Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Tuğba Sabaz
Tuğba Sabaz
@yukkionna
Bilgisayar Mühendisi
İstanbul
284 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Seriyi bitirdiğim için seri ile ilgili genel yorumumu ilk kitapta yorumum da belirtmek istedim. Seriye yüksek bir beklenti ile başlamamıştım. Genç fantastik olarak düşünüyordum ama birinci ve ikinci kitap beklentimi o kadar yükseltti ki seriyi beğenmiştim, üçüncü kitabı okuyana kadar. İlk iki kitapta ne kadar hızlı yükseldiysem üçüncü kitapta o kadar hızlı çakıldım. Ikinci kitapla beraber artan gizemi, soruları o kadar basit bir şekilde üzerinden geçmişti ki seriyi tekrar okumak veya önermek istemedim. Bu yüzden de elimden çıkaracağım seriler arasına girdi.
Kitapta sevdiğim kısımlar, Antik Roma'dan esinlenerek yazılması, politik oyunlara yer vermesi ve oluşturduğu mitoloji ve tanrılar arasındaki rekabet hoşuma gitti. Hoşuma gitmeyen kısımlar ise,Dipnotlar'da beklentim evren hakkında daha detay vermesi idi ama yazarın geyiklerini okumak beni daralttı, kitaptaki yazım hataları ve son kitaba doğru artan ve konunun önüne geçen cinsellik seriden beni soğuttu.
Mia Corvere babasının idamını edilmiş, annesi küçük kardeşi ile beraber felsefe taşı hapishanesine sürgün edilmişti. O ölüme terk edilmişti. Kendisini öldürecek olan askerlerden son dakika gölge yardımı ile kurtulur. 10 yaşında olan Mia, ailesine bu yıkımı yaşatanlardan intikam almak için yemin eder ama bunlar devletin en iyi korunan ve en güçlü insanları olduğu için işi çok zordur. İyi bir eğitim almak ve onlara yaklaşmak için Kızıl Kilise'e katılmak ve Kılıç olmak zorundadır. İntikamını alabilmek için Kızıl Kilise'nin sınavlarından geçebilecek ve Kılıç olabilecek midir?
Akıcı ve Merak Uyandırıcı Fantastik Bir Seriye Hazır mısınız?
Türk yazardan epik fantastik bir yolculuğa başlamak çok keyifliydi. Biraz önyargılı başlamıştım. Hatta ilk 20 sayfayı geçene kadar bu önyargım devam etti. 20'lerden sonra yazarın anlatış tarzı, hikayenin hızlanması ile kitap beni içe çekti diyebilirim. Bölümlerin karakterlerin ağzından anlatılması ve aynı zamanda karakterlerin geçmişlerine de
John Flowes'a başlamak için doğru kitabı seçtim mi tam emin olamıyorum ama insanların abarttıkları kadar bir yükselme yaşayamadım. Yazarın iki farklı kesimin düşüncelerini ayrıntılı ve güzel yansıttığı için sevdim. Diğer eserleri bu seneki listemde ve favori yazarlarımdan olacak mı merak ediyorum.
Frederick Clegg, küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesi ise onu halasının yanına bırakmıştır. Hayatında hoşlandığı iki hobisi vardır. Birincisi kelebek koleksiyonu yapmak ve fotoğraf çekmektedir. Askerlikten sonra bankada çalışmaya başlayan Fred, Miranda'I ilk gördüğünden beri aşıktır. Büyük ikramiyenin çıkmasından sonra işinden ayrılır, halası kardeşinin yanına Avustrulya'a gider. İlk başta hobisi ile ilgilenmeye başlar ama Miranda'I aklından çıkaramaz. Şehirden uzak bir ev satın alır ve Miranda'ı takip etmeye başlar. Günlük ritualini bilen Fred, Miranda2ı kaçırır ve evin mahsenine hapseder. Tek istediği, Miranda'nın onu tanıması ve ona aşık olmasıdır.
Okur Takip Önerileri
Dönüş üçlemsinin ilk kitabını keyifle okudum. Dünya'nın sonunun geldiğini öğrendiğinizde ne yaparsınız soruna yanıt olarak üç profil çizilmiş. Biri bilim üzerinden çare bulmaya, diğeri dine yönelme, sonuncusu ise kendi hayatına devam etme. Kitapta hoşuma giden özelliklerden biri de bu üç farklı profili iç içe size bir bütün olarak veriyor olmasıydı. Yazarın sevmediğim noktası ise, bazı gizemlerin kitabın sonunda tırt çıkması ve hikayenin geçmiş - şimdi zaman arasında giderken biraz yavaş ilerlemesi oldu :)
Tyle Dupree, Diane ve Jason ikizlerin en yakın arkadaşı ve yardımcılarının oğludur. Akşam bahçede otururlarken ay ve yıldızların yok olduğunu fark ederler. Uydu dahil bütün bağlantılar kesilir. Dünyanın etrafında bir bariyer oluşur. Bu bariyeri keşfetmek için bilim insanları çalışmalara başlar. Bunun birlikte insanlar yeni dini oluşumlara yönelirler. Dünya düzeni birden değişmeye başlar.
