“Var mı daha ağır yük, zamanı çekmek kadar? Yaşama sebebimsin, su kadar, ekmek kadar Ayrılığın, özlemin, her şeyin bir hazzı var. Seni anmak da güzel, seni beklemek kadar.”
Ağladim
Aklıma düştü gözlerin
Boynumu büktüm ağladım
Elveda dediğin yerin
Yanına çöktüm ağladım
Oturduk sanki göz göze
Hayalinle ben diz dize
İki çay söyledim bize
Bir tütün yaktım ağladım
Anılar gezdi kanımda
Seni aradım yanımda
Tespih gibi her anımda
Hasreti çektim ağladım
Her seven boyun eğmiş
Hasret ne yaman şeymiş
Gözden yaş dökmek neymiş
Gözümü döktüm ağladım
İçim garip gönlüm darda
Gözlerim karşı duvarda
Ben her akşam aynalarda
Yüzüne baktım ağladım
Kimse giremez yazıp astım kalbimin kapısına.O gül yüzlü oturdu başköşeye.Güldü; ben okuma bilmem dedi.Bilenlerin geri döndüğü nice kapılar vardır ki bilmeyenlerin önünde açılır ardına kadar.
Yanlış bir şeyler var. Bu yanlış yokmuş gibi yapmaya devam edersek yanlışın bir parçası olacağız. Doğruyu söylemeden, doğruca eylemeden sadece yanlış var diye bağırırsak vicdanımızı sahte bir teselliye avutacagız.
Gonçarov'un Oblomov kitabındaki şu cümleyi okuduğumda, iki üç kere tekrar edip not almıştım: "Batı'da hayaller gerçekleştirmek için kurulur, doğu'da gerçeklerden kaçmak için." Coğrafya tam da bu yüzden kaderdir. Aksini düşünen, en son kurduğu hayali tekrar gözden geçirsin.
Kafkasya’nın tam yirmi beş yıl süren en kanlı ve en zor savaş yıllarınca halkın, onu bütün mahrumiyet ve zorluklara rağmen yalnız bırakmayışları, İmam Şamil’in halkın gönlünde büyük bir samimiyetle yer tuttuğunun göstergesidir.
Bütün mücahitler şunu bilsin ki İtalya Hükümetinin amacı, birliğimizi parçalamak ve birliğimizi ayakta tutan bağları koparma uğruna aramıza fitne ve desise yaymak; böylece bize galip gelmektir. Bu ateşkes döneminde olduğu gibi İtalya bizim bütün meşru haklarımızı gasp etmiştir. Ancak Allah'a hamd olsun ki hiçbir şeye muvaffak olamamıştır. Bütün dünya bilsin ki bizim İtalya Hükümeti hakkındaki niyetlerimiz temizdir. Amacımız hürriyetimizi elde etmekten, Trablus halkının ilerlemesini ve ayağa kalkmasını engelleyecek unsurları yok etmekten başka bir şey değildir. Bizler, varımızı yoğumuzu hürriyet yolunda harcayacak kalplere sahip olduğumuz sürece İtalya'nın amacına ulaşması asla mümkün değildir.