Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Stres üzüntü kırgınlıklar fiziki bir acı yaşıyormuşum gibi hissediyorum kalbimde sancı var göğüs kafesimin üzerinde çok ağır bir yük var gibi sanki taşa dönmüş kalbim çatlamak üzere...
Bulantı
Diyorum ya bir anda oluyor her şey. Ürkek bir korku başlıyor önce, ellerim titriyor, Kan terliyorum, Sağa eğilip, sola devriliyorum. Tedirgin bir ruh haliyle her şeyi kaçırıyorum diye koşmaya çalışıyorum. Dışarısı çok hareketli, heyecanlı ve öfkeli. Büyüdükçe bende bütün herkese benziyorum İstesem de, istemesem de. Eziliyorum
Reklam
Bu iletiyi sinirlendiğim için silmiştim ama onca şeyin de çöp kutusunda olmasına gönlüm el vermedi. Bu alttaki yazımı yazarken emindim olsam da sanırim aşk gerçekten sadece yanılsamadan ibaret. Yine de zamana bırakıyorum ;-; öhöm öncelikle bu yazıyı anı olarak yazıyorum, belki ilerde balıklarımız okur💕 Hayatımızda kendimizce bastırılmış zaman
Söyleme Bilmesinler
Söyleme bilmesinler gerçekten söyledikçe senin incinen yerinden daha da yıprattıkları bir insan işgali dost bildikleri kısacası Hz Yusufsun bu dünyada okurken ağlayarak okudum "Sessizlik gürültüden çok daha ağır bir şey." Diyor yazar öyle değil mi 🥹yazar bir aileyi ele almış karakterleri kendi duyguları ile anlatmış. Meğerse söyleyememiş kimse yaşadıklarını sızısını kısacası beklentisini veya derdini anlatamamış. Ve derdini yük edinmiş sonrada varsın kötü bilsinler demiş. Kimi sevildiğini sanmış. Kimi sevilmemesine anlam verememiş. Bir diğeri görmüş, görmezden gelerek üzmüş kısacası hep yanlış anlaşılmış da birbirine söylenmemiş ahh bazen insan anlatamıyor duvar örüyor ya işte tamda öyle birşey
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
"Keşke hiç vicdanım olmasaydı,diyeceğim geliyor.Bu öylesine ağır bir yük ki! İyi olmak gibi bir çabam olmasaydı,kötü bir şey yaptığım zaman içimde böylesine bir huzursuzluk duymasaydım pekala işlerim yolunda gidecekti." İyi Eşler kitabı Küçük Kadınlar kitabında tanıdığımız;Amy,Jo,Beth ve Meg'in genç kız ve evlenip kurdukları yuvada bir çok sorun ve güzel olaylarla kaldıkları anlarını okuyoruz. Meg,evlenip yuva kurmuş küçük bir anne ve hoş bir ev kadını. Jo,hala özgürlüğünün tadını çıkarıyor ve bir çok şehre gezilere katılıyor. Amy, büyük bir arayış içinde ve asla vazgeçmiyor. Beth,ah Beth🥺 sağlığı ilgili büyük sorunlar yaşıyor 😞 İlk kitabı çok sevmiştim ve ikinci kitapta benim için iyiydi.Evet çok sakin ama bir o kadar da akıcı sıkılmadan okudum çok sevdim tavsiye ederim 👍🤗 "İnsanın sevmediği birini sırf karşısındaki seviyor diye sevmesi olanaksız." "Bazen bize en yakın,en çok sevdiğimiz insanlarla aramızda öyle bir mesafe vardır ki bunu ne yaparsanız yapın aşamazsınız." "Ah kızlarım,ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın,sizin için bundan daha büyük bir mutluluk dileyemem."