2024 yılında seriyi tamamlamayı planlıyorum. Bilim kurgu severlere tavsiye edebileceğim bir kitap.
2023 Favorilerimden
2023 senesinin favorilerimden biri oldu. Neden bu kadar ödül aldığını ve listelere girdiğini okuyunca anladım. İblisle antlaşma yapan bir keman öğretmeni, Son Veda'dan kaçıp Dünya'da donut dükkanı işleten bir uzaylı aile ve queer bir birey. Üç farklı konuyu bu kadar güzel harmanlayan ve fantastik ve bilimkurguyu içi içe okuyabileceğiniz güzel bir kitap.
Okurken biraz Neil Gaiman esintisi aldığımı belirteyim. Ladyg eşilk ettiği ve keyifli sohbeti için teşekkür ederim.
Shizuka öğrencilerini yıldız yapan bir keman öğretmenidir. Kimsenin bilmediği şeyde, aslında bir iblis ile antlaşma yapmasıdır. Yedi kemancının ruhunu iblise vermesi gerekmektedir. Son öğrencisini seçmek ve onu hazırlamak için zamanı azdır.
Katrina, ailesi tarafından kabul edilmeyen ve şiddette uğradığı için evden kaçan bir queer bireydir. Tek istediği kemanı ile anime/oyun müzikleri cover'larını yapmak ve kendini geçindirecek kadar para kazanmaktır. Tabii ki kendini güvende hissedecek bir yer ve insanların onu olduğu gibi kabul edeceği bir yaşamda istemektedir.
Lan, gezegeninde meydana gelen Son Veda salgınından ailesini kurtarmak için Dünya'a gelir. Dikkat çekmeden ailesini yeni düzene entegre etmeye çalışır. Bir yandan da Yıldız Geçidi için çalışmalarına devam eder.
Bu üç karakterin birbiri ile karşılaşması ve hayatlarının nasıl değiştiğini, farklı açılardan doğrularını, yanlışlarını sorguluyoruz.
Kitabı ana karakterimiz olan seri katilin ağzından okuyoruz. Bir katilin görüşü ile sizi sorgulatıyor. Buradaki ironi çok hoşuma gitti. Bu yüzden 2023 favorilerimin arasına girdi. Kısa bir hikaye ve benim için vurucu bir hikaye oldu. Sizi sorgulatan kitapları seviyorsanız, tavsiye ederim. Yazarın diğer kitabı olan "Veda"a en yakın zamanda şans vereceğim.
Byiongsu Gim en son cinayetini kırklı yaşlarında işlemişti ve sadece kızı ile ilgilenmeye karar vermiştir. Şimdi 70 yaşındadır. Bulunduğu semtte cinayetler işlenmeye başlamış ve kadınlar hedef alınmaktadır. Polis olayları soruşturmaya başlar. Kızına zarar gelmesinden korkan Gim, bir katili anca bir katilin yakalayabileceğini düşünür. Tek bir sorun vardır. Gim'de Alzheimer başlamış ve hızla ilerlemektedir. Tamamen hafızasını yitirmeden katili bulmak zorundadır.
Osamu Dazai ( Şuçi Tsuşima )'den okuduğum ilk eser ve kendisine hayranlık beslememi sağladı. Ağustos ayında okuduğum kitabı, Japon edebiyat kulubü ile Aralık ayında tekrar okudum. Öncesinde okuduğum koş melos ve sakura eserlerini yine beğendim ama benim için bir numara her zaman bu eser olacak gibi gözüküyor. Büyük ihtimalle bir kaç defa daha okuyacağım bir kitap oldu.
Osamu Dazai'nin melankolik yapısı, duygularını ve toplumdaki kimlik arayışını rahatlıkla yazması ( içine kapanık olan Japon toplumuna göre ), insanların yargılarını ve yapılarını filtresiz olarak dile getirmesi yazarı sevmemdeki başlıca sebepler.
Japonya'da en çok satan kitaplardan biri olmasına rağmen kötü örnek oluşturduğu için gençlere tavsiye edilmeyen bir kitap. Açıkçası ben de 25 yaş üzeri tavsiye ediyorum.
