Mesele ne diyor Şeğ Yusuf Efendi;
(Bir zaat-i ben oluyorum o)
Tanrıdır azab istedim bana insan gönderdi. Merhamet diye inledim bana insanlık lütuf eyledi.
Yusuf Suresi çok güzel;
Bize en yakınlarımızın ihanet edebileceğini, kırık kalplerin sevgiyle iyileşebileceğini, her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylığın geleceğini ve sabırlı insanların güzel sonları olduğunu öğretiyor.
Çıkmıştı yola Hz. Yusuf...
Sen yola çık, yol sana görünecektir. Yola çıkmak için Refîk bekleme, bazen de yola çıkınca bulursun onu. Yürümene bak sen, bulursan Refîk tedavi eder seni, bulamazsan yürüdüğün yol...
Kuyu diyorum Yusuf çıkıyor, elma deyince sen
Sağ çıkılmaz dublörün öldürüldüğü hiçbir filmden
Susmayı öğrenemedik, konuşmak yüzyıldır en modern ayin
Makaslanan kırmızı kurdeleler kadar umursanmaz rüyaya hayretim
Ne çok efkârlardan geçiyoruz, ne de çok söylüyor şairleri dünya
Yol mürşid’tir yürüyene, dünyanın diline pranga vurmak da öyle!
Kuyu diyorum Yusuf çıkıyor, elma deyince sen
Görgü şahitlerini hiç sevmedik ve piyango biletlerini
Bir ‘ah’ kadar acemiydi bu törenler yağmurların hatrına suskun
Ellerimize gökyüzünü doldurup beklesek de, kalbimiz kuyu.
Rüyalara söz geçmiyor, gitmiyor başımızdan gömleğimizde kasten süslü dünya
-Müsait bir ölümde inememek gibiyiz-
...
youtu.be/5PadbnZkT-8?si=...
Kimliksiz bir aynada küflenen bir şimdiki zaman ifadesi olabilir "hâlâ". Farsçada şimdi anlamında kullanılıyor bu kelime. Bizde ise uzatılmış bir şimdiki zamanı andırıyor daha çok. Geçmiş zaman telvesi, terler içinde bir avuçiçi çizgisi... Aynaya bakmanın yorgunluğunu hissediyorum, ayna beni sonsuz hafifliğimle taşırken. "Hala"
Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf
romanında dediği gibi: “İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere,tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır.”