Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Semih Doğan isimli okurun asıl gönderisini gör
Murat Ç okurunun profil resmi
Merhaba Semih, beni bekliyor muydun? =) Öncelikle Can Dündar... Hala tam ne olduğu çözülemeyen bir adam. İlk okulda Sarı Zeybek ile hüngür hüngür ağlatan adam. Sonra ise Mustafa ile farklı bir bakış açısı sunmaya çalışan adam. Hatırımda pek kalmadı Mustafa belgeseli. Sinemada izlemiştim. Ben de bu kitabın ciltlisi var. O bambaşka bir eser tabi. Yazarın adı ile birlikte yanlış bir video çekse de örneği bu: youtube.com/watch?v=vrJ-yfu... Bu kadar çekebilmiş kızmayın :)) Neyse.. Şimdi Senin incelemen üzerinden bir yorum, Can Dündar'ın Mustafası'na bir yorum, Yılmaz Özdil'in yazdığına bir yorum ve kapanış yapacağım.. Uzun olacak yapacak bir şey yok :)) Senin incelemen üzerinden Atatürk profili çizersek, kesinlikle yanlış profil çizeriz. Çünkü bildiğin ya da bilmediğin değil, Can Dündar'ın Atatürk'ünü yorumlamışsın. O yüzden incelemen üzerinden seni ne fetö ne bilmem ne diye yargılamam, ilk önce baş fetöcü yargılansın... :)) Can Dündar'ın Mustafası... Öncelikle şunu bir kavrayalım. Bu adam bu ülkeye farklı bir Atatürk sunmak istedi. Ne kadar başarılı oldu? Pek olamadı tartışmalar arasında başarısız bir iş olarak lanse edildi, yobaz takımı bak içiyor işte diye tutturdu. :)) Şunları iyi anlayalım; Mustafa Kemal Atatürk kimdir, nedir araştırmadan, üzerine düzinelerce kitap okumadan, belgeleri tutanakları okumadan, dönem gazetelerine bakmadan, yazan Mustafa Kemal'i, konuşan Mustafa Kemal'i bilmeden, Cumhurreis Atatürk kimdir bilmeden, Çankaya'da ki Atatürk kimdir bilmeden konuşmak manasızdır. 1881-1918 Mustafa Kemal kimdir? 1919-1938 Mustafa Kemal kimdir? Tenkitçi arkadaşlar senin bu incelemen hemen yorum yapıp, mutlu olacaklardır. Mustafa Kemal perhiz yapmadığı dönemler hariç sürekli içmiştir. Savaş zamanı ya da kumanda ettiği zamanlar içmemiştir. Bunu gösteren bir yazı vs bir şey yoktur. Bir iki kadeh bir akşam gidip atabilmişse ne mutlu da, hangi para ile. :) O dönemde zaten içki yasaktır. Gizli içilir. Yeni devrimlere kadar da yasaktır. Neyse zaten Atatürk içer ve gizlemez. Bunu halkı ile de gayet te şereflerine içerek yapar. Rejime bakarsanız Atatürk Diktatördür. Ne olacaktı? Miktatör mü? Birinci Meclis kurulduğundan ölümüne kadar, muhalefet edeni eksik olmuş mudur sanıyorsunuz? Atatürk yaptıklarının bir kısmını yakın arkadaşları ile, diğer bir kısmını onlara rağmen yapmıştır. Atatürk içerdi, Atatürk Diktatördü. Ama Celal Şengör Hocanın dediği gibi Dahi Diktatördü! Mustafa Kemal'in Heykellerini kim nasıl dikmiştir. İlk Heykeltıraşımız olabilir mi? Yada sanatsal bir amaç güdülerek yapılmış mıdır? Bir bakınız. O adamın Heykeli dikilmesin benim mi dikilsin? =) Çankaya gecelerini bilmeden Menemen'i bilemezsiniz. Yakup Kadri'yi, Falih Rıfkı'yı okumadan da bilemezsiniz. O gecelerin hepsi not edilird hepsi kayıt altına alınırdı. Bir çok gecenin notları