Kitapta üç evrede okuyoruz. Yozo karakterinin çocukluk yılları, okul yaşantısı ve intihar girişiminden sonra ailesinin ret etmesi ile yaşantısı. Karakterin ailesinden başlayarak, hayattan, toplumdan ve insanlardan kendini nasıl soyutladığını okuyoruz. Bu evreleri okurken kendimle özleştirdiğim veya sorguladığım çok yer oldu.
Çeviri için peren ercan'ın ellerine sağlık ve teşekkürler.
Fareli Köyün Kavalcısı günümüzde devam ediyor
Yazarı, Yeni Crobuzon bilimkurgu üçlemesi ile duydum. Övgüler fazla olunca risk alarak indirimde yazarın stokta olan kitaplarını toparlamıştım. Crobuzon serisinin 1. kitabı baskısı tükendiği ve yeni baskısı çıkmadığı için okuma şansım olmadı. Küçük kulübümüzde ayşim hanım seçtiği kitap ile yazar ile tanıştım. İlk okumaya başladığımda " fareli
İthaki bilimkurgu serisinde favori kitaplarım arasına giremedi maalesef. Kurgulanan post apokaliptik dünya hoşuma gitti ama ana karakterin birden 180 derece değişmesi, insanlığın devamı için öngörülen umudun basit bir nedenden tehlikeye atılması hoşuma gitmedi. Distopyaların güzel yanlarından biri, sizi oluşturduğu evren ile sorgulatmasıdır. Kitap bunu yapıyor ama kurgu olarak kopukluk yaşadım. İlk anlatılan karakterler ve evren ile hikayenin devamındaki karakterleri birleştiremedim. Kitabın bir kısmını Theo Faren'in günlüklerinden okuyoruz. Bu kısımda hem oluşturulan evreni hem de Theo'u tanıyoruz. Olayların gelişmesi ile burada verilen bazı bilgiler maalesef havada kalıyor.
Kadınların yakalandığı rahatsızlık sonucu, kadınlar artık kısır olmuştur. Devlet, toplumun üzerinde ne kadar çalışma yapsa da sonuç alamamaktadır. Kısırlaşan toplum, yaşlı nufüsünün artması, gençlere verilen önem gibi konular ile siyasi ve toplum yapılarıda değişmiştir. Artık okul veya çocuk parkları bulunmamaktadır. İngiltere'nin yönetimini sağlayan Xan'ın kuzeni Theo ise, ilk başta kuzenine danışmanlık yapsa da daha sonradan kendi kabuğuna çekilerek olayları önemsememeye başlar. Bir gün Julia ile tanışınca yönetimi ve bu düzeni farklı bir gözle görmeye başlar
1993'de yazılan kitap, 1999 yılında yine aynı isimle filme uyarlanmış. Bizde "Masumiyetin İntiharı" olarak sinema/tv'larda gösterilmişti. Filmi seyrettiğimde bir kitaptan uyarlandığını bilmiyordum. Bu yüzden kitabı okurken "Daha önce okumuş muydum?" diye kendimi sorguladım. Kitap ile senaryo ufak bir kaç değişiklik
Küçük kitap kulübümüz ile okuduğumuz 2. kitap olan Usta ile Margarita'ı heralde kulüp ile okumayasaydım yarım bırakıp daha sonra okumak için kenara alırdım. Kitap okurken hem bölümler arasında yorumları hem de kitaptaki alt metinler için okuma arkadaşlarıma teşekkürler ederim.
Öncelikle Rus Edebiyatı ve Rus tarihi konusunda bilgimin az
·
Puan vermedi
Kitabı Kasım'ın ortalarında okumuştum. Yanlış bir beklenti ile başladığım için bitirdiğimde hemen yorum yazmak istemedim. Biraz daha kafamda tartıp, yorumumu bu şekilde yapmak istedim.
Demin de belirttiğim gibi yanlış bir beklenti ile kitaba başladım ki bu tamamıyla benim hatam. Kitabı okuyan ve bayılan kitlenin okuma profillerini
Kısa, akıcı güzel bir fantastik hikaye
İthaki kampüs serisinin ilk çıkan kitaplarını pek beğenememiştim ve kitaplığımdan çıkarmıştım. Son çıkardığı kitaplar, Ters Giden çocuklar ve Siyah Tanrı'nın davulları'nı ile seriye tekrar şans vermeye ve takip etmeye başladım.
Bu sene içerisinde "Kandan ve Kemikten Çocuklar" ı okumuştum. Batı Afrika mitolojisinden esinlenerek yazılan kitapta, mitolojideki tanrıları tanışma şansım oldu ve çok hoşuma gitmişti. Siyah Tanrı'nın Davulları'n da tekrar bu tanrılarının bazılarını görmek hoşuma gitti. Fantastik kısa bir hikaye okumak istiyorsanız, kitaba şans vermenizi tavsiye derim.