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
Reklam
#ayet
Diyanet Takvimi Ön Yüz: “...Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme...” (Bakara, 2/286) De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins ü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. (İsrâ, 17/88) Diyanet Takvimi Arka Yüz: KUR’AN-I KERİM’İN BELAGAT MUCİZESİ İslam öncesi Araplarda şairler önemli bir sosyal statüye sahipti. Şairler yılın belli zamanlarında bir araya gelir, kalabalıkların önünde şiirlerini okur ve yarışırlardı. Arap edebiyatının başköşesinde şair otururdu. Kur’an’ın indiril- mesinden itibaren, şiirin önemli şehri Mekke’de insanlar art arda şaşkınlık dalgası yaşadılar. Mekkeliler ümmî bir adamın söylemesine imkân olmayan bu sözler karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hayret içindeydiler çünkü Hz. Muhammed’in (sas) söylediği sözler sıradan şeylere benzemiyordu! Devrin mevcut şiir ve nesirlerinden çok ötede, harika bir dizayn ve üsluba sahipti. Kur’an Arap dili ve üslubuyla konuşuyor, muhataplarının anlaması için hükümlerini sadelik içinde izah ediyor, itiraz edeceklerin itirazlarını daha başından çürütüyor, kâinattan misaller veriyor, insan psikolojisine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor ama daha da ilginç olanı, bütün bunları o güne kadar görülmemiş bir ifade sanatı ve belagat kudretiyle gerçekleştiriyordu. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
İçimdeki bıraktığın yük çok ağır ve ben onu kaldıramıyorum … Naptın bana öyle sen?🥀
İmkansız
Dürüstlük insana ağır yük olur, Na mertle hedefe gitmek imkansız. Doğruları sahiplenen çok olur, Yanlışları kabul etmek imkansız. Kul imtihan olur çoklukla azla, Sararlar yaranı bir avuç tuzla, Kimine eksiksin kimine fazla, Nankör yüreklere yetmek imkansız. Sona vardım dersin başa dönersin, Baharı beklersin kışa dönersin, Sabrınla gün gelir taşa dönersin, Kızarsın da kadere çatmak imkansız. Soykanim nedir ki sende ki bu hal, Bazen körsün bazen sağır bazen lal, Vuslatı beklersin kurarsın hayal, Bittim sanarsın da bitmek imkansız... Nihat Soykan
İçimde öyle ağır bir yük var ki bunu nasıl anlatabilirim ben bile bilmiyorum. Kaybetmenin ardından getirdiği yalnızlık meğerse insanı çok derinden etkiliyormuş. Her seferinde daha da derinden sorgulatıyor. Acaba daha farklı olabilir miydi? Daha çok arayabilir miydim? Nasıl olduğunu sorabilir daha çok vakit geçirebilirdim. Yaşlandıkça insanlar daha çok çocuklaşıyordu ama biz bunlara tasalanıp durduk. Anlayamadık ki bunun ne çok kıymeti varmış. Bilemedik ki tekrardan onlarla uyumanın ne kadar değerli olduğunu. Bir tebessümün kıymetini. Yapmadık yapmamız gerekenleri. Konuşmadık sormadık duymadık görmedik. Ruhlarımız fani zevklerin peşinde bencilliklerimiz için çırpınırken düşünemedik ölüm nedir ne zaman gelir. Diyemedik bazı şeyler ansızın gider. Aslında hep biliyorduk ama göz ardı ederek yaşadık. İnsan sonrasında elinde hiçbir şey ile kalıyor. Pişmanlıkları ve kalbindeki bu yük ile bomboş, yapayalnız... Neden seni çok seviyorum demek bir külfet haline geldi? Neden ebeveynlerimiz bize sevgi göstermenin bu kadar zor bir şey olduğunu öğretiyor. Çok mu zor minnet etmek, özür dilemek sevmek ve sevilmek. Büyüğü ve küçüğü fark etmeksizin çocuk olabilmek. Neden farkında olmadan bastırılmış duygular ve görünmez kalıplar içerisinde yetiştiriliyoruz? Bunun sonunda giden gittikten sonra diyebildiğimiz tek şey değer miydi? Şimdi soruyorum ben de değer miydi bunca şeye?
Reklam
Her şeyin farkında olmak çok ağır bir yük...
Yıllar önce hamalın biri Cağaloğlu yokuşundan yüz kiloluk yükle çıkarken bir gazeteci, hikaye yazarı Oktay Akbal, onu takip eder ve yükünü hamal taşına bırakarak soluklanıp az biraz dinlendiği sırada yanına yaklaşır ve "Bu kadar yükü nasıl taşıyorsunuz? diye sorar. Hamal soruyu soranın okumuş yazmış bir kültürlü insan olduğunu fark eder ve önce "Sizin yükünüz bizimkinden ağır. Çünkü siz dünyayı zihninizde ve yüreğinizde taşıyorsunuz efendi!" der. Sonra Akbal'ın ısrarı üzerine onun sorusunu da yanıtlar ve “İçim düzgün olursa yüz kiloluk yük bana vız gelir.” der! Çok düşündürücü ve bilgece bir yanıt doğrusu!...
ŞEYTANI BİR DE ŞÖYLE DÜŞÜNÜN!
Dinlerde, inançlarda genellikle kötülüğü temsil eden bir figür hep vardır. Çoğu zaman "şeytan" denilir ona. Tüm günahların sorumlusu olarak onu görür insanlar ve "Şeytan beni yoldan çıkardı." derler. Öyle ya Adem ve Havva'yı da cennetten kovdurtan o değil miydi? Peki şeytana farklı bir bakış açısıyla bakmayı denediniz mi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.