Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yusuf

Yusuf
@ysfaln
Kalp hastalıklarının oluşumunu azaltır: Açlık durumunda kan yağları, yani trigliseridler, enerji için kullanılır. Gece açlığı ile kolesterol seviyeleri düşer ve trigliserid miktarı azalır. Nitekim hayvan deneylerinde tansiyonun da gece açlığı ile azaldığı görülmüştür.
Reklam
İç organ yağlanması azalır: Uyurken özellikle iç organlar etrafındaki yağlar enerjiye dönüştürülür, bel-kalça oranımız azalarak uyanırız.
İnsülin direncini azaltır: Açlık sinyali genellikle karaciğerde başlar. Karaciğer bu sinyalleri göndererek ve genetik değişikliklerle bu bilgiyi tüm vücuda yayar. Gece açlığında insülinin hücreler üzerindeki etkisi artar. Bu durumda insülin direnci azalır, kan şekeri düşer.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cildi nemlendirir: Gece açlığında vücudumuz istenmeyen yağları yakarken bizler aynı zamanda yağ yakmanın sağladığı cilt nemlendirmesi bonusundan da faydalanırız. Yağ yakma işlemi vücudu nemlendirir. Açlık durumunda gerçekleşen yağ yakımı süreci beta oksidasyon adı verilen bir süreçtir ve son ürün olarak yüksek enerji üretiminin yanı sıra önemli miktarda su da oluşturur. Yağ yakımı sırasında hücre içinde artan su, içtiğimiz sudan daha farklı ve özel bir sudur.
Kemoterapi ilaçlarının etkisini artırır: Kanserde tümör hücrelerinin kemoterapi ilaçlarına karşı direncinin gece açlığıyla azaldığı görülmüştür. Bu nedenle bazı kemoterapi uygulamalarından önce kanser hastalarına bir veya iki günlük açlık önerilir. Ancak sağlıklı hücreler bu ilaçlardan kendilerini daha kolay koruyabilir. Yine fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, açlığın cilt kanseri ve meme kanserinin ilerlemesini yavaşlattığı görülmüştür.
Reklam
İskemi sonrası iyileşmeyi hızlandırır: Çalışmalar inme sonrası iyileşmenin gece açlığı ile hızlandığını göstermiştir.
Bağışıklık sistemi güçlenir: Gece açlığı bağışıklık sisteminin düzenlenmesine katkı sağlar. Bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan T hücrelerinin açlık sırasında geceleri yeniden programlandığı gözlemlenmiştir. İyi çalışan T hücrelerine sahip olmak otoimmün hastalıkların önlenmesi açısından son derece önemlidir. Otoimmün reaksiyonlar gece açlığı ve kaliteli bir uykuyla azalabilir. Ayrıca eski "tükenmiş/exhausted" T hücreleri yerine açlık sırasında yeni T hücrelerinin geldiği görülmüştür. Bazı açlık çalışmaları, istenmeyen otoimmün saldırıları gösteren kan değerlerinin açlıkta azaldığını ortaya koyar.
Son yıllarda buna eklenen yeni bir bilgi de gece açlığı durumunda beyni koruyan BDNF adlı maddenin arttığıdır. Araştırmalarda, sürekli olarak yem verilen farelerle gece aç kalan fareler arasında yapılan karşılaştırmalarda, gece aç kalan farelerin zeka ve öğrenme hızlarının diğerlerine göre çok daha yüksek olduğu fark edilmiştir.
Gece açlığı beyni korur: Gece açlığı, beyin fonksiyonlarının korunmasını ve yenilenmesini sağlar. Beyin, vücudun büyük bir kısmını kullandığı için gece açlığı sırasında enerji girişi olmaması, enerji üretiminin bir sonucu olan serbest radikallerin azalmasına neden olur. Beyin, serbest radikal hasarına en duyarlı organdır; çünkü beynin bol miktarda yağ içeren hücre zarları, serbest radikallerin saldırmak için en sevdikleri yerdir. Bu nedenle gece açlığı şüphesiz sağlıklı bir beyin için önemlidir.
Büyüme hormonu artar: Gece boyu melatonin hormonu dışında birçok başka hormon da salgılanır. Gece uykuda salınan büyüme hormonu bunların başındadır. Bu hormon anabolik bir yapıya sahiptir ve kasların korunması için gereklidir. Dolayısıyla gece açlığı sırasında vücut yağları yakılırken aynı zamanda büyüme hormonunun salınımıyla kasların güçlenmesi de sağlanır.
Reklam
İşin özü, gece açlığıdır ve bu zaten sürdürülebilir bir uygulamadır. Gece açlığı ve gençlik arasında sıkı bir ilişki vardır. Yani saat 17' de yeme işlemi bitmelidir.
Evrimsel gelişimimizde, "Güneş ışığı varsa yemek bulunur" mantığı olduğundan gündüz açlığı hücreler üzerinde stres yaratır. Bu sebeple sirkadiyen ritme uygun olarak günün erken saatlerinde yemek yiyip 17.00'de yemeyi keserek ve gece 23.00'te karanlıkta uyuyarak sabah uyandığımızda tartıda bir gece öncekinden 300 ile 500 gram daha düşük çıkabileceğimizi görürüz. Bu uygulamanın menfaat listesi uzundur....
Elde edilen verilere göre; günün erken saatlerinde yemek yiyenler, geç saatlerde yemek yiyenlere göre daha fazla kilo vermişler. Ancak sadece kilo kaybı değil, diğer metabolik etkiler de gözlenmiş. Erken saatlerde yemek yiyen grupta tansiyon, trigliserid seviyeleri, kan yağları daha düşük bulunmuş. Ayrıca erken saatte yemek yiyen kişilerin yorgunluklarının azaldığı, enerjik hissettikleri ve depresyon değerlerinin düştüğü tespit edilmiş. Çalışmada; erken saatlerde yemek yemenin ucuz ve etkili bir kilo verme stratejisi olduğu, bu yaklaşımla kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve metabolik sendrom gibi çağımızın yaygın hastalıklarının azaltılabileceği sonucuna varılmış. Ayrıca günün erken saatlerinde yemek yeme alışkanlığının sürdürülebilirliği de incelenmiş, katılımcıların yüzde 41'inin bu alışkanlığı hayatlarında devam ettirmeye karar verdiği görülmüş.
Bu sefer "zaman kısıtlı beslenme" anlamına gelen time restricted diet olarak adlandırılan bir uygulama geliştirildi. Bu uygulamada, gün içinde belirli zaman pencereleri seçildi. Early time restricted diet uygulamasında günün erken saatlerinde yeme penceresi oluşturuldu; örneğin sabah 08.00 ile öğleden sonra 15.00 arası gibi. Late time restricted diet ise yeme penceresinin öğlen 13.00'te başlayıp akşam 20.00'ye kadar olduğu zaman aralığını kapsıyordu. Bu şekilde iki grup oluşturuldu ve her iki gruba aynı yiyecekler verildi. Burada yapılmak istenen, aralıklı açlığın farklı saatlerde yeme ve farklı saatlerde açlık süresini kapsamasının bir fark yaratıp yaratmadığını anlamaktı. Sonuçlar, çalışmayı yapanları da şaşırttı. Erkenci "early" grubu her açıdan çok daha iyi sonuçlar elde etti.
Kahvaltıyı atlamak marifet değil, asıl marifet akşam yemeğini olabilen en erken saatte kesmektir.
572 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.