Yorum

Hilâl isimli okurun asıl gönderisini gör
İçtihat ve Telakki Azası okurunun profil resmi
Ya da Şatuolar gibi. Bu politika Han ulusunu doğurdu denebilir zannediyorum. Bu Çinlileştirme politikasının binlerce senelik bir adı da var "Hanhua" -Hanlaştırma. Bazen isimler değişse de özü değişmiyor Hanhua ya da "Zhonghua minzu" . Sadece metot değişiyor gaye aynı. Mesela bundan 50-100 yıl sonra ben Hunan Uygurlarının da tamamen yok olacağını düşünüyorum. Bu teknoloji çağında bile asimilasyon yapılabiliyor olması çok can sıkıcı.
Hilâl okurunun profil resmi
Evet, Şa-tolar da buna bir örnek. Ancak bir düşünmek gerekli, imparatorluklar asimilasyon politikası uygulamak zorunda diyebiliriz. Aksi halde kontrolü elde tutmak da güçleşir. Günümüzde aynı şeyi savunmak ve gerçekleştirmek belki çağdışı olabilir ancak bugün de farklı yollarla asimile ediliyor topluluklar. Çin’in ise asimilasyon konusunda ciddi bir başarı sağladığı aşikâr. Bugün bile bunu yapabilmesinin en önemli nedeni ise nüfus. Özellikle yer değiştirme ve doğum kontrol yöntemleri ile nüfusu kontrol altında tutarak asimile etmeyi başarıyor.
İçtihat ve Telakki Azası okurunun profil resmi
Harikasınız çok doğru gerçekten. Sanırım imparatorluklar arasında asimilasyon konusunda en az uğraşan Osmanlı İmparatorluğu oldu. Buna rağmen iskanla bir müddet başarı sağladı. Rusya da bunu başarıyor. Kazan Tatarlarını Kreşinleştirip bir de Kazan Tatarlarına karşı kullanmak gibi bir başarıya imza attılar. Karamzin, Turgenyev gibi kişiler bu Kreşinler arasından yükseldi. Nogaybaklar Türk kökenli olduklarını bile kabul etmez bir haldeler. Rusya da bunu nüfusu kendi bölgesinde azınlık hale getirerek yapıyor. Yalnız Kreşinleri anlayabiliyorken, Kazan Tatarlarını anlamıyorum. Kazan Tatar pek çok ünlü var Ortodoksluğa geçen. Kolay asimile edilebilir olduğumuz muhakkak.
Hilâl okurunun profil resmi
Kesinlikle, Osmanlı Devleti’nin bu konuda anlayışlı olduğunu söyleyebiliriz. Rusya ise daha farklı bir anlayışa sahip açıkçası. Rusya, modernizmi kullanarak başlattığı asimileyi “Türk” çatısını bozup “böl ve yönet” anlayışı ile sürdürüyor, yani boyculuk yaptırıyor. Kazan Tatarları ise bambaşka ve (bence) Türk dünyasının aydınlık yüzü durumundalar. Bulundukları coğrafyanın özelliklerinden dolayı hem etkileşime daha açıklar hem de (yine bence) Türk dünyasının liderleri olarak kendilerini gördükleri için sürekli başı çekmek istiyorlar ve diğerlerini de kendilerine benzetmek istiyorlar. İlginç olan şu ki, modernizm anlayışları Ruslaşmayı getiriyor. 🤷🏻‍♀️ Türklerde garip bir özgürlük anlayışı var, ki siz de mutlaka fark etmişsinizdir. İnanç değiştirme veya çekip gitme özgürlükleri var ve bu da diğerlerine uyum sağlamayı beraberinde getiriyor. Bu özgürlüğü de konar-göçer ruhun verdiğini düşünüyorum ben. Ne demiş Peter Golden? “Türkler, ayaklarıyla oy verirler.” Bu rahatlığın farkında olan Rusların da özellikle inanç değişikliğini ve boyculuğu tetiklediğini düşünüyorum.
İçtihat ve Telakki Azası okurunun profil resmi
Kuzey Türklerinin yani Tatar-Başkurtların 1900lerin başında Türk Dünyasının aydınlık yüzü, ziya kaynağı olduğu şüphesiz fakat ben bugün için aynı şeyi söyleyemem. Togan, İshaki, Bigiyev, Kurat, Bubî, Barudi, Arsal gibi sayısız ilim adamı yetiştiren Kuzey Türkleri bugün de elbette ilim adamı yetiştiriyor ama yukarıdakiler ayarında mı? Ben bu silsileye bugün en yakın halka olarak İlyas Kamalov ya da yeni soyadı ile Kemaloğlu ile Roza Kurban'ı görüyorum. Onların haricinde İdil-Ural havzası büyük bir sükuta gömülmüş gibi. Hatta İlyas Kamalov bile aksiyon yönünden eksik yani kendisini akademik camiaya hapsetmiş gibi. Bugün Türk Dünyasının başında onu ileri taşıyabilecek bir kişisi-zümresi-boyu-devleti yok. Bu acı tabloya bakarak teessüre kapıldığım çok oluyor ama daha kötü durumlardan alnımızın akı ile çıktığımızı düşününce biraz ferahlama hissedebiliyorum. Onun haricinde tamamiyle aynı fikirdeyim.
Hilâl okurunun profil resmi
Aslında evet, günümüze baktığımızda haklısınız. Ancak Türkler genelde çok zor duruma düşmedikçe harekete geçmiyor.
İçtihat ve Telakki Azası okurunun profil resmi
Bu duruma kol sıkışmadıkça Hızır yetişmezmiş mi demeli yoksa şeyinin ucuna yumurta gelene kadar bekleme tembelliği mi emin değilim ama haklısınız bir problemi çözmek için arap saçı olmasını beklemek genetiğimizde var.
Hilâl okurunun profil resmi
Ben, oyumu tembellikten yana kullanıyorum. Genetiğimizde de aslında sorunlar karşısında kaçmak var ne yazık ki. Önce bir kaçıp gidiyoruz, sonra güçlenip geri geliyoruz.
İçtihat ve Telakki Azası okurunun profil resmi
Ben de tembellik diye düşünüyorum. Zaten bir devleti tecelli etmeyen adalet, bir milleti de uyanmak bilmez atalet batırır. İkisinden de bizde yeteri kadar mevcut :)
Hilâl okurunun profil resmi
Ne yazık ki… 🤷🏻‍♀️
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.