yakılmıştır ertesi gün. Çünkü sofra konularıdır. Devlet konuları konuşulduğunda Atatürk içmez, sohbetli gecelerinde içer. Menemen olayı içkili sofra konusudur. Ve dediği yapılmamıştır çünkü kendi direktifi ve adettir. Sabah Paşa'ya tekrar sorulur. Sonra bu karardan vazgeçilir. Şeyh Sait. 40 Değil 500'ü gitsin ne olmuş yani? Devrime, Cumhuriyete kışkırtma ile kafa tutmak için dağa çıkan, bugünün teröristi ile ne farkı varmış? Az kelle gitmiştir. Dahası da kesinlikle gitmeliymiş. Bu konuda hiç yumuşak değilim. Yılmaz Özdil sever böyle tenkitleri. "Sarhoş. Kafayı bulunca ağlayan... Hoyrat. Soğuk. Kalpsiz. Çevresine eziyet eden... İtiraz edeni asan... Arkadaşlarını satan... Milletten bihaber. Hatta milleti küçümseyen... (..) Batı hayranı. Sefa düşkünü. Zampara. Cephede bile karı-kız düşünen... Savaşmadığı için sıkılan... Ordu varken, çete kurmaya kalkan... Devrimleri intikam için yapan... Dinsiz. Kendi heykellerini diktiren... Megaloman. Bencil. Günde 3 paket sigara içen. Usul usul intihar eden... Yalnız. Çaresiz. Basiretsiz. Zavallı bir adam. Mustafa’daki Mustafa bu. Hak edilmiş bence Oscar... En azından Nobel." (Hürriyet / 4-11-2008) Ben belgeselde ki Mustafa'yı tam hatırlamıyorum, unuttum bile denebilir. Atatürk'ün ne göğe çıkmaya ne de yüceltilmeye ihtiyacı yoktur. Yaşamında bunu yapmamış adamı, ebediyete göçtükten sonra kullanmaya çalışanlar ayrı bir konudur. Mustafa Kemal Cumhuriyet ilanı ile, Başvekil Olarak İsmet İnönü'yü seçer. Ve ondan sonra kafası devrimlerde ve ülkenin kalkınması için yapılacak projelerdedir. Yani Meclise sadece hakem olmaya gider, ve çok az konuşma yapmıştır. Kürüsüye en az Cumhuriyet sonrası çıkar. 10. Yıl Nutku'nu bile Falih Rıfkı'nın ona söylemesi ile yapmıştır. Neyse uzun oldu. Geçen annemle bile denk gelip konuşmuştum. Beni rahatsız etmedi seni de rahatsız etmesin dedim. Bunlara takılıp, Atatürk yaratmayın kafanızda. Atatürk'ü tanımak istiyorsanız benim yaptığımı yapın. 150'nin üzerinde Atatürk ile ilgili kitabım var. Ben en iyilerini okuduğum halde tanıyamamışım, lütfen az okuyan ya az araştıran kimler neyi tanıyor ve anlıyor ya da tenkit ediyormuş? Uydurma Risalelerle, raporlu delilerin hatıratları ile Atatürk'e eleştiri getirmeye çalışanlara ise gülüyorum. Eğer yönettiğim savaşlarda yazılı emirleri göz ederek tarihi yazmaya kalksalar beni neredeyse bulamazlar demiştir. Çünkü çoğu emrini direkt olarak söz ile vermiş ya da başka bir kumandanın emri ile verdirtmiştir. :) Aman neyse, daha Çankaya'ya inceleme yapacağım. Şimdilik benden bu kadar. Eline sağlık inceleme için Semih. Kimse eleştirilemez değil, nasıl eleştirildiği ve hangi yöntemin kullanıldığı önemlidir. Bir yana Atatürk'ü bir yana da eleştirenin CV'sini koy. Neyse, gittim ben. :))
Osman Y. okurunun profil resmi
Vallahi ben bekliyordum seni :) Bu konuda konuşacak kadar bilgi sahibi olan herhalde bir avuç kişiden biri sensin, katılsın ya da katılmasın insanlar fikirlerine.
