Herhangi bir çıkarın olmadığı bir ilişki söz konusu olabilir mi peki? Her şeyden bir şekilde elde ettiğimiz çıkarların ve bu çıkarlar için kurduğumuz ilişkilerin nasıl özgecil ve nasıl fedakar, bencil olmayan bir kaynaktan doğduğuna dair bir teori olarak romantizm yanılsamasına düşüyor da olabiliriz. ‘İş değişir gibi insan değiştiriyorlar’ diye bahsettiğiniz bir insanın deneyimlediği aşk çok kısa ömürlü, heves gibi ama yoğun olabilir. Belki sizin aşkınızdan daha coşkun bir aşk yaşıyor, kendi aşkı ona diğerleninkinden daha gerçek geliyor bile olabilir. Hislerin gerçekliği çok muallak bir konu ve belki de bu konuda bir uzlaşma, fikir birliği arayışımız hislerin doğasına vurduğumuz en büyük darbelerden biri.