Düşünsene ben anlatıcı, Kapıyı açtım, sokağa çıktım, diye anlatıyor önce. Aynı ben, hemen ardından bilinç akışına ya da iç monoloğa girip göstermeye başlıyor. Nedense bana çok zor geliyor bu. Üstelik yapmacık buluyorum.
Dediğim gibi, uzun metinlerde diğer faza geçmek daha kolay. Önce anlatmayı içinden yapmaya çeviriyorsun. Sonra ufak ufak bilinç akışına geçip derinlere dalıyorsun.
Kısa metinlerde bunu aşmanın yolu, anlatmayı da sanki gösterme gibi aktarmak gibi geliyor bana. Yani, "kapıyı açtım, sokağa çıktım," demek yerine. "Kapı amma zor açıldı. Kolu kıracaktım. Sokak yine kirli. Hiç mi temizlemezler," gibi. Ama bu sefer de metin yayılır gibi. Bu sebeple, genelde anlatmayı O anlatıcıya, göstermeyi de ben anlatıcıya bırakıyorum kısa metinlerde.
Kalemine sağlık.