“Bonnefoy’nın bir düşüncesi vardır (buna felsefe ya da metafizik demesek de). Şiirlerinde, düzyazılarında, denemelerinde bunu açığa vurur. Bu, ilk yapıtlarından beri adlandırdığı présence temelli bir düşüncedir. Bu sözcüğün Türkçede tam olarak karşılığı yoktur: varlık, varoluş, ama “şimdi” de vurgulanarak – “şimdi varlık” ya da “var oluş” , hatta “şimdi’lik”- , yokluğun tersi olarak – “bulunuş”. İlk önemli denemesinde şöyle der Bonnefoy: “Hissedilen nesne, şimdi varoluş’tur. Kavramsal’dan, her şeyden önce bir edimle ayrılır, bu da şimdi varoluş?tur.” (…) “Şimdi varoluş nedir? Bir sanat yapıtı gibi baştan çıkarır, rüzgâr ya da toprak gibi hamdır. Uçurum kadar siyahtır, oysa güven verir. (…) Ve bin kez kaybolacak olan bir an’dır, bir tanrının şanına sahip. Ölüme benzer, bu…”