Evet Mısra'cım. İşte bu! Dediğin gibi dürüstlük ve mertlik var damarında Arif'in. Riyasız, yalansız dolansız,çıkarsız ve sevdiği kadınını cinselliğinin çok dışında gören bir yüreği var. Bu çok güzel. Arif, dost gördüğü, dost bildiği Erbil'e açmış koca yüreğini. Onu, yere, göğe sığdıramamış dünyasında. Çok sevmiş, delicesine, tutkulu, şehvetli, ihtiraslı, önüne geçemediği, yüreğine söz geçiremediği bir aşktı. Bunun yanı sıra koruyan, esirgeyen babayiğit bir yürekle sarıp sarmalamıştır sevdiğini. Gözünden sakınmış. Evet sevdiğine kıyamamış. Leyla Erbil her ne kadar "dost" olarak görüyorum dese de Arif'e ben 50 ye merdiven dayamış bir kadın olarak hiç öyle algılamadım kendisini. Sadece kendinden uzak tutmak istemiş, bir çizgi koymuş kendince. O da çok sevmiştir elbette böyle bir adamı.Adı dostluk ya da arkadaşlık dahi olsa AŞK var tam tanımıyla.
"Gözlerinden, burnunun üst dudağına düşen fark edilmez incecik gölgesinden öperim canım. Öperim ömrüm. Yaşşa! "
diyor Arif...