin, savaşın bitmesinden kısa bir süre son­ra öldüğünü de öğrendi. Polonya' daki komünist kontrolün bitmesi yönünde hiç umut görünmediğinden, kız kardeşini asla görememekten korkuyordu.
Sayfa 259 - Say Yayınları, 1.Baskı 2009 İstanbulKitabı okudu
#gayb
Gayb, Kur'an 'daki kesin ve tartışılmaz bilgilerin arasına serpiştirilmiş karadeliklerdir. Kur'an gayb le bireye şunu öğretmektedir: "Şu anda vakıf olduğun bilgi kesin ve nettir. Ama bu, vakıf olacağın son kesin ve net bilgi değildir. Rabbinin sana öğrettiklerinin gerçekliğinden emin ol, ama bir gün sana yeni şeyler öğretebileceğini de hiçbir zaman aklından çıkarma." Bu özelliğiyle gayb, sonsuzluğa aralık bırakılmış bir zihin kapısıdır. Aynı anda hem sağlam durabilen hem de gelişebilen bir inanç yapısı oluşturmanın sihiri gaybdır.
"İnsanlıkta asıl olan akılcılık değil ahlakiliktir." "Ahlâkın temeli akıldır" dersen yeni bir ahlâk uydurmaya mecbur olursun. Çünkü akıl artık uydurulmuş bir akıl, uydurulmuş bir akla uydurulmuş bir ahlâk giydirirler..
Reklam
Yüzyıl önce zamanın ruhunu yakalayabilen Sosyalizm, sonrasında yeni teknolojilere ayak uyduramadı. Leonid Brejnev ve Fidel Castro, Marx ve Lenin'in buhar makineleri çağında ürettikleri fikirlere tutunmayı sürdürerek bilgisayarların ve biyoteknolojinin gücünü kavrayamadılar. Liberallerse bilgi çağına çok daha iyi uyum sağladı. Kruşçev'in 1956'daki kehaneti bu yüzden gerçekleşemedi ve böylelikle uzun vadede Marksistleri alt edenler liberal kapitalistler oldu. Marx bugün yeniden dirilseydi, Marksistlere Das Kapital okumaya daha az zaman ayırıp İnternet ve insan genomu üzerine yürüttüğü çalışmalarını okumalarını tavsiye ederdi. Radikal İslam ise sosyalizmden çok daha kötü bir noktada. Henüz Sanayi Devrimi'ni bile yakalayamamış İslam ülkelerinin genetik mühendisliği ve yapay zeka hakkında söyleyecek pek bir sözü olmamasına şaşırmamak gerekiyor. İslam, Hıristiyanlık ve diğer geleneksel dinlerin dünyanın hala önemli oyuncuları olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişte hepsi yaratıcı güçlerdi ama artık ancak tepkisellik üzerinden konumlanabiliyorlar. Hıristiyanlık bugüne kadar görülmemiş bir biçimde, dini itikatlarına taban tabana zıt görüşler yayarak tüm insanların Tanrı önünde eşit olduğunu öne sürer ve siyasi yapıyı, toplumsal hiyerarşiyi, hatta toplumsal cinsiyet ilişkilerini bile kökten değiştirir. Vaazlarında en uysalların ve ezilmişlerin Tanrı'nın sevgili kulları olduğunda ısrar eden İsa, güç piramidini tepetaklak ederek devrimcilere nesiller boyu kullanabilecekleri bir cephanelik sağlar.
Sayfa 287
Enver Paşa'ya bağlı "force speciale" olan Teşkilat-ı Mah­susa, hem II.Abdülhamit'in hafiye sisteminin devamını hem de Osmanlılar için yeni bir şeyi temsil ediyordu: Bilgi toplayıp bu­na göre hareket edecek Batılı anlamda bir politik ve askeri istih­barat örgütü fikrini Osmanlı Devleti'nde yerleştirmek için bir İttihatçı liderin bilinçli olmayan girişimiydi bu. Ayrıca bu örgüt, askeri ve yarı-askeri harekatlarda çeteleri yetiştirmek ve yönlen­dirmek gibi askeri bir rol üstlendi.
Sayfa 7 - Arma YayınlarıKitabı okuyor
Ama bir şey kesin ki, artan bilgi gibi artan tefekkür gücü de sadece insanın ‘sıkıntısına sıkıntı katar ve hepsinden önemlisi, birey için olduğu kadar nesil için de tefekkürün ayartmalarından kaçmaktan daha zor bir görev yoktur; çünkü bunlar çok diyalektiktir ve zeki bir keşfin sonucu bütün soruna yeni bir bakış getirebilir; çünkü tefekkür herhangi bir anda her şeyi bambaşka açıklayabilme gücüne sahip olup insana bir tür kaçış yolu sağlar’; çünkü -insan karakterli bir adamı işlerin ortasına koymak için gereğinden çok daha büyük gayretler gösterdikten sonra- tefekkürle gelen bir’ kararın son ânında tefekkür her şeyi değiştirmeye muktedirdir.
İbni Haldun'un tarih felsefesi, kültür felsefesi, siyaset felsefesi, sosyolojik düşünceleri bakımından dehasına, özgünlüğüne kimse itiraz etmemektedir. Yves Lacoste, Gaston Bouthoul, Georges Labica, Arnold Toynbee, Pitirim Sorokin, Erwin ve Franz Rosenthal, Muhsin Mahdi, Heinrich Simon, Maxime Rodinson'a kadar birçok Batılı ve Doğulu
Sayfa 114 - 115Kitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.