Unuttun mu Ey Kudüs. .
Sensizken kendine gülmeyi haram kılan,bir bakışına önüne ordular seren Selahaddin'i....
Ey Aşkın üçüncü kapısı olan şehir...
İslam beldelerinin en hüzünlü yanı... inşallah Özgürlüğün yakındır zira zafer İSLAM'INDIR☝
Resûlullah (s.a.v) Hendek Savaşı gününde şöyle dua etti: "Ey kitabı indiren, bulutları yürüten, hesapları çarçabuk gören, orduları bozguna uğratan Allah'ım! Düşmanları bozguna uğrat, onlara karşı bize yardım et ve zafer ver."
Çağımızdaki islâm savaşçısı da ya Bedir, ya Uhut ya Hendek savaşını yapacaktır. Aksiyon bu savaşlardan birinden geçmek zorundadır. İslâm, ilâhî teklifle yüklü olarak, bu ilâhî savaş modellerinden birinin dışında savaş tertibine giremez. Bu savaş tertiplerinin dışında islâm ya savaşta değildir ya büsbütün yoktur. Birkaç yüzyıldır Uhut modeli savaşlar veriyoruz. Savaşlarımız, çok kısa süreli ihlâslarımıza karşı bir Bedir görünüşünü alıyorlarsa da, hemen arkasından, Uhut'un kalın bir lav örtüsü gelip onu kaplıyor. Uhut savaşları vere vere Hendek modeline yaklaştık. Bugün dünyanın dört bir bucağında islâm inancı yavaş yavaş tutuşan bir Hendek savaşının ilk kımıldanışları için dedir. Bu kez Bedir en önce değil, en sonra gelecektir. Her yandan tam bir düşman hendeğiyle çevrili bulunuyoruz. Onlara göre bu son imha savaşıdır. Bize göreyse, varlığımızı artık bir daha inkâr edemeyecekleri kadar net bir hale getireceğimiz bir ispat savaşıdır. Bedir bir tez, Uhut bir antitez, Hendek ise sentezdi. Başlangıcın diyalektiği elbet böyle olacaktı. Şimdi sonun diyalektiğinde antitezin saldırısı (Uhut serileri), sentezin yani varlığımızın savunması (Hendek serileri -ki şimdi o dönemdeyiz-), sonunda da tezin zaferi (Bedir'in dirilişi) gelecektir. Rövanş, Bedir'indir ki, ondan sonra zafer ebedi olsun.