Ölmek sevdiğin bir ülkeydi. Geliyorum
Ama sonsuzca senin karanlık yollarından.
Yıkıyorum senin arzunu, biçimini, belleğini,
Ben, senin acımasız olacak düşmanın.
sözgelimi ben, kendim
hiç hayıt ağacı görmemişim
görmeden ölürüm diye korkum da yok
değil mi ki albatrosu Baudelaire'den
Yves Bonnefoy'dan semenderi öğrendim
Denir ki bazen güneş gecikir
Bir geceliğine, yalın bir düşün limanında.
Denir ki daha, güneş bir kayıktır
Her akşam göğün doruğuna geçen.
Ölüler öndedir, gören dünyanın
Sonsuzca başka yıldızlarla çoğaldığını.
Çoğu kez bir uçurumun sessizliğinde
Duyarım (ya da, bilmem, duymak isterim)
Bir vücudun düştüğünü dallar arasından. Uzun ve yavaştır
Bu kör düşüş; hiçbir çığlığın
Gelip kesmediği ya da bitirmediği.