Murat Ç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim iltifatın için. Bu şekilde düşünmen bile gurur okşayıcı inan bana. Ama ne biliyorsam, daha bilmiyorumdur, daha öğrenilecek çok şey vardır parolam hep önümdedir. Ben özellikle İlber Ortaylı, Murat Bardakçı, Halil İnalcık, Celal Şengör Hocaları izlerim. Günlük Youtube video izleme ortalamam 1,5 saattir. YouTube üzerinde videolarına yazılan yorumları gör, bana katılmamak neymiş ki onun yanında. Ben kimim ahahah. Şok olursun. Herkes Tarihçi'den bile daha Tarihçi, o yüzden beni tenkit edenlere hiç kötü gözle bakmamayı öğreniyorum. :) Katılmayanlara bir şey diyemem tabi. Eleştiriye yani bilgim konusunda ki tenkitlere abartılmadığı sürece açığım. :) Tekrardan görüşün için teşekkür ederim. Daha okuyacak çok kitap, belge, araştırma var. Atatürk'ün canlandırıldığı ve 40 Yılı aşkındır yasaklı olan bir film var bilir misin? Hollywood'un İlk ve Tek Atatürk Filmi: Paralı Askerler Hala yasaklı. O yüzden bence Steven Spielberg bizim tarihimize sırtını döndü. :))
Semih Doğan okurunun profil resmi
Elbette bekliyordum. Sefa geldin :) Yorumlarının tamamına katılıyorum. Bu kez ayrı düştüğümüz hiçbir cümle yok. Ben de Atatürk’ü bu şekilde tanıyorum ve bu şekilde kabul ediyorum. Zamanında yapılan bazı olaylar ve söylenen sözler şimdi gözümüze kötü görünse de yapılmalıydı ve söylenmeliydi diye düşünüyorum. Ben de Atatürk’ün koskoca bir rejimi yıkıp yepyeni bir rejimi dikta ettiğini düşünüyorum. Ama bu bana kötü görünmüyor. Can Dündar’ın da esasen bu anlattığı Atatürk’ü kesinlikle sevdiğini düşünüyorum. Çünkü ben de bu anlatılan Atatürk’ü kabul ediyorum. Kitaptaki tek sorun, Atatürk’ün olumlu yönlerine daha az yer verilmesiydi bana göre. Teşekkürler doyurucu yorumun için :)
Erhan okurunun profil resmi
Ciltlisi güzelmiş kitabın, bilmiyordum hiç. Açıkçası Semih'ln dediği gibi ben bu anlatılan Atatürk'ü daha çok sevmiştim belgeselden sonra. İnsan nasıl almak istiyorsa öyle alır önüne konanı. Yılmaz Özdil'in anlayamayacağı insan Atatürk olduğu için belki. Evet, belki sadece objektif görünmek için belki dönemin hükümetine yaranmak için, ya da daha önce benzer bir çalışma yapılmadığı için kasıtlı ya da kasıtsız olarak Atatürk'ün olumsuz olarak görülebilecek - ki çoğu bana göre öyle değildi- yönlerine daha fazla yer vermiş olabilir Can Dündar. Ama bu belgeseli izledikten sonra ne öfkeye kapıldım, ne de Atatürk sevgim azaldı benim, bilakis bilmediğim bazı özellikleri daha çok bağladı beni kendisine. Ama bu ileti altında da farklı görüşler var elbette, herkes işin geldiği gibi, daha doğrusu kendi kafa yapısına göre anlamaya çalışıyor her şeyi. Can Dündar da sonuçta ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranabilmiş her zaman olduğu gibi. Neyse, yorumun özüne döneyim ben yine, o ciltli versiyonu çok güzelmiş kitabın :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Kime göre olumsuz yönler? Birçok insan bu yönlerini olumsuz olarak nitelemez bence. Şahsen ben bu yönlerini gayet kendime yakın buldum :)
Murat Ç okurunun profil resmi
