Yorum

Aslıhan Uysak isimli okurun asıl gönderisini gör
Alper okurunun profil resmi
Bence insanların tatminkar olmamasından kaynaklanıyor. Her zaman daha iyisini, daha fazlasını istediği için, elindekinin kıymetini bilmediği için. Değiştikleri için.
Aslıhan Uysak okurunun profil resmi
İlişkilerin kurulması ve yürütülmesinde her iki tarafın da gerçeğe yaklaşan ve yaklaşmayan düşlemleri, hayalleri, beklentileri var. Bunları romantizm şemsiyesi altına alırsak romantizm ve gerçeklik çatışması sonucu olarak böyle bir durum söz konusu olabilir diye düşünüyorum ben de. Bahsettiğiniz doyumsuzluk durumu da aslında bu çerçeveye oturabilir: zihnimizdeki karşı tarafa ve ilişkilere dair gerçekçi olmayan yüksek beklentilerimizi doyurabileceğimiz bir başkası peşinde koşuyor olmaya, asla bu beklentilerimizin irrasyonel ve gerçekten uzak olabileceğini kabul edemememize dayanıyor olabilir.
Alper okurunun profil resmi
Her insanda ve her konuda bu beklentiler oluyor. Para olsun, kariyer olsun sahip oldukların yetmez daha iyisi istenir. Ama konu insan olunca kabul edilemez bence. İş değişir gibi insan değişiyorlar, romantizimden noksan çıkar ilişkileri doğuyor.
Aslıhan Uysak okurunun profil resmi
Herhangi bir çıkarın olmadığı bir ilişki söz konusu olabilir mi peki? Her şeyden bir şekilde elde ettiğimiz çıkarların ve bu çıkarlar için kurduğumuz ilişkilerin nasıl özgecil ve nasıl fedakar, bencil olmayan bir kaynaktan doğduğuna dair bir teori olarak romantizm yanılsamasına düşüyor da olabiliriz. ‘İş değişir gibi insan değiştiriyorlar’ diye bahsettiğiniz bir insanın deneyimlediği aşk çok kısa ömürlü, heves gibi ama yoğun olabilir. Belki sizin aşkınızdan daha coşkun bir aşk yaşıyor, kendi aşkı ona diğerleninkinden daha gerçek geliyor bile olabilir. Hislerin gerçekliği çok muallak bir konu ve belki de bu konuda bir uzlaşma, fikir birliği arayışımız hislerin doğasına vurduğumuz en büyük darbelerden biri.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.