Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yürek sızısı
Önce deniz üşüdü sonra eller düştü Toprak yıkandı çiçek öptü gökyüzünü Nerede kaldı eski günah(kâr)lar Karlı ovada telgraflar pembe çiçeğe küstü #aet
5 Mayıs 2024-09.47 "Kokunu şişelere doldursam, bergüzarın olsa, saklasam. Seni hatırlasam, her nefeste; içime esen, rüzgarlara dolaşsam" Şişelerde değil içimde saklıyorum kokunu. Ve ben öğretmenim, her iç çekişte sana içten sarılmayı öğrendim. :) 00.22 Bekliyorum seni kâh kalabalıklar içinde kâh bir dağ başında kâh yol ayrımlarında.
Reklam
yürek sızısı..
Bilen söylemez, söyleyen bilmez..
Leyla, yürek sızısı oldu bana uzun süre, öyle içime işlediki içindeki acı öylesine dokundu ki. Başka bir kitabın dünyasına girmeyi haksızlık saydım kendimce, her sayfasında dram, her sayfasında binlerce kadının travma gecırmesine sebep olan savasın karanlık ve baskıcı yüzü tokat gibi çarptı yüzüme. Yüregim burkularak olduğum bu kitabı her seferinde ağlayarak elimden bıraktım. Uzun yıllar oluyor okuyalı ama acısı hâla taze ve hâlâ ben bu kitabı her elime aldıgımda yüreğimin en hüzünlü tarafı cıkıyor ortaya...
Bir yürek sızısı gibi dolanıyoruz bu garip dünyada, Ne idüğü belirsiz bir hastanın ruhunda üşüyor yüreklerimiz. Öylece garib Ve öylece mahzunuz..
Kimsenin hayallerinin katili olmayın.
Sevgili mi? O, aciz bedene ayrı bir yürek sızısı değil mi zaten? Köre resim göstermeye çalışmak gibidir yâre aşkı sunmak, tattırmak, yaşatmak…
Reklam
Eskisi kadar seni sevmiyorum ve özlemiyorum.
Her geçen gün daha da artıyor içimdeki özlem ve sana olan duygularım. Bu özlem neyin nesi yüz yüze, yan yana bile gelmedik seninle... Duygularım derken sadece aşk değil sana plan hayranlık, seni mutlu görünce gelen mutluluk, seni kalbi kırık görünce gelen yürek sızısı ve senin aslında melek oluşunu fark edince gelen şaşılık...
Şu yüce dağları duman kaplamış
93 Harbi… Allahuekber Dağları… Bir bölgenin savunması, yedek subay Erzincanlı yedek subaya verilir. Teğmen de emrindeki askerler gibi çok genç… Daha kuzu… Daha kınalı keklik o da askerleri gibi… Bala ceylan hepsi… Kuşun havada donduğu bir kış… Zemheri… Öyle soğuk… Uyku gözlerinden akar da bala keklikler, yine de uyumaz. Sabaha yakın bir vakitte
Sevgi nedir sormayın bana Aşk nedir sormayın bana Kalp ağrısı nedir sormayın bana Yürek sızısı nedir sormayın bana Siz hiç en sevdiğiniz de öldünüz mü ölüp ölüp gömüldünüz mü…
Biz Olamadık
BU SÖZLERİM SANA Buğulu gözlerimden Akan yaş değil yarım kalmışlığın dışa sızıntısıydı. Anlatamadıklarımın içimden kopuşu yürek yangınımdın anlaşılamadığım. Dilimin sustuğu gözlerimin hayaline daldığı yokluğunun, yoksunluğunda kelimelere dökülen mısralarımın adıydı yârim. Anlamsızlaşmıştı anlatımlarım, neyi anlatacağımı bilmeyen anlamları
Reklam
Demek ki göçtü usta Kaldı yürek sızısı Yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü Bıraktım acının alkışlarına 3 Haziran 63'ü Bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta Okşar yanan alnını Nazım Ustanın!
Ney mi
Ah bu yürek sızısı neydi? Dudaklarınla üflediğin neydi? Ney miydi yoksa Yoksa ateş mi
Yüreğimdeki yangına mı koşam, Yoksa sarılacak dağ mı bulam...! Hangisi daha merhem Hangisi müthiş ağrı kesici... Ne'olur, Sensizliği sorma bana...! Baş belası, yürek sızısı işte. Emir Mir SAYDUN
Yüreğimde derin bir sızı hiç yaşanmamış anıların verdiği garip bir yürek sızısı..
261 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.