şeriati'nin modernizm ve medeniyet adlı kitabında da çokca atıf yapılan eser.
sartre önsözü de öyle yumruk gibi durur ki, batının deşifresi sayılabilir.
"bu, afrikalı zencinin yazdığı bir kitap değil, imal ettiği bir bombadır. ben bu bombayı sermaye orospularının burjuva yuvası olan paris'te bugünkü çağdaş medeniyetin kin ve çirkef dolu bu başkentinde, batı düzenine karşı afrika'nın bu kin bombasını patlatmak istiyorum. çünkü batının çürümüş olan insanı ve kokuşmuş düzeni temizlenmek için bu bombaya muhtaçtır."
-günah çıkarma ritüelini sever batı hem-
"amsterdam, paris, londra vs.'ye bir kaç aylığına bir grup asyalı veya afrikalı genç getirip gezdireceğiz; elbiselerini, süslemelerini değiştirecek ve biraz dilin yanısıra sosyal tavır ve davranış tarzı öğreteceğiz. kısaca, kendi kültürel değerlerinden soyup ülkelerine geri göndereceğiz.
artık onlar daha fazla kendi akıllarından konuşan türde insanlar olmayacak ve bizim borazanımız haline geleceklerdir. biz eşitlik ve insanlık sloganlarını haykıracağız, onlar da asya ve afrikada insanlık ve eşitlik sözlerimizi yankılandıracaklar."
Baştan kaybetmişlerdir. Şiddet yoluyla zafere ulaşamayacaklarını göstermemize gerek yok; onlar bu gerçeği günlük yaşamlarında ve siyasal manevralarında kanıtlarlar.
Emperyalizm açısından,sosyalist propagandanın kitlelerin içine sızma ve onlara olasılığı ise daha büyük bir tehdittir.
Soğuk savaş döneminin çatışmaları sırasında bu zaten ciddi bir risktir,ama sıcak savaş durumunda kanlı gerilla savaşının çürüttüğü sömürgeye ne olacaktır?
“Sömürgeci şiddeti, bu köleleştirilmiş insanları salt durdurmayı amaçlamakla kalmaz, onları insanlıktan çıkarmaya da çalışır. Onların gelenekleri yok etmek, onların dilleri yerine bizim dilimizi yerleştirmek ve *kendi kültürümüzü bile vermeden onların kültürünü yerle bir etmek için* elden gelen herşey yapılacaktır; yorgunluktan serseme döneceklerdir.”
Jean Paul Sartre
Sömürge insanı ruhunun derinliklerinde hiçbir otoriteyi kabul etmez. Üstünde egemenlik kurulmuştur ama ehlileşmemiştir. Aşağılanır ama aşağı olduğuna asla inanmaz. Sömürgecinin üzerine atlamak için dikkatinin dağılmasını sabırla bekler.
"Terör Afrika'dan ayrılıp buraya yerleşti;çünkü yerliye yenilme utancını bizim kanımızla ödetmek isteyen kudurmuşlar var;başkaları da var,herkes,aynı derecede suçlu."
Sömürge tebaa sömürgecinin bölgesine imrenerek, şehvetle bakar. Sahip olma düşleri kurar. Sahip olmanın her türü: sömürgecinin masasında oturmak, sömürgecinin yatağında yatmak; mümkünse de karısıyla. Sömürge halkı kıskançtır. Sömürgeci de bunun farkındadır ve onların kaçamak bakışlarını yakaladıkça, sürekli tetikte durarak, acı acı söylenir: “Yerimizi almak istiyorlar.” Doğrudur da. Hiç değilse günde bir kez kendini sömürgecinin yerinde hayal etmemiş tek bir yerli yoktur.
Azgelişmiş ülkelerde gençliğe çoğunlukla sanayileşmiş ülkelerin eğlence anlayışı pazarlanır, kapitalist ülkelerin gençleri için tasarlanmış eğlenceler sunulur: polisiye romanlar, kumar makineleri, porno resimler, pornografik yayınlar.
Yeryüzünün Lanetlileri, Frantz Fanon
Sömürgecilik manipülasyonları için lümpen proletaryadan yararlanacaktır . Aslında her ulusal kurtuluş hareketi bu lümpen proletaryaya azami dikkat etmelidir.Lümpen proletarya ayaklanma çağrısına her zaman yanıt verecektir, ama ayaklanma onu görmezden gelme lütfuna sahip olduğunu düşünürsek bu açlık çeken alt sınıf silahlı mücadeleye atılır ve çatışmada yerini alır ama bu kez ezenlerin safındadır.Siyahları birbirine düşürme fırsatını asla kaçırmayan ezenden yana