Erhan Abi, sevgili Semih; ikinize de aynı anda yazayım. :)) Erhan Abi kesinlikle çok başaralı ciltlisi. Kitapyurdu NTV yayınlarına %50 yapıyor. Zamanında komik bir fiyata almıştım. Tam arşivlik. İçinden mektuplar, raporlar, tutanaklar kartlar halinde çıkıyor. Mektuplar zarfın içinden çıkarıp okuyorsun. Müthiş bir çalışma olmuş. Yılmaz Özdil muhtemelen sevgisini, onca düşmanca yazana çizene cevaben bu tarz yazıyor. Genel anlamda severim özdil'i ama aşırıya kaçtığı ya da tabi ki Atatürk ü savunurken birazda abartı kullanır. :) Sevgili Semih, ben de Can Dündar'ın Atatürk'ü sevdiğini düşünüyorum. Muhtemelen yapmak istediği şeyi tam yapamasa da özellikle diyorum ki Bozkurt Mustafa Kemal kitabından esintiler taşıyor olabilir. Bu kitapta benzer şeyler vardır. Mesela Mustafa Kemal çiftliğe gitmiş karga kovalamıştır derler dimi hep. :) Bu kitapta ise daha akla yatkın anlatır. Yahu koskoca çiftlik işinde bu çocuk hiç gübre ile uğraşmadı mı, hiç pis iş yapmadı mı. Sadece karga mı kovaladı. :) İşte bu kitapta daha farklı değinir mesela. Zaten düşününce mantıklı gelen o oluyor. Dönemin sıkıntısı ne biliyor musun, birinci ağızdan tam bir Atatürk biyografisinin olmayışı. Özellikle Falih Rıfkı Atay ve Yakup Kadri Atatürk'e çok yakındırlar. Kendi ağzından bir seriye başlarlar ama çok fazla yabancı asker, general, Devlet Erkanı isimleri olduğu için ve özellikle yabancı generaller hakkımda net ifadeler olduğu için hükumet bu seriye devam edilmemesini istiyor ve sadece ilk ayağı gazete de basılıyor. O kitapta Mustafa Kemal'in Ağzından Vahdettin olarak Atay tarafından yazılıyor. Aynısı dönemin gazetesinde mevcut. Şunu kabul edelim Atatürk bir insan. Yaradan nasıl ki herkesi kusurlu yaratmış o da kusurlu tabiki. Ama kusurlarını kapatmak için müthiş uğraşı var. Ne bunlar? Öncelikle doğduğu yer selanik. Avrupa yani. Ama Osmanlı Toprağı ve batıya nazaran aldığı eğitim ve halkın durumu belli. Olanaklar belli. Her ne kadar İnatçı ruhlu bir genç olsa da dönemin sadece ona sunduğunu öğrenmiş. Daha sonra ise subaylık vs derken göze batmaya başlıyor. İttihat ve Terakki başındakiler Mustafa Kemal i sürekli bir yere sürüyor. Tenkitlerine ve raporlarına dayanamıyorlar. Bu sürgünlere her ne kadar kızsakta aslında tam tersi sevinelim. Yapacağı şeyler buralarda daha çok zihnine yerleşiyor. Avrupayı görüyor. Modern bir yaşam buluyor orada. Edebiyata merak saliyor. Fransızca öğreniyor. Ömrü hayatı boyunca bu kadar okumasının nedeni, az bilgi ile yetişmiş olması. Bütün fotoğraflarına bakın. Hepsinde jilet gibi, neden? çünkü kusurlarını örtüyor. Sürekli iyi gözüküyor. Sürekli kendisini ayırıyor. Videoları izleyin. Mustafa Kemal e ve diğerlerine bakın. Nasıl farklı. Diyeceğim şu, doğuştan verilmeyeni kendi çabası ve müthiş azmi ile kapatan bir deha. Ölene kadar da devam ediyor. Biz insan Atatürk'ü bilelim. Yaptığı müthiş ve büyük işleri iyi anlayalım. Bu adamın geçmişini iyi anlamazsak, bu Cumhuriyetin temelini gram anlayamayız. Çankaya incelemesi yapacağım. Baya detaylı olacak. Bir iki güne fırından çıkar. Orada tekrar görüşelim. :))
Osman Y. okurunun profil resmi
Biri Murat'ı durdursun :) Şaka bir yana adam inceleme gibi yorum yazıyor yahu leblebi gibi , okutuyor da hani eline sağlık :)
Murat Ç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Osman, bu incelemeye son yorum ve susuyorum. :)) Tamam şımartma beni daha fazla. Kendimi bir halt sanıcam. :) Tekrardan bu içten düşüncelerin için teşekkür ederim, sağ ol. :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.