Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Umay

Umay
@yumay
Mızraba değsin ateş, yansın ortam. Aleve doysun öz ay gibi gönlüm, uzay kadar kalbim....
Hayallerim, nefsim ve bedenim...Bu üçlü benim yüzümden inanılmaz darbeler yedi bu hayatta.
Sayfa 9
Reklam
Her saat başı, aynı anda hem yeniden doğmuş hem de gün geçtikçe ölüme yaklaşan bir canlı olduğumu fısıldıyorum kendime.
Sayfa 8
Denge madde lehine bozulunca insanın nefsi, mana lehine bozulunca da ruhu öne çıkıyor, biri diğerini bastırıyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ruh dengem dilimin tetiğini bozuyordu.
....ailenizde hikayeyi erkekler yazar, kadınlar çocuklarına anlatır....
Reklam
Buna göre her bedenin aşka ihtiyacı oluyor, her nefis marifete yönelerek şifa buluyor, her kalbe bir istiğna makamı gerekiyor, her ruhta tevhit tecellisi zaruri oluyor, her sır hayrete düşürüyor, her fakirlik hali gizlilik gerektiriyor ve her fakrın sonu fenaya, yani yok oluşa, belki yokluk bularak var olmaya çıkıyordu.
Elbette bedenlerini iyileştirdiğim hastaların, ruhlarını da tedavi etmek gerekiyordu. Her bir tavır için onların gönüllerinde bir vadi açmam gerekiyordu. O vadileri de sırasıyla aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret, fakr ve fena olarak tespit ettim.
Bu yedi tavır, sanki balçıktan ruha doğru yükselen kişilik katmanları gibiydi. Önce kalıbı oluşturan tabiat vardı. Tabiat toprak demekti ve maddeyi temsil ediyordu. Bu maddeyi içten dışa nefis, kalp,ruh, sır, hafa ve nihayet ahfa adlarıyla mana halkaları kuşatıyordu. Toprak olan beden nefis ile yoğruluyor, bedenin iyilikleri kalp sayesinde nefse karşı koyuyor, ruh kalbin açtığı yolda yükseliyor, bu yükseliş bedendeki her türlü sırrın -bunan hastalıklar da dahil- kapısını aralıyor, hafada sırrın sırrına erişiliyor ve nihayet ahfa ile sır çözülüyordu.
Allah insanı yedi kalıpta ve yedi tavır üzerine yaratmıştı
Mekân olarak yakında olmakla gönül olarak yakında olmak çok farklıydı
Reklam
Kendimi kötü fiil, hal ve sıfatlarda baki; iyi fiil, hal ve sıfatlarda fani hissettim. Çirkin olanda baki olmayı kim ister?
Sayfa 201Kitabı okudu
Pişmanlık kadar insana yakışan bir hal tanımadım ben Molla Kasım. Düşün ki ateşe atılmış yanıyorsun, ama her yanış bir kere daha temizliyor seni. Tam öyle bir zaman... Düşünsene; bir kapıya ikinci defa gitmek... Kaçtığın, terk ettiğin yere geri dönmek... Elveda demediğine dönüp merhaba demek... Çok zordur, çook...
Sayfa 196Kitabı okudu
Neyse ki görülebilen her şeyin görünmeyen bir gerçeği olduğunu daha iyi anlamış oldum.
Anladım ki bu yalan dünyadır; anladım ki evliya da olsa alan dünyadır. Kaçanın kurtulmadığı, şahin de olsa kanatları kıran dünyadır. Sevdiklerimizi alıp bizi ağlatan, Hazreti Süleyman da olsa tahtları viran eden dünyadır
Sayfa 176Kitabı okudu
207 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.