Kitabınkonusu
1884 yılında New Orleans'da, köleliğin bitmesi üzerine herkes özgür olarak yaşayabilmektedir. Jacqueline ise öksüz ve sokakta yaşayan bir kızdır. Lakabı ise Sarmaşıktır ve aynı zamanda Tanrıça Oya tarafından öngörüler ve güçler bahşedilmiştir. Liman kenti olan New Orleans'da en çok sevdiği yer hava gemilerini seyrettiği rıhtımdır. Bir gün hem hırsızlık yapmak hem de gemileri izlemek için rıhtım bölgesine gider ve birkaç kişinin konuşmasına denk gelir. Siyah tanrı'nın davulları'ndan bahsedildiğini duyar. Bu bilgyi gerekli kişilere ulaştırarak kendi çıkarı için kullanmak ister. Tehlikeli bir maceraya adım atar.
Yazardan okuduğum ilk kitap ve dilini, düşüncelerini yansıtmasını, sistem eleştirilerini çok beğendim. Dizinin 2. sezonu iptal olduğunu öğrendiğimde kitabı edindim ve okudum. Keşke daha önce okusaydım dedim. Konuyu başka yazarlar ele alsa 400 sayfadan az olmadı herhalde veya seriye dönüştürürlerdi. Yazar vermek istediği mesajı 188 sayfaya sığdırıyor, ama ben de keşke daha uzun olsaydı dedim :)
Gerçek hayatta da başkalarına sorgulamadan inanan ve düşünmeden hareket eden bireyler görmüyor muyuz. Ne kadar eğitim almış olursa olsun, ne kadar ailesi onu eğitmek için çaba sarf etmiş olsun, birkaç sözcük ile manüpüle olan insanları görmüşsündür. Kitap biraz bunu iyimserleştirmiş, salgına yakalandığı için böyle olduğunu belirtmiş. :)
Konuşarak yayılan bir hastalık, insanların bilinçsizce hareket etmesine, anlamsız hareketlerde bulunmasına ve anlamsız konuşmanı sağlıyor. Kısacası düşünmeden hareket etmenizi sağlıyor. Hastalığın adına "Abuklama" deniliyor. Hastalığın bir tedavisi bulunamıyor. Hastalık üzerine çalışan dil bilimci Murat Siyavuş, eşinin ölümü ve hastalık tedavi merkezinin kapatılması ile beraber annesinin yanında yaşamaya başlar. Dünya'dan kendini izole eder, sadece tv'daki haberleri seyreder. SMK'nın peşine düştüğünü öğrenen Murat, annesinin yanından ayrılır ve hastalık üzerine çalışan bir grup ile tanışır.
Açgözlülük
Açgözlü Amerika'lıların, Kızılderili Osage kabilesine karşı kurdukları planları ve bu planları nasıl uyguladıklarını okuyoruz. Cinayetlerin çözülmesi bir polisiye roman gibi sürükleyici bir şekilde aktarılmış, tek fark bunların gerçek olması.
Osage kabilesi Amerika hükümeti tarafından ilk başta topraklarından men edildi, yaşayacakları küçük bir toprak parçası verdi. Daha sonra kabilenin halkını asimile etmeye çalıştı. Zorla okula gönderme zorunluluğu getir. Yıllık yemek ihtiyaçlarını karşıladıkları bizon avını engelledi ve aç bırakıldı. Osage kabilesinin sürüldüğü topraklarda petrol bulana kadar bu devam etti. Osage'ler arazilerini petrol şirketlerine kiralamaya başladı. Amerika, paralarını kullanması için vasi sistemi getirdi. Paraları da beyaz insanların kontrolü altındaydı. Onlar onay vermedikçe kullanamıyorlardı. Bu uzun sürmedi çünkü zengin Kızılderililer öldürülmeye başlandı. Ne şerif, ne özel detektifler zanlıları bulamadı. Daha kurulma aşamasında olan FBI bu davayı çözebilirse, FBI departmanı için güzel bir reklam olacaktı.
Kitaptaki katliamları, komplo planlarını okudukça sinirlerim gerildi. David Grann, kayıtlara geçen cinayetler haricinde yaptığı araştırmalar sonucunda araştırılmayan, örtbas edilen diğer cinayetleri ve bağlantıları bazılarını çözüyor. Araştırma - polisiye sevenlere tavsiye ederim.
Dolunay Katilleri: Osage Cinayetleri ve FBI’ın DoğuşuDavid Grann · İthaki Yayınları · 2022115 okunma